Bir kaç saniye kafeyi inceledikten sonra içeriye girdik, Emir 3-5 zombiyi hallettikten sonra yemek yapılan yere gitti.Bende masalardan birine oturdum inşallah hamburger ve pizza vardır. Elinde iki tepsiyle geldi, tabaklarda soslu makarna vardı.Eh,bir seferlikte istediğim olmasın canım ne olacak. Masaya oturdu ve yemeğe başladık,makarnanın tadı süperdi özellikle o etli sosu... Emir sırt çantasından bir el radyosu çıkardı , içindeki kanalları karıştırmaya başladı. Hepsinden sadece cızırtı sesi çıkıyordu, bende elinden çekip karıştırmaya başladım. Sonra ülkenin genel kanalında durdum, bir takım sesler geliyordu,radyonun teliyle biraz oynadıktan sonra sesler belirginleşti. Kulağımı ona doğru tuttum ve dinlemeye başladım; -Herkesin bildiği gibi artık bu dünyada kıyamet olarak adlandırdığımız şeyle karşı karşıyayız.Kaçın!Sadece kaçın. Hindistan'ın sınırında bir toplama kampı kuruldu,şimdi neredeyseniz Hindistan'a doğru yol alın. Konuşma bitince cızırtılar tekrar gelmeye başladı bende radyoyu kapattım.
Emir:Adam bir şeyler daha söylüyordu niye kapattın ki ?
Ben:Duymadım,zaten cızırtıdan başka bir şey yoktu.
Bana kötü bir bakış fırlattı.Her neyse şimdi yola devam etmemiz gerek.İkimizde arabaya bindikten sonra bir silah sesi duyduk. Emir tam arabayı çalıştırıyordu ki ben durdurdum.
Ben:Belki biri yaşıyordur ve yardımımıza ihtiyacı vardır.Böylece bırakıp gidemeyiz.
Emir: Umurumda mı sence?
Ben: Peki tek başıma giderim benim ^umurumda^ umurumdayı vurgulayarak söyledim ve gittim.Ses yolun kenarındaki ormandan geliyordu, daha fazla yaklaştıkça birisinin ^imdat!^ diye bağırdığını duydum.Arabadan çıkmadan önce gizlice Emir'in silahını almıştım onun zaten tüfeği vardı.Yardım isteyen bir erkekti.Siyah saçlı,ela gözlü ve uzun boyluydu.Üzerine siyah hırka içine gri bir atlet ve altına siyah dar paça bir eşofman giymişti.Mükemmel yakışıklıydı.Fazla bekletmeden yanına gittim ve hayatımda ilk defa 3 zombiyi vurdum.Sonra onu kaldırmak için elinden tuttum, bana teşekkür etti.Elimi uzatıp ben Aslı dedim.Oda Baha dedi ve elini uzattı.Arabaya kadar yürüdük Emir somurta somurta bize bakıyordu, umarım onu sinirlendirmemişimdir.Kapıyı kapattığımda bana silahım nerede diye bağırmasını bekliyordum.Tam tersi oldu iyi ki aldığımı söyledi.
Baha:Şimdi nereye gidiyoruz?
Emir:Hindistan'da ki toplanma kampına.
Baha:Bu şeyi bir radyodan duyduysan kayıt olabilir.Belkide toplanma kampına da hastalık yayılmıştır.
Ben:Bence şansımızı deniyelim başka gidecek yerimiz yok.
Emir:Haklısın.
Hazır arabadayken Shawn Mendes'in Shape Of You şarkısını açıp dinledim.Hindistan'a gitmek için önce Amerika'dan geçmek gerekiyordu,buda hiç kolay olmayacak.Amerika çok fazla nüfuslu bir ülke umarım Hindistan'a sağ sağlim varırız.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIYAMET Z
УжасыAslı, Baha,Emir ve Alara'nın başından geçenler sizi de heyecanlandırmaya yetecek kadar macera korku ve aksiyon dolu bir hikaye. Onlar bilinmeyen bir sonun başlangıcındalar. Peki. Ya bu başlangıcı kim değiştirecek? Daha fazla beklemeden okumaya haz...