30.05.1865
Efendim, bugün gelmediniz. Neden gelmediniz? Bana her zaman geleceğinizin sözünü vermemiş miydiniz? Umarım iyisinizdir ve sadece bir işiniz çıkmıştır.
-
02.06.1865Efendim, siz gelmeyeli 5 gün oluyor ve kalbim sizi özledi. Neredesiniz? İyi misiniz? Babam da eve gelmiyor. Öğrenmiş olmalarından korkuyorum efendim. Ne olursunuz, iyi olduğunuza dair bir şey yazın.
-
07.06.1865Babam eve geldi. Sarhoştu. Sürekli yapmamış olmayı diliyordu. Efendim, babam neyden bahsediyor? Lütfen, gelin artık.
-
08.06.1865Babam, babam bana vurdu efendim. Yanağımda kırmızı bir el izi var. İğrenç diyerek bana tokat attı. Artık çirkinsin dedi ve bir kez de karnıma vurdu. Yere düşmek zorunda kaldım ve bundan faydalanarak sırtıma tekmeler atmaya başladı. Daha sonra durdu, odadan çıkarken 'seni artık kimse sevemez' dedi. Efendim, yeminim olsun bu hepsinden daha çok acıttı. Lütfen gelin ve onun söylediğini yalanlayın.
Efendim, beni korumanıza ihtiyacım var, neredesiniz?
-
12.06.1865Japonya'ya sürgün edilmişsiniz efendim. Bugün babamın arkadaşları aşağıda konuşurken duydum. Ve söylenenlerin yalanlanması için benim evlenmem gerekiyormuş. Öğrenmişler efendim, herkes öğrenmiş. Ne olursunuz gelin ve, karşı çıkalım tüm olanlara.
Sizi seviyorum, ne olursa olsun da seveceğim efendim.
-
17.07.1865Bugün sizi gördüm. Tekerlekli sandalyedeydiniz efendim. Bir kadın sürüyordu sandelyenizi. Yüzünüz asıktı ve çok zayıflamıştınız. Yanına gelemedim efendim. Size iyi olup olmadığınızı soramadım, size sarılamadım, sizi öpemedim.
Ama sizi seviyorum, sizi hala seviyorum efendim.