*Acı herkese göre büyüktü, kimine göre kat ve kat kimine göre aç ve aç, Yağmura göre ise ıslak mı ıslak...bir damla değdi vücuduma, Yağmur diye fısıldarcasına...yer göğe değdi, Yağmur ölüme*
***
Gizli:
Bugün yine mutsuzum...
Her zaman olduğu gibi.
Belki seni görsem...tamam saçma bir hayalden ibaret, kıkırtını tekrar duysam da yeter.
Iraz:
Sence de fazla saplantılı değil misin güzelim?
Gizli:
Saplantım kalbime saplanıyor Iraz, acı çekiyorum.
Iraz:
Gülünç.
Gizli:
Sen gülüyorsan ne mutlu bana.
Iraz:
Konuşmanın başında mutsuzdun.
Gizli:
Şimdi ise mutluyum.
Iraz:
Dengesizsin.
Gizli:
Dengemsin; sen olmayınca dengesizim.
(Görüldü 12:22)
Telefonu bir köşeye atıp elime gitarımı aldım, bana mesaj atan bu dengesiz her kim ise değişik bir stili vardı, konuşma şekli insanı konuşmaya itiyordu. Ama bu sadece bir dakikalık süren bir histi.
En azından benim için öyleydi.
Bana bu şekilde mesaj atan onca kişi vardı ki...artık bir yerden sonra uğraşmayı kesmiştim.
Geçiştirmelik cevaplar vererek kendimden bezdiriyordum, zaten mesaj atanlar ise bu ters halime bir gün daynamadan mesaj atmayı kesiyorlardı.
Eğer her kim ise yarında mesaj atarsa rekoru kırıp benim ile en çok konuşan kişi olacaktı.
Bu tabiki onu özel falan yapmayacaktım, sadece diğerlerine göre daha sabırlı olduğunu gösterecekti.
Kafamda olan her bir düşünceyi siktir edip kendimi noktaların ahenkine bıraktım ve bestelemek istediğim şarkı için söz aramaya başladım.
Notlar tamamdı; geriye ise sadece şarkının sözleri kalmıştı.
Bu notalar için tam bir sene çalışmıştım. İçimde ruhumdan, kalbimden ve acılarımdan hisler koyarak yapmıştım ve şimdi ise bunu devam ettirip sözlere başlayacaktım.
Telefonumun üstü üstüne titremesi ile birlikte gitarı bir köşeye bırakıp telefonu elime aldım ve ön cebime sıkıştırdım.
Gitarı çantasına koyup eşyalarımın hepsini topladıktan sonra, gitarı sırtlayıp okulun müzik sınıfından çıktım.
Telefonum bu sırada titremeye devam ederken; aslında bunun mesaj değilde bir arama olduğunu yeni yeni anlıyordum.
Telefonu ön cebimden tek bir hareket ile çıkartıp telefonu kendime çevirdim.
Telefonun ekranında yazan isim 'Gizli'ydi. Mesajı ilk attığı zaman onu böyle kaydetmiştim, mesaj atmayı kestiği an ise numarayı silecektim.
Ben bana mesaj atmayı kesmesini beklerken o, tam tersini yapıp beni aramıştı.
Yeşil butona elimi getirip ittirdim, kulağıma telefonu dayamam ile ilk önce derin bir nefes alış yükseldi.
"Dinliyorum." deyip karşı taraftan bir ses gelmesini bekledim, ama karşı taraftan gelen tek şey hıçkırık sesiydi.
"Ölmek istiyorum." diye bağıran kızın sesi ise ağlamaklı çıkıyordu, etraftan dağılma sesleri gelirken, aslında beni isteyerek aramadığını yeni yeni fark ediyordum.
"Ölmek istiyorum!" diye bu sefer daha şiddetli bağıran kimdi ve neden ölmek istiyordu bilmiyordum ama bunu Gizli olduğundan emindim ve ben gizliyi bulup neden ölmek istediğini öğrenecektim.
Çünkü hayat her şeye rağmen yaşamaya değerdi ve ben bunu değerini çok iyi biliyordum.
*Bir Damla*
***
-...bu hayata...-Aysel TOKYAY
