*Usul usul yaklaş bana; bir nefeslik mesafede kal, gözlerim kapalı...kalbim sonuna kadar açık. Seni hissediyorum. Yüzüme bir damla düşüyor; yağmur yağıyor. Ben ölüyorum.*
***
"Yağmur kızım sakin ol!"
Karşı hattan bu sefer daha olgun ve gür bir ses gelirken, aynı zamanda etraftan kırılma sesleri de geliyordu.
"Ne sakini! Şu halime bak, bu halde yaşasam ne olur...ölsem be olur anne!"
"Yapma kızım böyle..."
Yaptığım belki ayıp bir şeydi, ama ayıp falan umurumda değildi, orada neler olduğunu merak ediyordum ve sonuna kadar da dinleyecektim.
"Canım çok yanıyor anne...Keşke o gün ölseydim! Neden yaşıyorum hâlâ, neden!"
İsminin Yağmur olduğunu öğrendiğim kız büyük bir çığlık atmıştı, canını bu kadar yakan şey neydi ? Bu kadar acı çekmesini sağlayan ?
"Yağmur? Yağmur?!"
Kadın çığlık atarcasına bağrınca içimde bir yerler cız etmişti. Ne olmuştu da o kadar acı içinde bağırmıştı?
"Ambulans arayın hemen!"
Aynı kadın tekrar bağırıken kötü şeyler olduğunun çoktan farkına varmıştım.
"Güzel kızım; biliyorum çok acı çekiyorsun, tüm bunlar için senden binlerce kez özür dilerim...çok özür dilerim. Ama lütfen beni bırakma..."
Telefondan ambulans sesleri gelirken içimi dolduran endişeye bir anlam veremiyordum.
Koridorun tam ortasında durmuş karşı tarafı dinliyordum ve herkesin bana bakmasına sebep oluyordum.
Yavaş yavaş kenara geçip insanların bakışlarından kurtulmaya çalıştım ve telefonu dinlemeye devam ettim.
Ama bir ses gelmemişti. Galiba gitmişlerdi. Yağmurun durumu neydi merak ediyordum. Ne olmuştu da ambulans çağıracak kadar kötü bir hale gelmişti.
En çok merak ettiğim ise, bu kadar büyük olan acısı neydi? Kafam almıyordu...ne yaşamış olabilirdi bu kadar.
Aklıma dönen düşünceler beni şaşırtırken bir kızı bu kadar ilk kez düşünmek beni dumura uğratmıştı.
*Bir Damla*
***
-...ben...-Aysel TOKYAY