Yangında Kül Olmuş Kalp

179 20 4
                                    

Duman/Bal

(Şarkının hikayesini okursanız bölümde vermek istediğim duyguyu biraz daha iyi anlamış olursunuz :)

Yalnızlık ile kuşanmış sessizlikten pek bir şey anlaşılmasa da gözlerdeki bitkinlik her şeyi apaçık ortaya koyuyordu.Herkes için farklı boyuttaydı bu hüzün,kimisi dostunu,kimisi bir tanıdığını,kimisi de her şeyini kaybetmişti bugün..Defne gibi...

Ömer'in saks mavisi tonlarındaki gömleğini eli ile sımsıkı kavramış,başını da İso'nun göğsüne koymuş,ağlamakta buluyordu olmayan dermanı..Göz yaşlarına her ne kadar geçmelerine izin vermese de ondan izinsiz ve hızlıca akıp gidiyorlardı gömleğin yakasına..

Gelen ayak sesleri ile başını merdivene yöneltti Defne.Neriman hanım,Emine'yi uyutup gelmişti.Onunda doluydu gözleri Necmi amcanın yanına oturduğunda o da bırakmıştı göz yaşlarını dışarı.

"Uyudu mu?"

dedi Defne kendini toparlamak için doğrulurken..Neriman başını salladı usulca,

"Çok soru sordu..Babasını istedi bir de..."

dediğinde daha da artmıştı Defne'yi taciz eden kırık göz yaşları..Ağzından hıçkırıklar istemsizce dökülmeye başladığında Sinan ayağa kalkıp kolları ile sarmıştı Defne'yi.Defne ise umursamıyordu onu teselli etmek için çaba gösteren bu insanları.Ömer..Ömer yoktu..Onun nefesi soluduğu havada iz bırakmıyordu.Ne anlamı kalmıştı şimdi nefes almanın..Anlamsızdı..Her şey gibi herkes gibi bu da o kadar anlamsızdı ki..Yaşamaktan nefret edecek kadar..

"Söyleyecek misin kızım,Emine'ye?"

Nasıl diyebilirdi ki minik kızına baban artık istese de geri dönemez diye..Kıskanacağı kadar fazla düşkündü babasına..Bünyesine nasıl sığdırabilirdi ki baba'dan sonra o sızlık ekini..Biliyordu ne kadar büyük bir acı olduğunu bu kayıpların..Onun da babası ile arası ahım şahım bir vaziyette olmasa bile hayattaki en büyük yaralarından biriydi..Sahi ya..Neden kaybediyordu her şeyini..Neden her tarafı,geçmişi,geleceği yara bere içinde kalmıştı.Kızların kaderi anneleri ile aynı olur diye boşuna denmemişti demek ki,

"Nasıl..Nasıl diyebilirim ki?Ben daha onsuzluğu kabullenmemişken o nasıl baş edebilir ki babasızlıktan.Çok..Çok düşkün zaten babasına..Bilmiyorum..Hazır değilim henüz."

dedi ve aldığı sığ nefes ile başını koltuğa yasladı.Onunla geçirdiği keyifli vakitlerin küçük bir özeti olan koltuğa.Bakındı anılar ile dolup taşmış o koca eve..Hangisini anlatabilirdi ki,hayatının en güzel yıllarına bu ev tanıklık etmişken,onsuz geçireceği günler ile tekrar mı boyayacaktı artık.

Onsuz,o olmadan ben ne yaparım?

Diye ara sıra kendisine sorduğu bu soru dönüşüme uğramıştı.Söylemekten korktuğu o cümle şimdi onun kader adlı kitabının satırlarına acıtacak bir tavırla kazınıyordu.Artık bu soruya kaynaşan birkaç ufak harf onu bambaşka bir çıkmaza sürüklemişti,

Onsuz,o olmadan ben ne yapacağım?

dedi..Gözlerinin işlevsizliğini hissetti o an.Her şey her ne kadar net görünse de beyni Ömer gibi kurguluyordu herkesi,her şeyi..Mesela kitaplıkta kitap arayan Ömer'i.O kaybolduktan saniyeler sonra koltukta kahvesini içen Ömer'i.Camdan etrafı kollayan Ömer'i.. Emine'nin yerlerde bıraktığı oyuncaklarını toplayan Ömer'i.Kahkahalar ile Sinan'ın omzuna vurduğunda Sinan şaşkınca dönmüştü Defne'ye doğru..Defne ise katıla katıla,bağıra bağıra gülüyordu,

"Siz de gördünüz mü Ömer'i..Bakın!Her yerde o var..Bırakmamış beni."

Sinan boğazını acıtacak bir şekilde yutkunduğunda o da dayanamamış,bir kaç göz yaşı bırakmıştı.Bu sırada herkes Defne'nin yön değiştiren göz bebeklerine bakıyordu.. Defne de çok geçmeden anlamıştı beyninin ona oynadığı bu oyunu.Gülen yüzünü tekrar düşürdü..

"Gitti mi yani?Bıraktı mı beni?"

dedi umutsuz ve sönük bakışlar ile..Tenin daha da beyazladığını hissetti.Sanki bir beden kaybolup,gitmişti içinden..Öylece ıssız ve korkusuzca..Yanına Neriman hanım gelip koluna girmeye çalıştığında Sinan kalkmıştı yanından,

"Defneciğim.Hadi gel yatıralım seni güzel kızım.."

Deyip kolumu tuttuğunda hızlıca ayırdım onun ellerinden kolumu..O da bana küçümsemeyle bakıyordu burada olan herkes gibi..Ben kendime bile bakmaya korkarken.

"Bırakın beni..Uyumayacağım ben..Bana kalsa nefes bile almayacağım ama...."

"Sakın..Sakın Defne!Kendini düşünmüyorsun,hadi bizi de düşünmüyorsun,Emine'yi düşün..Tamam mı?O varken aklından bile geçirme."

Defne gözyaşlarını eli ile itip karşısında oturan abisine karşılık başını salladı masumca..Dizlerini kendine çekti ve bir kez daha rahat bıraktı göz yaşlarını..Yanında biten Nihan ile yavaşça başını kaldırdığında elindeki hap ve ilacı gördü..Umursamaz bir şekilde tekrar yaslandı arkasına,

"Uyumayacağım dedim ya Nihan!Bu haplarla mı kandıracaksınız beni?"

dediğinde Nihan,arkadaşına yalan söylemenin verdiği huzursuzluk ile,

"Uyutmayacak,toparlanman için Defne..Hadi kırma beni,iç."

Defne başını salladı ve Nihan'ın ona uzattığı hapı attı ağzına..Sonra da oflayarak yumdu gözlerini..Açması pek uzun sürmemişti,Ömer gelmişti gözünün önüne..Tüm iyimserliği,tüm aşkı ile,

"Nasıl oldu?"

deyip yutkundu Defne.Ömer'in en kötü haberi geldiğinden beri nasıl olduğunu umursamamış,nasıl olacağına bakmıştı daha çok.Oflayarak gerindi Sinan yerinden..Onun içinde hayatının en zor günlerinden biriydi..

"İşte iş yemeğine gideceğim,bir arkadaşın evine..Diye çıkmıştı şirketten..Sonra ev..ev yanmış..Ya da..Baş-"

Gözleri artık sınır tanımıyordu Defne'nin.Kalbinin ilk defa bu kadar zalim davrandığını hissetti.Kabaca sıkılıp canını acıtıyordu Defne'nin...

"Ya-yanarak mı ö..öldü.."

Duymuştu daha önceden en can acıtıcı ölüm biçiminin yanmak olduğunu..Düşünemedi Ömer'i alevlerin arasında..Düşündükçe ölecek gibi oldu...Sanki o ateşler şimdi onun etrafında dolaşıyordu..Canını hissetmeyecek kadar çok yakıyordu..Keşke ben yansaydı diye düşündü..Onun canı acımasaydı...

"İşte bu yüzden göremiyoruz..K..Kül ol..."

"Sus!Sus tamam mı?Sus!Anlatma daha fazla.."

dedi ayağa kalkıp..Ellerini başına koyduğunda fark etmişti titreyen vücudunu..

"Kumpas..Kumpas değil mi?Bunu yapanı ben..Kendi ellerimle geberteceğim.."

Sinan başını öne eğdi ve kısık bir ses ile;

"Bilmiyoruz..Bir ihtimal"

dediğinde koltuğa çöktü Defne soluklanamaz iken..

"Benim yüzümden..Evde kalmak yerine şirkete gidip,onun çıkmasını engelleyecektim..Benim yüzümden!"

diye bağırıp vazoyu fırlattığında bacaklarına sarılan miniğini fark edip gülümsemişti.Göz yaşlarına sıkıca tembihleyip,komut verdikten sonra kızını kucağına aldı,

"Niye ağlıyorsun anne?Babam nerede?Ara da gelsin..Bu gece bana yeni masal kitabımı okuyacaktı."

dayanamadan akıttığı gözlerini belli etmemek için sımsıkı sarıldı kızına.Onu alıp merdivenlerden çıkarken göz kırptı salonda oturmakta olanlara..Kızının sadece pembeler ile donanmış değil de,rengarenk mobilyalar ile süslenmiş odasına geldiğinde önce onu yatağına bıraktı..Ardından da kendisi geçti yatağa.Minik kızı gülümseyip annesinin burnunu öptüğünde üzerine aniden bastıran uykuyla kulağına fısıldadı meleğinin;

"İyi geceler meleğim"

***

AsIında annem seni anIatır dururmuş çocukIuğumda ve her masaIa seni anIatarak başIarmış; Bir varmış, bir yokmuş...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 19, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Katil ve MaktulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin