Daha 17 yaşındayım. Gayet sıradan bir hayatım var. 1.75 boyunda, 53 kilo, beyaz tenli, diş telli, siyah saçları olan bir üniversite öğrencisiyim. Şimdi hakkımı yemeyeyim, manken gibi kızım. Fakat gel gör ki olabildiğince sıradan bir hayat. O sıradanlığın arasında tek düşünebildiğim birinin gelip hayatıma şu dedikleri sihirli değnek var ya onu değdirmesi. Peki değdirdi mi ? Evet. Fakat öyle hayalimdeki gibi değildi desem. Platonik aşık olduğum çocuğu unuttuğum dönemlerdi. Öyle sosyal medya falanda kullanmam. Böylede bir asosyalim. Sanırım kendimi ulu orta gösterecek ve fotoğraflarımı atacak kadar özgüvenim yok. Bir gün artık can sıkıntısından önerilen bir uygulamayı indirdim. Adını söylemeyeceğim ama on beş saniyelik, başlığa göre video çektiğiniz uygulama. Anlamışssınızdır çoğunuz. Öyle bir kaç kullanıcıya, başlıklara baktıktan sonra biri dikkatimi çekti. Allahım o ses tonu, o yakışıklılık. Resmen mükemmelliği buldum. Sırf onun için instagram açıp direk onu takip etmeye başladım. Attığı videolar öyleydi ki bir gün evimin direği, çocuklarımın babası olma potansiyeline sahip konuşmalar. Ben tabi takip etmesine ettim ama adamda karıdan kızdan bol bir şey yok. O da hemen geri takip yaptı. Bu da bir şey valla sevindim. Peki, benim bu şanssızlığımla nolsun ?! Ben adamı takip ettikten bir hafta sonra sevgili bulmasın mı ? Bulur tabi. Kime elimi atsam kısmeti açılıyor. Boşuna kendimi farkettirmek için o kadar like atmışım resmen. Yok yani kezban triplerine girip, ilk mesajı atmak yerine böyle yaparsam, tabi sevgilisi olur. Fenomen adam bu yahu. Tabiki kalede kaleci var diye gol atmayalım mı, lafını uyguladım. Bu zamana kadar bu laftan daha itici bir şey yoktu benim için. Fakat 17 yaşına gelip bir sevgilim bile olmayınca bu kalıplardan kurtuldum bu yakışıklı için. Merak etmeyin, sevgilisi olan birine yürümedim tabiki. Sevgilisiyle attığı fotoğraflara like atıp, düzenli takip etmeye devam ettim. Bu sırada fenomen beyi tarif edeyim. 1.85 boylarında, siyah saçlı, sakallarının belli bölümlerinde kıl olmayan, geniş omuzlu, hafif göbekli ama zamanında spor yaptığı için hala kaslı görünen bir karın, alnıda hafiften açık. Böyle açıklayınca çirkin gibi oldu ama baya yakışıklı adam. Sevgilisinide görün o kadar hayran içinden gidip onu seçmek ne bileyim. En pahalı markaları giyebilecek olduğun halde salı pazarından giyinmek gibi. Neyse, ben yine iyi düşünüyorum. Seviyor demek ki, sen karışma, takip etmeye devam et. Adam hakkında hiçbirşey bilmiyorken, sevgilisi olan adamlara yürüyen kalitesizlerden olma. En azından hakkımda yollu diye düşünmesindense hiçbirşey bilmemesi daha iyi. Bir görün öyle sözler paylaşıyor ki, sanırsın ki adam mükemmelliğin dibi öyle böyle değil. Neyse bu sevgilisiyle fotoğraflar atıyor böyle boy boy. Yapacak bir şey yok artık diyip sayfasına girmeyi bıraktım ama hala takip ediyorum. Sayesinde instagram kullanmaya başlamışım hazır, aktif bir şekilde kullanıyorum. İki ay bu böyle gitti. Aklımda tabi hala ama öyle aman aman değil. Bir sabah bir kalktım kuzenim " Sana dm geldi, yakışıklı çocuk bak bir istersen " dedi. Ben tabi beklemiyorum bir baktım o. Allahım fenomen adam o kadar takipçi arasından bana mesaj atmış, kesin dikkatini çektim, ya tatlılığa bak diye düşünüp aşk senaryoları kuruyorum kafamda. Tabi ne yazdı bu kadar değil mi ? Adam senden etkilendim, çok tatlısın falan mı yazmış diye düşüneceksiniz. Hayır tabiki. Klasik tanışma kelimelerinden olan ; " Heyy" diye bir mesaj atmış. Bende tabi o kadar beklemişim. Sevgilisiyle mutluluklarını izlemişim. Hemen cevap verdim aynı şekilde.
"Hey"
" Senin mesaj atacağın yoktu, ben atayım dedim "
" İyi yapmışsın. Doğru bildin atmazdım "
"Çoğu takipçim ya dm atar ya da yorum falan ama seni sadece anasayfama düşünce görüyorum. Dikkatimi çektin. "
" Ben sadece attığın sözlere bakıyorum. "
Gibi gibi sıkıcı konuşmalardan sonra olay işte yaşın kaç gibi klasik konuşmalara geldi. Sonra normal olarak şunu sordum. " Kız arkadaşın vardı. Çok yakışıyordunuz ya. Allah ayırmasın. O neler yapıyor ? " dedim. Tamam niyetim belli ama ne diyeyim adama ayrıldınız mı, oh iyi olmuş falan mı ? Sonra ben tabi istemem yan cebime koy tavırlarım ve on yedi sene sevgilisiz geçirip, kadınsı tavırları, cilveleri, konuşmaları bilmediğimden dolayı adamla bir tartışmaya başladık dedim yani sıçtık, başlamadan bitiyor. İyi bok yedin. Kaç yıl sonra birinden hoşlandın, kendini farkettirdin. Onunda ağzına sıçtın resmen kezban tavırlarınla. Anlamıyorum adam ne yapsın o harika, minnoş kalbini üstün yetenekleriyle görüp sana aşk cümleleri mi kursun, gerizekalı! Az cilve yap ya, o kadar istediğin halde niye tersliyorsun. Konuşmanın en atarlı kısmı şuydu : Ben :
" Ya her erkek böyle bir ilişki ister. Fakat senin özgüvenin fazla. İstediğin herkesi elde edemezsin. "
" Evet özgüvenim fazla ama her erkeği bir tutamazsın. Ben seni tanımaya ve kendimi anlatmaya çalışıyorum. Ne bu kaçan kovalanır tavırları ? "
" Ben mi kaçıyorum ? Pardonda sen kimsin ki senden kaçayım. Seni tanımıyorum bile. Seni fazla pohpohlamış hayranların. Üzgünüm ama ben onlardan değilim."
"Öyle mi küçük hanım. Sana şunu söyleyeyim benim gibi bir adamı kaybettiğine pişman olacaksın. Sen ne kaybettiğini bilmiyorsun!"
"Evet, bilmiyorum. Söylemiştim ya seni tanımıyorum ve bence artık tanımamada gerek yok. Ne olduğun belli. İyi günler."
" Sen gerçekten manyaksın. İyi günler tatlım."
Ben gerçekten gerizekalıyım ya. Kızım ne bu Kezban tripleri ! Ben tabi kendi kendime küfür ediyorum. Ömür boyu yalnız kalacağımı, memlekete taşınıp bahçeyle ilgileneceğimi, kendi evimin adamı olup, erkek tenine dokunmadan öleceğimi falan düşünüyorum. Oldum olası böyle serttimde erkeklere, artık yeter be gülüm bu güzellikle öleceksin yalnızlıktan gibi cümleler kuruyorum. Üç- beş saat geçti, baktım kendi yazdığı ufak bir paragrafı paylaşmış. " Kızlar her adamı bir tutmayın. Gerçekten tanıyın, içini görün. Belkide hayatınızın aşkı, belki aradığınız herşey onda. Başka adamların yaptığı bokları bizim gibilere yıkmayın." gibi bir şeydi . Direk üstüme alındım tabiki. Üstüne üstlük beni direk etiketleseydi olurdu fotoğrafa yani. Ego manyağı, hayvan ! Bunun üstüne, bir de eski platonik aşkımın bana yaşattıklarının üzüntüsüyle akşama kadar ağladım. Kendimi yırttım resmen ya. Sanki yirmi senelik evliliğim bitmiş, kolum bacağım kopmuş, nasıl ağlıyorum. Belki bir ümit dm atar diye bekliyorum tabi. Sonuçta o fotoğrafta lafta soksa, aklında kalmışımdır herhalde diye düşünüyorum . Akşama kadar bekledim. Kestim tabi ümidi. Öyle kendime küfür ede ede mutfağa gittim. O kadar ağlamayla kaybettiğim eforu bir şekilde almam gerek tabi. Oturdum sinirle hayvan gibi tıkınıyorum. Gece 00. 15 falan oldu. Hatta tam 00.15 ben komple kesmişim umudu tabi. O sıra bu mesaj atmaz mı ? Ben o heyecanla çiğnemeden yutunca, daha doğrusu birden yutkununca o ekmeğin boğazımda kalması. Allahım yârime kavuşamadan ölüp gidecektim ya. Neyse. Şunu demiş fenomenim :
" Ah güzelim ah "
" Efendim, noldu ? "
" Niye beni böyle tersledin ? "
" Canım öyle istedi. O egonu yeterince tatmin etmişler zaten. Bana gerek yoktu ! "
" O kadar kadın arasından sana yazdım. Demek ki beğendim. Hadi geçtim onu beni terslediğin halde yine yazdım. Ben, bana böyle davranan bir kadına niye yazayım ki beğenmesem ? "
" Haklısın ama çok egolu konuştun. Üstelik bildiğin ben bulunmaz gibi kumaşıyım tavırları sergiledin. "
" Ben hep böyleyim fakat senin gibi yapan olmamıştı. Ne bileyim tüm kadınlar aynı davranınca normal gibi görüyorum artık bu egomu. "
" Öyle mi canım ? Her kuşun eti yenmiyor gördüğün gibi "
Böyle birbirimize laf sokmalı konuşmalarla sabahı ettik. Kendime kızmıştım böyle odun olduğum için ama resmen adam böyle olduğum için yazmış bana. Cidden kaçan kovalanıyor muymuş neymiş ? Kaçtığımda yok yani. Öyle böyle baya sohbet ediyoruz. Konuşma artık öyle güzelleşti ki bana hayallerini anlatıyor, ben anlatıyorum falan. Nasıl mutluyum, işte hayatımın aşkı falan diyorum. Böyle sıradan konuşmalarla bir hafta geçti ama adam öyle mükemmel ki ! Ne benden telefon numaramı istiyor, ne buluşalım diyor. O kadar seviyeli ki anlatamam. İki hafta sonra artık buluşalıma geldi olay. Yani gelsin artık bir zahmet yoksa şu sanal ilişkiye dönecek olay. Bu söyledi haftaya buluşalım, artık seni görmek istiyorum. Bende tabi hemen tamam dedim ama benim salak kafam haftaya annemlerle Altınoluk' a tatile gideceğimi unuttum. Şimdi annemlere ben hayatımın aşkıyla buluşacağım gelemem desem sıçarlar ağzıma , buna desem bu da böyle sert falan görünüyor ama gelemem desem üzülür, eee zaten bende bununla buluşmak istiyorum. Ne bok yesem diye düşünürken, söyledim buna olmaz haftaya diye. Ya bu bir başladı saymaya ama nasıl anlatayım sanki bunu nikah masasında bıraktım. Anlamıyor gerizekalı. Bu sayıyor bana, ben susar mıyım peki ? Hayırrr !Ben daha çok sayıyorum sığıra. Kapattık öyle hakaretlerle telefonu. Sıçarım böyle işe ya dedim. İşte bana bir daha mesaj atma istemiyorum, değerim bu kadarmışlı mesajlar. Bende aynılarını yazıyorum tabi. İnstagramdanda yorum atmıştı sildim onlarıda içimin yağları eridi valla. Hayvana bak ya. Neyse akşama kadar yazmadı. Zaten sildim numarasını bende atmak istesem atamam. Sonraki gün bir baktım mesaj atmış. Ses kaydı böyle heyecanlandım tabi açamıyorum. O sıra annem odaya girdi ; " Baban bizimle gelmiyor. İşi çıktı, beraber gideceğiz. Kalk hazırlan hadi. Aysel, Nurten teyzenlerde geliyor. Onlarla buluşacağız daha. Çabuk ol ! " dedi. Tamam diyip, hemen attım odadan ve ses kaydını açtım. Hakaret bekliyorum ama. Ya ses kaydında hüngür hüngür ağlayıp onun için ne kadar değerli olduğumu anlatmış ama o kadar tatlı şeyler söylüyor ki. Ağlıyordu ya. Hep demişimdir ki bir adam benim için ağlasın baş tacı yapacağım onu. Hazır babamda gitmiyorken tatile diyip, anneme hastayım, yok işim var, ben sıkılırım, yaşıtım gelmiyor gibi aklıma gelen her bahaneyi söyledim. O da dünden razı valla kafa dinleyecek ya. Hemen odama koşup telefonu aldım elime.
" İyi tatiller sana. " demiş.
" Annem gitti. Ben gitmedim. Senin için.."
" Şey sen ciddi misin ? Bu haftasonu seni görebileceğim yani ? "
" Evet. Niye ağladın sen böyle ya da neden hemen yazma triplerine girdin ki ? "
" Ben böyle bir adamım duygusalım. Onun üstüne bir de yorumları kaldırmışsın. "
" Altıüstü iki- üç yorum. Sen öyle tepki verince ne yapacaktım ki ? "
" Haklısın. Ben ani tepkiler verdim. Ben seni cidden tanımak istiyorum. Ya 24 yaşında adamım bu zamana kadar bana böyle davranan senden başka kimse olmadı. Farklısın. İzin ver tanıyalım birbirimizi. Sende beni sana çeken birşeyler var. "
"Şey.. Bende seni tanımak istiyorum ama her tartışmada yazma etme demekle olmaz. Oyun mu oynuyoruz burada. " diye konuşmalarla buluşma gününü ayarladık. Cumartesi gecesi var ya kalbim ağzımdan çıkacak böyle. Öyle heyecanlıyım ki anlatamam. Buluşma yerini, saatini, ne giyeceğimize kadar karar verip iyice kararlaştırıp,iyi geceler mesajlarından sonra uyuduk..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bakirelik Mi , Ben Mi ?
Non-FictionDaha on yedi yaşında bir kızı sırf bakire birini istediğin için kandırdın mı yoksa gerçekten seviyor muydun ? ..