İlk Buluşma

1.8K 16 0
                                    

Sabah kalkar kalmaz hazırlanmaya başladım. Aslında pekte zor olmadı çünkü dün sırf bununla buluşacağım için gidip bir pantolon ve bir bluza üç yüz lira verdim. Normalde bu kadar savurgan değilimdir. Öğrenciyim sonuçta ailem ne kadar harçlık verirse ona göre harcama yaparım ama yârime değer dedim ve kıydım paraya. Şansıma bayadır para biriktiriyordum cebimdede dört yüz gibi bir şey kaldı. Neyse hazırlandım ama nasıl hazırlanıyorum. Tırnağımın yanındaki etlere kadar kontrol ediyorum. Bu da işte evden çıkmadan yarım saat önce haber ver ben yetişirim dedi. Her neyse çıktım evden. Nasıl heyecanlıyım ama. Kadıköy'e gittim metroyla. Beşiktaş'ta buluşacağız. Kadıköy'den vapura bineceğim. Bende ki öyle bir şans ki Beşiktaş vapur hattı tadilata girmiş. Bir de hava bir sıcak öyle böyle değil. Bir adım atıyorum bir litre su içiyorum. Saçlarımıda salak gibi düzleştirip açık bırakmışım o saçlar terden yapıştı suratıma. Böyle kafama yapıştılar. Kezbanlıkta yeni bir akım başlattım, resmen. Fondötenimde buram buram terimle beraber akıyor aşağıya doğru. Neyse küfür ede ede Kabataş vapuruna bindim. Heyecanım geçsin diye konuşuyoruz bununla. İndim vapurdan. Beşiktaş'a yürü dedi. Benimde hayatım sadece Anadolu yakasında geçtiği için karşıyı gram bilmiyorum. Ancak arkadaşlarımla gideceğimde beni gezdirecekler. İndim yürüyorum heyecandan ölmemek için en yakın arkadaşımı aradım konuşuyoruz işte. Klasik kanka tavsiyeleri veriyor. " Kardeşim dikkat et bak. Eğer beğenmezsen bir mesaj at ararım seni. Sakın başbaşa kalmayın. Neredeysen konum at. " gibi şeyler. Ben heyecanım geçsin diye kızın söylediklerine ciddi ciddi cevap veriyorum. O kadar yürüdüm ki ama terimle beraber boynuma doğru akan fondötenim beyaz bluzumun yakasını sapsarı yapmış. Sen o kadar özen göster, sırf belediyemiz o lanet vapuru tam senin hayatının aşkıyla buluşurken tadilata soktuğu için özensiz, paçoz görün. Yok ya hayattaki şansım bu benim! Geldim işte Beşiktaş'a söve söve ama benimkine yazmıyorum hiç, kankimle sohbet muhabbet. Bir parka oturdum. İşte mesaj attım buna bir park var önündede yok bilmem ne durağı var gibisinden. Bekle geliyorum dedi ama nasıl sinirli. Meğersem ben, benim kankayla konuşurken defalarca aramış. İşte konuşuyoruz telefonda :
" Nerdesin sen ya ?! Dakikalardır arıyorum seni. Mal mıyım ben. Bu ne böyle, bu kadar umursamaz olunur mu ? Nerdesin hangi bank ya bu ? "
" Ya arkadaşımla konuşuyordum. Bağırma bana. İki tane amca var, yanlarındayım. Hemen durağın yanında. Lenslerimi takmadım, ben göremem seni. Sana zahmet olmazsa ben buraya kadar geldim sende beni gör ve yanıma gel canım. "
" Geliyorum tatlım geliyorum. Sen misin beyaz bluzlu ? Gel buraya gerizekalı. Soluna bak kızım. Kör müsün ? "
" Ay tamam be gördüm. Gerizekalı sensin. Geliyorum. Kapat artık telefonu. " diyerek ona doğru yürümeye başladım. Hayalimde böyle 1.90 lık bir adam bekliyorum ne bileyim aklımda öyle bir imajı kalmış. İşte görür görmez sarılırız, ilk görüşte aşık oluruz birbirimize diye. Gittim yanına işte gayet mesafeli bir şekilde tokalaşıp, yanaklarımızı tokalaştırdık. Yürümeye başladık ufaktan atışarak. Artık çıldırmışım o sıcakta oraya kadar gitmişim, üstüne üstlük o kadar yürümüşüm bir de bana laf gömüyor hayvan !
Ya ben o kadar özenmişim bu gerizekalı poposunun altına inen pembe çizgili bir gömlek giymiş. Sorun pembe olmasında değil yavrum senin boyun 1.85 onu öyle giyince 1.60 olmuşsun. Götten bacak bir şeye benziyordu. İşte tipi fotoğraflara göre çok farklıydı, beklentilerimin baya altındaydı aslında. Ama gelim görün ki adam egodan geçilmiyor. Ben yanında baya güzel kalıyordum ama o egosunun altındada ezilmedim değil hani. Beraber Cihangir'e çıktık. Beyfendinin mekanları. Hayatımda gitmemişim. İşte kahvaltı yapmamış. Oturduk bir börekçiye kahvaltı yapacak.
" Ben kahvaltı yapmadım. Yapalım mı ? Ne yersin ? "
" Ben yaptım canım ya. Deseydin yapmazdım. Sen ye ben aç değilim. Çay içerim ben. "
" Alla alla. Pekala, teklif var ısrar yok. "
Şimdi böyle dedim de adamın yanında ilk buluşmada oturup öküz gibi yiyemem. Açlıktanda ölüyorum kahvaltı falan yapmamışım. Bu öküz gibi tıkınıyor. Çekiniyor tabi hafiften. Bende zavallı gibi çay içiyorum. Hayır bir de öyle dar tişört giymişim ki her çaydan yudum alışımda midem şişiyor. Gerizekalıyım ben ya. Bu yerken izliyorum ben bunu. Utanıyor tabi ben öyle izlerken onu. Gözlerine, kaşına, yüzüne, mimiklerine öyle uzun baktım ki. Kimse bu kadar çekici gelmemişti gözüme. Oradan kalkıp başka bir yere geçtik. Bilin bakalım ne içtik ? Çay.. Yok yani ben hayatımda toplasan iki kere çay içmişimdir dışarda. Beni havalı bir şey sanmasın diyede diyemiyorum filtre kahve falan içelim diye. Bununla sohbet muhabbet baya güzel gidiyor. Ben çay içerken çayı olduğum gibi bluzuma döktüm. Bir de bluz bembeyaz olunca önümde sapsarı bir leke oldu. Ben deliriyorum tabi.
" Kalk, çabuk kalk ! Bu bluzla tüm günü geçiremem. Şuna bak ya. Herkes bana bakıyor dimi ? Bu ne pasaklı kız diye ? "
" Ya saçmalama canım benim. Abartma ya. "
" Hadi istiklale inelim. Bir bluz alalım. "
" Tamam. Eğer mutlu olacaksan gidip alalım. Sonra Cihangir merdivelenlere gideriz. " diyip bluz almaya gittik. Ben anlamadım hangi ara sevgili olduk ordan kalkarken eleleydik. Oysaki kızlara söz vermiştim " Yok kanka çok yavaş ilerleyeceğim. Ne el tutturması ya ?! Bir iki gezip geleceğim " diye. Girdik mağazaya. Ben yine böyle dar dar tişörtlere bakıyorum. Bu tutuyor elimden çekiyor beni, bana beş beden büyük her yeri kapalı bluzlara baktırıyor. Seçti aradan bir tane kabine soktu beni zorla. Fakat o bluzu bana bedava ver giymem. Giydim tabi sevdiceğim mutlu olsun diye. Çıktım kabinden.
" Nasıl olmuş ? "
" Mükemmel. İşte bu ! Tarz dediğin budur ya. Ne o öyle dar şeyler. " diyip beni almaya ikna etti. Elele çıktık yürüyoruz ama nasıl mutluyum var ya. Salak aşıklar gibiyim. Oysa sabah adamı gördüğümde bu ne ya bu mu benim evimin direği demiştim. Merdivenlere gittik. Giderken üç tane bira aldı bu. Benimde babam alkolik ve nefret ederim alkolden. Üstelik ben içmiyorum demişti bana. Normal olarak yüzüm düştü benim. Bu içiyor işte geçmişinden bahsediyor.
" Var ya kimse beni çok sevmedi. Ben sevdim ama.. Sonuna kadar savaştım. Hayatımda birini sevdim şu zaman kadar. Beş sene beraberdik. Noldu biliyor musun ? En yakın arkadaşımla evlendiler geçen ay. Bir şey gelmedi elimden. Gerçi gelse ne olur ki, benden vazgeçen kadına tutunamam ki. "
" Bu mu yani senin derdin. Bir de karşıma geçmiş eski aşkını anlatıyorsun. Tamam anlat tabide direk ondan girmeseydin. Bence seni daha derinden etkileyen bir şeyler var. Daha çocukluktan gelen. "
" Şey .. Ben çocukken babam her gün sarhoş gelirdi eve. Annemi döverdi. Çocuğuz işte geçip karşına onu durduramazdım. Sonra kurtulduk ondan. Ona baba demeyi sevmem. Baba kelimesi benim için çok boş. Okulu bıraktım anneme destek olmak için. O günden beri hayata bir yerden tutunuyorum. " dedi ve gözleri doldu birden. Böyle olacağını bilsem sormazdım bunu cidden. 24 yaşında adam karşımda dokunsam ağlayacak haldeydi.
" Özür dilerim gerçekten. Anlatmak zorunda değildin. Benimde babam öyle. Boşver be hayat işte. Bir yerden alıp, bir yerden veriyor. "
" Benim sevgiye ihtiyacım var. Beni gerçekten sevip, herşeye rağmen, herkese rağmen yanımda olabilecek birine ihtiyacım var. Bence sensin aradığım kişi. Sen beni kendine çekiyorsun. Oysa dışardan öyle havalısın ki ama ben görüyorum senin içindeki sevgiye muhtaçlığı. " diyip hüngür hüngür ağlamaya başladı. Tabi kafası hafiften güzel olmuş. Millet bize bakıyor ben ağlama diye teselli etmeye çalışıyorum. Yalvarıyor beni bırakma diye. Sanki yıllarımız geçmiş beraber. Sonra biraz sakinleşti. " Bana bak, " dedi. Ben bakamıyorum tabi. Neyse bir cesaret baktım dönüp. Birden dudağıma yapıştı ama ben tepki vermeyip hemen geri ittim. Ya ilk öpücüğüm hayatımda ilk kez gördüğüm bir sarhoşa gitmişti resmen. Ben bağırıp çağırmaya başladım çünkü kafamı tutup resmen zorla yapıştı. " Ya canım özür dilerim gerçekten. Ben tutamadım kendimi. Öyle masumsun ki. Lütfen dur bak ! Hadi kalkalım saat geç oldu. Eve bırakayım seni " dedi. Bende baya sinirli bir şekilde bu salağa sayıp söverken yürümeye başladık. Bu sırada sabahtan beri telefonuma bakmadım. Çantamda sessizde duruyordu. Bir de titreşiminide kapatmışım. Kadıköy'e geldik. Artık nasıl etkilendiysek birbirimizden bırakamıyoruz birbirimizi. Dünya umrumda değil ya. Bıraksan bir ömür kalırım yanında o derece. Otobüsü beklerken telefonuma bakayım bi dedim. Görünce kalp krizi geçirecektim. Annem otuz kez, kızlar yirmi kez, babam on beş kez falan aramış. Hiç abartmıyorum ama. " Boku yedim ben. Hass... ! " diye bir tepki verdikten sonra annemi aradım .
" Kızım nerdesin ? Kaçırdı mı seni ? Yanında zorla mı tutuyor ? Yavrum konuşsana ! Çok korktum annem nerdesin söyle baban gelip alsın. "
" Anne sakin ol. Onunla buluşacağımı söyledim. Niye abarttınız bu kadar ? İyiyim ben kuzum. Lütfen ağlama. Şimdi otobüse bineceğim. "
" Tamam çabuk ol. Sana bir şey oldu zannettim. Ya bir şey olsaydı ne yapardım ben. Eve gider gitmez ara. "
Neyse annemi halledip kızları aradım. Ya kimi arasam ağlıyor. Sanki haberlerde " Taksim' de cinayet !! İnternetten tanıştığı genç, katili oldu. " gibi bir haber çıkmışta benim eşgalime uyuyor. Yok bir de kızlar benim fenomenin instagramında kim varsa mesaj atmışlar. " Arkadaşım arkadaşınla buluştu. Haber alamıyoruz. Numarasını verir misiniz ? Hayatı hakkında endişe ediyoruz ? " Gerizekalılar !! Bu mesaj ne ya. Resmen kezbanlığın dibine vurdum. Ben bunları halletmeye çalışırken benimki nasıl gülüyor. Yarılıyor ya adam Kadıköy'ün ortasında. " Bu yaşıma geldim böyle bir şey görmedim. Arkadaşlarım yazıyor bir kızlaymışsın. Ailesi merak ediyor hemen kızı gönder diye. Allahım yarabbim ya. Kızım seni bu kadar mı seviyorlar ? Üstelik ben sana ne gibi zarar verebilirim ki ? Hahahha "
" Ya tamam abartma. Benim hiç erkek arkadaşım olmadı. Normal böyle olması. Birde internetten tanıştık farkındaysan. Gülmeyi keser misin ? Gerçekten sinirleniyorum. "
" Tamam ya tatlım benim. Böyle bir kız arkadaşım olmadı hiç. Garip geldi ne bileyim. "
İşte otobüs bekliyoruz. Ama nasıl tatlı, sarılıyoruz, öpüyoruz birbirimizi falan. Günümüz hakkında konuşuyoruz, haftaya ne yapalım falan gibisinden. Otobüse bildirirken bende bir cesaret öptüm dudağından. Bu bir sevindi görün ya. Ye adamın ağzını yüzünü. Otobüs kalkana kadar bekledi. Böyle cama suratını dayayıp şebeklikler yapıyor. Ben ona, millet ikimize gülüyor. Öyle onunla mesajlaşarak eve geldim.

Bakirelik Mi , Ben Mi ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin