ANAMIN ÇAKMA DAMADI

FUTBOL TOPU

Multi de Aras ve Elvan '*'
Bölüm şarkısı :Era Istrefi :
bonbon

Selam!
Ben Elvan yeni kurguma hoşgeldin.

Öncelikle buraya okunduğun saati ve tarihi bırakırsan cok mutlu olurum .

O zaman başlayalım!

Okulun kapısının önüne gelince uyuşmuş taklidi yapmaya başladım. "Kız Elvan, uyumadığını biliyorum! Hep aynı rol sinir etme beni de in arabadan! Yoksa o sancak posterlerini sobaya atarım bak!"
Çok bilmiş bir edayla sırıttım. Kafamı ön koltukların arasında olan boşluğa uzatıp anneme baktım. "Anneş bizim evde soba yok." Annem kafama şaplak indirince gözlerimi kıstım.

"Al işte uyumadığını biliyordum zaten in arabadan artık daha gün var hazırlık yapacağım." Huzursuzca yerimde kıpırdandım. " Şu karşı komşumuz olacak mendebur karıyı çağırma anneş."

Kafama yediğim ikinci şaplak ile okulda hergün yaptığım müthiş topuzum hepten bozulmuştu.
"Kadının halısına bir demlik çay döktün Elvan!"

Göz devirip anneme baktım.
"Abarttı bence altı üstü beyaz halıya çay döktüm. Iki saat surat yapması gerekmiyordu."
"Sen kadının saçını başını yolmadığına dua et kız! "

Annem kolumu cimirince sızlanarak arabadan indim.
"Hiç vicdan kalmamış sende anne! Ben belki okumayıp torbacı olacağım! "

Annem kapıyı kapat diye cırlayınca göt korkusuyla kapattım.

Ardından gaza basınca göz devirdim.

Söylenerek giyinme odasına ilerledim. Ilk iki ders beden eğitimiydi. Evet müdürümüz olacak göbekli Harun ibnelik yapıyordu aklınca.

Üzerimde galatasaray lisanslı forma vardı. Dizimin az üzerine gelen galatasaray şortu giyinmek yerine alakasız gri eşofman ile giyinme odasına girdim.

Düğüne gidecek gibi duran kızlara kısa bir göz atıp dolabımı açtım. Içine bilekliklerimi koyup geri kapattım.

Salak Başak daha gelmediğinden okulun kuru tostunu yemek yerine elli kuruşluk kek alıp kalan param ile kakolu süt aldım.
Ve üstelik tam tamına on kuruşum arttı. Parayı düşürmemek için eşofmanımın fermuarını çektim.

Ne! Fakiriz ama salak değiliz.

Dersin başlamasına iki dakka vardı ve bilin bakalım kim okulda yoktu evet bildiniz salak Başak!

Telefonu açıp ödemeli attım. Beni geri arayınca ibne sırıtışımı sergileyip tekrar telefona baktım açıp kulağıma dayadım.

"Kanki şu an tam tamına 1 dakika 38 saniyen var bence koş yoksa Ömer hocanın gazabına mahkum olmak zorunda olacaksın. "

"Ben okuldayım salak sen yarın kütüphanede buluşalım demedim mi? On saattir bekliyorum ağaç olup kök saldım burada ya!"

"Ne kütüphanesi be!" Diye cırlayıp sütün kutusunu çöpe basket olma isteğiyle attım. Bilin bakalım noldu. Çöpün yayına dahi uğramadı. "

Ayağa kalkıp kutuyu almak için eğildim.
"Bana bak Elvan performans ödevini unuttum deme saçını başını yolarım valla haa!"

"Ne perfor..."

Aklıma performans ödevi gelince hışımla kalktım.

"Ayy Başak unuttum ya ben onu!"
Diyerek kütüphaneye koşmaya başladım.
Başak derin bir nefes verip bekledi .

"Unutacağını biliyordum Elvan ve ben yaptım. Şimdi koş Ömer hocanın dersine geç kalırsak böbreğimi satar torbacılara!"
Derin bir nefes alıp telefonu kapattım ardından survivor etabı gibi gelen yollardan arka bahçeye gitmeyi başarmıştım .