Tehlikeli Güç

239 14 9
                                    

1.Bölüm

“Victoria, Victoria!”

“Aman tanrım!”

“Onun burada ne işi var?”

Sesler beni derin uykumdan uyandırmıştı. Gözümü açtığımda üç kişi gördüm. Erkek olan beni kollarına aldı ve “Nefes alıyor!” diye bağırdı. Tabi ki de nefes alıyordum seni salak. Beni bırakması için çırpınmaya çalışıyordum ama hiçbir şey yapamıyordum. Sanki felç geçirmiştim. Bu felcin kısa sürmesini umuyordum.

Ağlamaklı bir ses “Onu hastaneye götürmeliyiz.” diye tavsiyede bulundu. “Hiçbir tepki vermiyor. Onu derhal hastaneye götürmeliyiz.”

“Onu Louisa’ya götürelim. Nasıl olsa o bunu görmüştü. İfşa olmasını istemez.”

Louisa da kimdi? Ne ifşa olacaktı? Ve bu üç beyinsiz de kimdi?

“Beni rahat bırakın. Ne sizinle hastaneye giderim ne de hakkında hiçbir şey bilmediğim sürtük Louisa’nın yanına giderim.” diyerek erkeğin ellerinden kurtuldum.

Bu tepkim üçünü de bayağı şaşırtmıştı. Ağızları bir karış açık bana bakıyorlardı. İlk tepki veren turuncu saçlı kız oldu.

“Sen, sen-“

“Ben iyiyim. Kendimi iyi hissediyorum ama nerde olduğumu, buraya nasıl geldiğimi kısacası hiçbir şey hatırlamıyorum. Ah kahretsin, saçıma ne yapışmış böyle?”

Ben saçımdaki yaprakları çıkarmaya çalışırken erkek olan –bayağı yakışıklı olduğunu yeni fark ettiğim- bana dokunmak için elini uzattı. Onun elini uzatışıyla benim geri çekilmem bir oldu.

 “Bana dokunmayı sakın aklından geçirme seni pislik.”

“Sen, sen şimdi bizi hatırlamıyor musun?” ona savurduğum küfrü duymazlıktan gelmişti. Çoğunlukla her erkek mesajı alır ve sohbeti kapatırdım. Yani, ben öyle zannediyordum.

“Hiçbir bok hatırlamıyorum. Niye beni tekrar ettiriyorsun? Ve benim de sormam gereken sorularım var. Tabi sana sormayacağım.” Parmağımla gözleri yaşlanmış sarı saçlı kızı gösterdim. “Ona soracağım.”

Nedenini bilmiyordum ama o kıza karşı bir sempati oluşmuştu bende. “Beni tanıyor musun?”

“Evet.”

“Kimim ve kimsiniz?” suratında yine gözyaşlarını dökeceğini belirten ifade oluştu.

“Sen Victoria Danils’sın. Annenle beraber oturuyorsun ve… ve 17 yaşındasın.” Bunları söylerken ona inanmayan bir suratla baktım. Adım Victoria ha? Ben daha çok küfürü bol olan punkçı bir tip ismi Taylor bekliyordum. Eh en azından küfürbaz olduğum kısmı tutturmuşum.

“Ben de Amelia Tace. Senin… senin en iyi arkadaşınım yada öyleydim.” Suratı yine ekşidi. “Seninle aynı okula gidiyorum ve aynı mahallede oturuyoruz. “ yanındaki kızı işaret ederek “O, Abbadon Grace. O da senin en iyi arkadaşın.” İğrendiğim çocuğu göstererek “O da Adam Stars. Biz beraber takılan, gizemli şeyler yapan bir grup; senin değişinle bir grup salağız.

“Ne tür garip şeyler yapıyorduk?”

“Bence bunu evinde konuşabiliriz. Aman tanrım, donuyorsun Vicy.” Bana dokunma isteğini sonunda gerçekleştirerek koluma dokundu ve kahverengi deri montunu çıkarmaya başladı. Artık onlarla ilgili her şey beni o kadar iğrendirmiyordu. İyi niyetli ve tanıdıklardı. Bana zarar vermezlerdi. Beynim hiçbir halt hatırlamasa da bana hak verdi.

Adam beni montuna sokup ayağı kaldırdı. Kesinlikle üşümüştüm ve kendimi hiç olmadığım kadar halsiz hissediyordum. Ya vücudumdaki adrenalin seviyesi gerçekleri(?) öğrendikten sonra düşmüş ya da kıçım yerden enerji çekip beni rahat hissettirmişti.

Araba kesinlikle o toprak alandan daha iyi hissettiriyordu. Etrafıma baktığımda uyandığım yerin hiç de normal olmadığını fark ettim. Uzun çalılıklar, üç dört tane mezar taşı –bekleyin bundan daha korkuncu var- ve kurumuş ağacın dallarına asılmış korkuluklar vardı. Kim korkulukları ağaca asardı ki? Canlı değiller, nefes almıyorlar ve kesinlikle boyunları kırılmaz. Hangi hasta piç yaptıysa artık.

Arka koltukta yanımda oturan Amelia olduğu için sevinmiştim. En çok ona sempati duymam ona güveneceğimi göstermezdi ama dizlerine başımı koyup yatabilirdim en azından. Ve kesinlikle öyle yaptım.

Tehlikeli GüçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin