SAPASAPLIK

9 6 0
                                    

Uzun zamandır yalnızım. Hatta yapayalnız. Yani benim tabirimle sapasaplık ! Bir kedim bile yok, arada sırada eve gelen. Komşularımı bile tanımıyorum. Yolda görsem
-" aaa bu adam bizim apartmanda oturuyo."
Diyemem.
Şaşırmayın çünkü burası Türkiye değil .
Bazen sosyal medyada komik capsler görüyorum. Yaşlı kadınlara mobese falan yazmışlar. İlk basta gülüyorum tabi canım ülkem diyorum ama sonra başlıyorum ağlamaya aah ah diyorum keşke bizim apartmanda da böyle teyzeler otursaydı da sabah evden çıkarken " melek kızım nereye gidiyorsun ? kaçta geliceksin ? kime gidiyorsun? Dün gece hiç uyumadın evin ışıkları açıktı televizyonun sesi geliyordu hasta mısın yoksa ? "
Diye sorguya çekse zaten evde o kadar sıkılıyorum ki okula iki saat önceden gidiyorum . o iki saati teyzerle dedikodu yaparak geçiririm .

Allah ' ım nekadar zavallıyım . Hayallerimde bile kapı önünde yaşlı teyzelerle iki saat dedikodu yapıyorum .Neyse ben kalkıyım da okula gidiyim bari . Bugünde kendi kendime acıma kotamı doldurmuşken
yüzümün büyük bir oranını kaplayan gözlüklerimi taktım . serseri kahkülümü serbest bıraktıktan sonra bide modaya çok önem veriyormuşum gibi üzerimde emanet duran tişörtümü bir ucunuda kotumun içine koyup ,sonunda evi kendi sıkıcılığına terk ettim. İçim gibi simsiyah olan kulaklıklarım okul yolunda hazin bir şekilde ilerlerken bana Halil sezai' nin " çaresiiiiiiiiz , içimdeki çocuk bir günah gibi hep suçlu..." sözlerini fısıldıyordu .
EE tabi ne diyecekti. Tarkan ' ın " gel gel gel güzelim gel hiç acımıycak " sözlerini fısıldamasını bekleyemezdim. Bilen bilir ,Kemal Sunal ' ın bir fliminde ki " Seni iki ayağı kesik sümüklü sülo bile istemedi " repliğini. Benim hayatımda da hiç sümüklü bir sülom olmadı. Belki de hiç istememişimdir. Amaan kim uğraşacak onun sümügü salyası. Yada kaslı boylu poslu olsa bide onu elinde tutma derdi hiç işim olmaz.

Çocukken hep öğretmen olmak isterdim. Ama öğretmenlerin sıcakkanlı konuşkan sevimli olması gerektiğinin farkındayım. Yani o bayan çiçek kokulu ben değilim.
Adeta bir ölünün umarsızca toprağa serilişi gibi okul sırasında evimde bulamadığım huzuru arıyorum .
Ohaa!
bu nasıl bir koku yaa!!!
dikkatimi toplayamıyorum kafamı
kaldırıp sınıfın kapısına doğru bakıyorum bakmamla etrafı ayaklı boya kutuları çevrili uzun boyu da olmasa ne olduğunu seçemeyeceğim bir canlı türü görüyorum .
Yürek mi yedin oğlum sabah sabah ? bu ne cesaret sen tut yamyam gibi hatunların arasında o boy, o pos , o omuzlar , ne olur demeden 10 metreden duyulan benim bile aklımı başımdan alan sandal ağacı ve çikolata kokulu parfümün ile salına salına yürü .
Etten duvardan sıyrılması zor olsa da adam akıllı yürümeyi becerir gibiydi
O da ne yaa buraya doğrumu geliyor o filmlerde ki klişe sahnelerden birini yaşıyorum şu anda yakışıklı asıl oğlan sınıfın yanlız oturan ve samimiyetsizce bu dünyadan değilmiş hatta hiç olmamış olan asıl kızımızın yanına oturur . Oturdu bileee 😱
- Hi (selam)
Ne diyim oğlum ben sana şimdi
_ e-bebe ub-beb
Ne dedim lan ben. Ulan bir "merhaba" bile diyemedim. Bütün sınıf şu an da bana bakıyor .Bari şu halimi caps yapmasalar . " über yakışıklı bi çocuk yanıma oturruca ben (temsili)"
Bu arada by akıl düşmanı hala bi cevap bekliyor ve biz türklerin deyimiyle öküzün trene baktığı gibi bana bakıyordu
-I am sorry I'm very tired and I don't like talking. (Üzgünüm çok yorgunum ve konuşmayı sevmiyorum. )
_why(neden)
–Because i Like  being alone (çünkü yalnız olmayı seviyorum)
_omg (aman tanrım)
–but there is (yine ne var) 
_you are breaking  My heart(kalbimi kırıyorsun)
–me?  (ben mi)
_yes u (evet sen)
–go  away (önümden çekil)
salakça yüzüme baktı boğazımı temizledim yutkundum ve bağırarak
–i want to go ( gitmek istiyorum)
Diye bağırdım.
_ but I dont want you to go(ama ben gitmeni istemiyorum)
–are you (kim olarak)  dedim. 
biraz bakıştık başını öne eğdi sonra acayip seksi bi bakış atarak elini çenesine götürüp
_dont  break My heart it is wery important for me (lütfen beni kırma bu benim için çok önemli)
Off  acayip  tatlı bakıyor ve sesi büyüleyici herkes bana bakıyor ve fısırdaşıyor bi şekilde onu ikna etmeliyim ve burdan çıkmalıyım bi cesaret elimi omuzuna koydum
–I must go now,  shall we talk later ?
it isn't a  good  introduction. I 'm sorry.(şuan sadece gitmeliyim sonra konuşalım. Bu hiç iyi bi tanışma olmadı. Üzgünüm)
_please I sit here and it you go.
I Will be alone. I dont want to go be alone on first Day. (lütfen ben burada oturuyorum ve sen gidersen yalnız kalırım ilk günden yalnız kalmak istemiyorum .)
–Dont be afraid.  İt doesnt  harm  your position. Bing alone  is nice and I 'll gö because  of this. (korkma itibarın zedelenmez yalnızlık  iyidir ve bende bunun için gidiyorum
_is it to I Will be alone? (yalnız kalmam için mi?)
–no it is  for me (hayır kendim için)
_if you gö I Will be alone (sen gidersen bende  yalnız kalırım)
–Look around and say it again(etrafına bak ve bir daha söyle)
gerçekten etrafına baktı  ve yerimde olmak için can atan boya kutularını süzdü
_okey(tamam) dedi ve önümden  çekildi.
Çıldırmak uzereyim ya ne demek bu
Offf simdi insanların gözünde ne hale düştüm bu salak yüzünden... Ne yapcam lan ben en iyisi alım çantamı ve halil sezai kankamı gidiyim. uzunca bakıştık  ve ben kimsenin yüzüne bakmadan çıktım sınıftan . Londra sokaklarını çok seviyorum. Ruh halimin temsili sanki . yağmur atıştırıyordu. İlk kez kendimi bi yere ait hissettim . hayır sokaklara değil tabi ki . yağmur damlalarına. Nereye gittigimin bir önemi yoktu bi sağa bi sola döndüm sokak aralarında. Bi kapaıdan geçtiğimi hisseder gibi olmuştum ama farkına varmadan bi kilisenin bahçesine girmiştim. Çan sesleri oldum olası içimin üpermesine sebeb oluyordu. Yaklaşık 18 senedir bu ülkede yaşıyorum annemi babamı hatırlamıyorum. Hayat benim için oldukça kolay bi oyundu her işim rast gitmişti. 15 yaşına kadar bir ailenin yaninda büyüdüm onlar Türk' dü. Hatta Edirne'li bi aileydi. Onların gerçek annem babam olmadığını biliyordum hep. Daha sonra içimden bi ses artik kendi ayaklarının üstünde durmam gerektiğini söylemekten bıkmıyordu. Bana şuan kaldığım evin bana ait olduğunu söylediler uç senedir onları görmüyorum bursululuktan aldığım paranın yanı sıra her ay banka hesabımdan çektiğim para yetiyorda artıyordu. Olgun olmayı sorumluluk sahibi olmayı o aileden öğrendim okula gidip geliyorum simdi sadece Hakan amca elektrik işleriyle uğraşırdı bütün gecesini yollarda gecirirdi. Çağla teyze ise xxxx iletişim fakültesinde öğretim üyesiydi. Onlara defalarca ailemi sordum fakat bi yanıt alamadım. Tek söyledikleri çok özel birisi olduğum ve kafama bu gibi sorularla karıstırmamın sadece beni yoracagı idi .
Saat dokuz da eve geldim. Çok fazla türk kanalı yok tlc yi seyretmeyi seviyorum. Televizyon izlerken zaman çok cabuk geçiyor benim için... Bi ara acıktıgımı hissetmistim
Ama sonra unuttum galiba - offf allahım yalnızlıktan aç kalmakta varmış..saatlerin acelesi var gibi geçip gitmesi güzeldi.

Ohooo saat epey geç olmuş uykumda yok yarın okula gidesim hiç yok. Biraz telefonda oyun oynamayı düşündüm. Elime alır almaz telefon çaldı uzun zamandır çalmamıştı. Bu anın keyfini çıkarmak için biraz dinledim melodisi de hoşuma gitti neyse açayım bari
-alo
Aciz bi taklit sesi geliyordu sadece
_aloo
- who are you ?
_vuuuu arrr yuuuu ummmmchkk 😗
- what do you now?
_vaaahaaat duyuuuu naaaaavvv
- ulan kırk yılda bi çalan ondada gecenin 3 ünde çalan telefondan ne beklenir zaten kapat kapat mk
_ hey hey dur kapatma
-hah simdi oldu
_ne oldu
- rengin belli oldu kötü şivenden anlamıştım zaten
_ yapama yaaa
- yaptım bile
_Buralar ne kızım böyle. Londra'nın göbeğinde değil de Alplerde ki derin kuyular arkasında ki vahşi insan mağarası gibi evin
- ne demek istiyorsun sen açık ol kimsin necisin yaa
_ ya Melek bu ayna amma kirli be kendimi zor görüyorum. Tarihi eser falan mı ?
- hangi ayna ??
Evde sadece uç tane ayna vardı biri arkamda sokak kapısının önünde
Biri benim odamda biri banyoda
_odandaki ayna ama diğerleri de pek farklı değil sen toz beziyle tanışmadın mı be
- odamda mısın lan sen
_ eveeet biraz dağınık olacağını düşünmüştüm ama ilk girdiğim de eve hırsız girdi sandım. Emanetimi bile koyduğum yerde bulamadım.
O bu sözleri sarf ederken gözlerimi odanın kapısına diktim .Ve korkarak kapının koluna bakıyordum .Sesinin titremesine engel olamadım . Evde biri vardı ve ben şu ana kadar bunun farkına varamamıştım. Neden bilmiyorum ama sessizce
- sen kimsin dedim
_ bunun ne önemi var rezil olmak rezil olmaktır. Bu dağınıklığını ona gülerek anlatıcam.
- Sana kimsin dedim.
_ Bunu telefonda mı konuşucaz sadece yan odadayım bir çay koy da içelim dedi .
Filmlerde ki gibi kapının kolu yavaşca kıvrılarak açılacak sanmıştım . gözlerimi kapının kolundan ayırmamak için kırpmadan bakıyorum. Telefon kapandı. Nedense nefesimi bile tutmuştum ki arkamda duran televizyonun sesi yükseldi ve kanallar değişiyordu bi yandan arkama bakmak istiyordum fakat çok korkuyordum. Arkamı dönüp baktığım da kırpmadığım için yanmaya başlayan gözlerim dolu dolu olmuştu yaşlar süzülmeye başlamıştı. Bulanık görüyordum. koltukta bir kişi değil iki kişi vardı sanki ve bir kadın
-bu kadar duygulanacak ne var tatlım ağlama
diyerek ayağa kalktı ve bana elini uzatıyordu nihayet gözlerim daha net görmeye başlamıştı ellerini yanağımdaki yaşları silmek için uzattığında bir adım geri çekildim vazgeçmedi ve yanaklarıma dokunduğunda ellerinin aşırı sıcak oluşu tüylerimi diken diken etmeye yetmişti .
_ ağlama dedi
Başımı hafiften sola doğru eğdim adamın biri sanki kendi evindeymiş gibi son derece muhteşem bir kırmızı olan kadife koltuğuma oturmuş bacak bacak üstüne atığı yetmezmiş gibi her şey çok normalmişcesine televizyonda üçüncü sayfa programını izliyordu .Programı izlerken altan altan pis pis sırıtıyordu ve bende şöyle dedim
- AA evet çok komik dimi insanlar cinayete kurban gidiyorlar buna bende çok gülüyorum kim olduğunuzu söylemezseniz korakolda ki sonumuzun bundan daha komik olacağına eminim dedim .
Bu insanların rahatlığı beni o kadar sinirlendiriyordu ki bu eve nasıl girdiklerini ne kadar çok korktuğumu bir kenara bırakıp burada ne aradıklarını ve kim olduklarını son bir kez daha sormak için hem karşılarına hem de bir tehlike anında kendimi koruyabileceğim bir yere geçip
- Sana son kez soruyorum sen kimsin aşalık adam dedim .
_Melek sakin ol ve şuraya otur. Dedi kadın oda korkmuş görünüyordu
- Ya siz nerenin malısınız nasıl insanlarsınız hem evime girin hemde sakin olmamı bekleyin bu ne rahatlık.
_ Hoop hop ağzını topla
Sonunda akılları başlarına gelmişti diye düşünüyordum ki
_ ne demek insan! insana benzer bi halimiz mi var ben böyle hakaret duymadım dedi adam
- hayvansal davranışların beni çileden çıkartıyordu ama bunun bilincinde olarak yapman bardağı taşıran son damlaydı
Elimi telefona doğru uzattım. Ama yanlış giden bi şeyler vardı. Ben elimi uzattıkça telefondan uzaklaşıyordum. Bi anda kendimi karşı duvarda buldum. Kadın yanıma koştu
_ bırak onu Ateş. Bizi hatırlamaması gayet normal. Dedi
Ayaklarım yerden kesilmişti. Dikkatli bi şekilde benim için endişelenen kadına bakıyorum. Onları nerden tanıyor olabilirim ki
Adam arkasını döndü ve
_üzgünüm. Dedi
Kadın elini uzattı. Korktuğumu anlayınca hafifçe gülümseyip gözlerini kırptı.
-indirecek misin beni ? Diye sordum
_ elbette. Sen sakin ol oturup konuşalım Ateş de bende seni çok seviyoruz. Bu arada benim adım Kıvılcım dedi.
-b~ben
_ evet biliyorum sen de Melek'sin. Dedi gülerek
- Hayır onu demeyecektim.
_ Ne diyeceksen aşağı inde öyle söyle dedi
Elini tuttum. Ayaklarım yere basar basmaz onun boynuna sarıldım ve sessizce
- Hatırlıyorum. Seni hatırlıyorum dedim
_ Melek canım benim seni çok özledik
- beni neden bıraktınız neden neredeydiniz dedim.
Ateş yanımıza geldi ve
_ Beni de hatırladınmı pasaklı diye sordu
Gülümsedim asıl şimdi dolmuştu gözlerim mutluluk gözyaşlarımı tutamiyordum.
Kıvılcım
_ Ağlama artık yeter.
diyordu ama hüngür hüngür ağlayan ben değildim ki
Kafamı omuzundan kaldırıp ateşe baktım
- gel buraya gel sümüklü dedim

CE- EEE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin