BÖLÜM -1-

20 1 0
                                    


Koluma sarılıp omzuma yatan kuzenimle fotoğraf çekiliyorduk. Her karede kendimden ve kuzenimden önce hayranlıkla saçlarıma bakıp sürekli oynuyordum onlarla. Üzerimdeki atletimden açık kalan omzumu koklayarak öptükten sonra "abla çok güzel kokuyorsun." dedi. Gülümseyerek teşekkür ettim. Sonra saçlarımı okşayarak "Saçların da çok güzel." dedi. İşte buna çok sevinmiştim içimden bi' anda coşup gelen sevinçle "Evet çok seviyorum onları. Teşekkür ederim ablacım." dedim. Aniden doğrulup yüzünü yüzümün hizasına getirerek "hiç kapanmayı düşündün mü?" dedi. Şaşırmıştım. Beklemiyordum böyle bir şey demesini. Düşünmemiştim de aslında, hiç aklıma gelmemişti. "Bilmem" dedim "Hiç düşünmedim sanırım." . "Bence sana kapanmak çok yakışır abla. Çok güzel olursun." dediğinde kısa bir anlığına kendimi kapalı hayal ettim. Belki güzel olabilirdim ama aklıma hemen saçlarım geldi onları sürekli eşarbın altına hapsetmek fikri canımı sıktı. Nasıl olabilirdi bu hayır onlara böyle bir eziyet edemezdim. Hem onlar olmazsa ben eksik kalırdım. Yürürken omuzlarımda boynumda her bir telini hissetmeliydim. Onların yokluğunu düşünemezdim bile. Kısa süre içinde bunları düşünerek kuzenime cevap verdim. "Olabilir ama saçlarımı hissetmeden asla. Onlar olmadan sokağa çıkamam ben. Hem düşünsene öğretmen olacağım daha. Sınıfa kapalı giren bir öğretmen... Bilmiyorum." . Şimdiye kadar hiç kapalı bir öğretmenim olmadı. Demek ki öğretmenler açık olmalıydı. Kapalı olmak öğretmene ve sınıfa yakışmazdı. Kuzenim de hızla cevap vermişti bana "N'olcak abla ben de doktor olmak istiyorum kapanmak da istiyorum, olabilir bence." . Bu fikri kabullenemedim belki de kabullenmek istemedim. O an kafamı karıştırmıştı küçük kuzenim yaşımıza rağmen büyük şeyler konuşuyoruz gibi gelmişti. Annelerimiz, büyüklerimiz kapalıydı ama ne okulda ne de başka yerde kapalı kimse yoktu. Büyüklerimiz de okumuş kendini geliştirmiş değillerdi, halbuki ben okumak istiyordum okuyan bir kapalı ise tahayyül edemiyordum. Bu düşünceleri, kapanmak fikrini zihnimden atmak ve bunu konuşmaktan uzaklaşmak isteği duydum o an. Mutfaktaki koşuşturmayı hatırladım çok ilgilenmesem de sanki benim için önemliymiş gibi "Hadi mutfağa geçelim yardım edelim acıktım ben." dedim. Kuzenimse amacımı anlamayarak hemen kabul edip elimden tutarak benden önce mutfağa koşmaya başladı.

     ********

Gece saat 01.30 olmuştu. Hala uyumamıştım her zamanki gibi. Zaten misafirlerimiz gideli ancak yarım saat olmuştu. Yeni hazırladığım yatağıma uzanarak tavana bakmaya başladım. Elimdeki telefonu çevirerek düşünüyordum. O gece ilk defa kapanmak hakkında düşünmek istemiştim. Daha önce aklıma bile gelmeyen bu fikir ilk gelişiyle kafamı karma karışık etmişti. Kendi içimde bir mücadele verir gibi hissettim o an. Sanki kapanmam gerekiği bilincinde olup bunu reddeder gibiydim. Suçluluk bastırdı önce kalbime. Daha sonra yine saçlarımı ve rahat kıyafetlerimi düşündüm. Bu güne kadar her istediğimi giyebilmiştim , saçlarımı dilediğim gibi şekillendirip genelde serbest bırakmıştım. Düşündüm de ben saçlarımı hiç toplamamıştım. Çünkü onları çok seviyordum ve her zaman orada olduklarını hissetmek beni huzurlu ve güvende hissettiriyordu garip bir şekilde. Eğer şimdi kapanacak olursam bundan vazgeçmem demekti bu, yani sonsuza dek saçlarımı omuzlarımda taşımamak. Rüzgarda uçuşunu hissetmemek, görmemek... Burda takılı kaldı zihnim "Saçlarımı rüzgara vermek..." Hayır! Asla bundan vazgeçemezdim. Bu benim kendimi tek özgür , mutlu ve huzurlu hissettiğim andı. Bundan feragat etmek bir daha bu huzuru yaşayamamak fikri bile çok ağır geldi. Bu kadarı fazlaydı hayır yapamazdım. Bunları düşünürken kalbimin daraldığını farkettim kafamın içinde ağır bir duman var gibi puslanmıştı sanki zihnim.Hızla derin bir nefes alıp başımı salladım iki yana sonra daha derin bir nefes alarak yatağın içindeki vücudumu geriye doğru gerdim. Geçmemişti, en iyisi balkona çıkarak her zamanki gibi rüzgarı dinlemek temiz hava çekmekti. Hızla çıktım yataktan. Odanın kapısında ablamla karşılaştığımda "n'oldu?" der gibi baktı yüzüme. Sadece "daraldım" diyerek çıktım. Balkona vardığımda daha kapıyı açar açmaz yüzüme vuran serin rüzgar rahatlatmıştı beni. İşte bunu seviyordum. Rüzgar; beni mutlu eden yegane şey, saçlarımı uçurarak daha da mutlu ediyordu. Bir süre korkuluklara yaslanarak gözlerimi kapatıp kendimi bir boşlukta gibi hissetmeme müsade ettim. Bir uçurumun kenarında olduğumu hayal ederek vücudumu serbest bıraktım kollarımı yana açarak tehlikenin ucunda ama güvende olduğumu düşledim. Özgür olmak buydu benim için. Rüzgar tüm bedenimi sararken hayaller kurabilmek... Ya bir gün bunu yapamamak... Bu fikir aklıma gelir gelmez bütün rüya bitmişti hafif bir irkilmeyle kendime geldim. Yine derin bir nefes alarak bir köşeye geçip oturdum. Sakin bir müzik açıp tekrar gözlerimi kapattım. Başımı arkamdaki duvara yaslayarak tüm düşüncelerden uzaklaşıp sadece kendimi ritme bırakmaya başladım. Aslında bu sık sık sık yaptığım bir şeydi. Evet küçüktüm henüz böyle kederli davranmak için, diğer yaşıtlarım gibi eğlenmeli hayatı toz pembe yaşamalıydım. Henüz 14 yaşımdaydım ama anlam veremediğim şekilde kendimi sürekli böyle düşünceli bulurdum. 


               ** Bir düşünce bir zihne düştü mü artık çıkmaz oradan 

                               Unuttum sansan da o artık seninledir.**


17.05.2017

MÜCAHİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin