Hazırlanmak icin eve gittiler. Ikiside cok heyecanliydi. Hayley neyle karsilasacagini az cok biliyor olsada Jane merakindan oluyordu. Aksama dogru evden ciktilar ve bulusacaklari yere yurumeye başladılar. Vardiklarinda cocuklar zaten gelmislerdi. Selamlastiktan sonra Aiden arkadasini tanistirdi. "Kizlar bu arkadasim Nathan. Bu da sana bahsettigim kiz Nathan, adi Hayley. Sende Hayley'nin arkadasi olmalisin. Ahh, adin neydi." Jane'de kendini tanitti. Cocuklar bara gitmeyi teklif ettiler. Hayley ve Jane'de kotu bir fikir olmadigini dusunup onlari onayladi. Yolda epey konustular ve kisa surede birbirlerine alismislardi. Jane icin bu kolaydi. Onun insanlarla arasi hep iyi olmustu. Ozellikle erkeklerle. Aslinda ona tam bir surtuk diyebilirsiniz. Her zaman yakisikli cocuk avcisiydi. Ama yinede iyi bir surtuktu. Hayley insanları sevmezdi. Hic sevmemisti. Yalniz olmak onun icin idealdi. Bir kac erkek arkadasi olmustu ama gercek anlamda biriyle cikmamisti. Birine baglanmak onun icin sacmaydi. Sonunun annesi gibi olmasindan korkuyordu.
Iceriye girdiklerinde Hayley kendini dogal ortamina birakilmis gibi hissetti. Icmeyi cok severdi ama alkolikte sayilmazdi. Birer icki soylediler. Zaman gectikce ve ickinin etkisi arttikca ortam ilginclesmeye basladi. Jane'le Nathan opusuyordu. Hayley'le Aiden'in arasinda birsey yoktu. Birbirlerine hayat hikayelerini anlatiyorlardi. Aiden varlikli bir ailenin cocuguydu fakat ailesinden nefret ediyordu. Bir ortak noktalari vardi.
Biraz daha gectikten sonra Jane ve Nathan bardan ayrildi. "Vay be! Ne kadar hizlilar" dedi Aiden. Hayley'de "Jane tam bir surtuktur" deyip bir kahkaha patlatti. Sarhos oldugu apaçık ortadaydi ve eve gidemeyecek durumdaydi. Aiden onu eve birakti. Ama onun durumuda farklı degildi. Ikiside Hayley'nin yataginda sizip kaldi.
Sabah uyandiklarinda Jane ve Nathan evdeydi. Kahvalti hazirlamislardi. Birlikte kahvalti ettiler. " Hey, iyi haber biz artik sevgiliyiz" dedi Nathan. Hayley ve Aiden saskinlikla birbirlerine baktilar. Jane "Hadi ama Hayley, yapma. Benim bu kadar hizli sevgili bulmama aliskinsin" dediginde Aiden bir kez daha sasirdi. Evet, Jane hakliydi. Bunu kutlamak icin biseyler yapmayi dusunduler. Hayley'nin aklina gelen tek sey sahile gidip yuzmekti. Epeydir yuzmuyordu ve yuzmeyi ozlemisti. Bu fikir digerlerininde hosuna gitmisti. Hazirlanip ciktilar.
Aradan bir kac gun gecmisti ve dordununde arasi cok iyiydi. O gun yine Hayley'nin evinde kalmislardi. Annesinden hala eser yoktu. Ne bir mesaj ne bir arama. Sabah zilin sesiyle uyandilar. Gelenin Jane'in annesi oldugunu dusunduler ama o degildi. Hayley yuzunde koca bir gulumsemeyle kapiyi actiginda polisle burun buruna geldi. O an gulumsemesi kaybolmus, icini merak sarmisti. Sasirmis bir ifadeyle "Buyrun" dedi. "Hayley siz misiniz?" Hayley ne oldugunu gercekten merak ediyordu. Evet anlamında basini salladi. Bu sirada arkadaslarida yanina gelmisti. Polis o sozleri soylediginde kimse duyduklarina inanamadi. "A-anneniz , bir trafik kazasinda hayatini kaybetti. Cuzdaninda kimligi ve bu evin yazılı oldugu bir kart vardi. Cok uzgunum. Simdi hastanede gelip onu almalisiniz"
Hayley bir an dengesini kaybetti ve yere dustu. Uyandiginda kucuk bir hastane odasindaydi. Hatırladığı seylerin ruya oldugunu dusundugu ama kafasini kaldirip aglayan Jane'i gordugunde hersey kafasina dank etti.
Doktor gelip kontrolunu yaptiktan sonra odadan ciktilar. Bir gorevli onlari morga goturdu. Oydu. Orada oylece yatan kisi annesiydi. Gercekten ölmüştü. Hayley ne hissedecrgini bilmiyordu. Aglamak istiyordu ama gozunde bir damla yas yoktu. Ici aciyordu. Derinlerde cok derinlerde Derinlerden cok derinlerden. Daha once boyle bir aci hissetmedigini dusundu. Onu hep cok sevmisti ama bunu yeni anliyordu. Ona dokundu. Vucudunun soguklugunu hissetti. O artik hayatinda degildi. Bir daha onu hic goremeyecekti.
Cenazeden bir iki hafta sonra dordu bir kafede bulustular. Artık Hayley'nin kalacak bir evi de yoktu.