biraz senin hakkında konuşalım (konuşalım da bilsinler seni ne çok sevmişim)

89 20 9
                                    

sen,
tanıdığım en basit insandın.
en azından ben öyle sanardım,
ama ne zaman seni sevmeye başladığımı fark ettim
o zaman öğrendim ki sandığım kadar basit değil, çok derinmişsin.
derin, zor ve uğraştırıcı.

gözlerindeki hüznü çok geç fark ettim,
üzgünüm.
(keşke sende benimkileri -gözlerimdeki ve kalbimdeki hüzünü- fark etseydin)

sana keşke sarılsaydım diyorum,
keşke bir şekilde sarılabilseydim sana da
senden vazgeçmek için nedenlerim olsaydı
biraz da olsa yarım kalmasaydı içimdeki sevgi

bana seni soranlara diyorum ki,
"bitti o iş, kapandı ya o konu."
gerçekten bitip kapandı mı bilmiyorum
fakat istiyorum ki daha fazla düşünmeyeyim.

kendime kızıyorum, neden böyle davranıyorum?

bizim ilk buluşmamızda saçların uzundu (şuanki kadar uzun değil)
üzerinde siyah bir tişört vardı
altındaki kot pantolon soluk bir renkti.
seni annem görse "paçavra gibi giyinmiş" derdi
(annem eleştirmeye bayılır bazen)
ama senin stilin böyleydi, "paçavra" gibi
ben severdim,
senin sevdiğin çoğu şeyi seni sevdiğimden ötürü sevmem gibi.

şarkı önerdiğimde beğenmezdin,
dinlediklerime güler geçerdin
-bazılarına, istisnalar var-

galiba en komik anımız,
yolda yürürken bir anda telefonunun saatlerdir açık olduğunu fark etmen
babanın -hatırlamıyorum, annen de olabilir- saatlerce dinlemesi
ama bir şey duyamaması çünkü hoparlörünün bozuk olması.
ha bir de unutmayalım,
beni bilmediğim numaranın araması ve elimden kapıp senin açman,
tanıdık çıkınca da,
"hassiktir, tanıdığınmış lan!" demen.

sanırım daha önce kimseye anlatmadığım komik anımız buydu.
beraber yürüdüğümüz o yol, konuştuğumuz saçma şeyler ve mantıklı şeyler (umarım vardır,emin değilim şuan)

bir şarkı vardı ki
ikimizde çok severdik.
hatta beraber söylemiştik.
ciddi bir şarkı değil belki ama
şuan dinlemiyorum (düzeltme: dinleyemiyorum)

ela gözlerin,
uzun parmakların,
güzel dudakların
ve
ezberlediğim,
aklımdan çıkaramadığım
güzel yüzün.

fakat şimdi kalbimde kalanlar ise
öfke,
pişmanlık,
özlem
ve en kötüsü,
hala bit(e)meyen sevgim.

ama aşkım değil,

sevgim

seni düşünüyorum, genelde geceleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin