Yağmur Damlası

77 10 5
                                    

Işık hızıyla ilerlerken yol arkadaşlarıyla beraber ne yapmaya çalıştığına anlam veremeyen bir topluluktuk. Nereye indirildiğimizin, hiç mi hiç önemi yoktu. Atmosferin boşluğunda bir kartalın avını gördüğünde süzülüşü gibi sessizce yerimize gönderilmeye itilirken, bir yandan da gökyüzünün o derin mavisindeki rüzgarın uğultusunu loş ortamda çalınan dinlendirici canlı müzik gibi dinliyorduk. Birden derin bir çınlama sesi ile irkildik. Bu sesi daha önceden hiç duymamıştık, adeta kulağımızın zarını volkanın patlamasıyla oluşan kuvvet gibi ittirmişti. Çınnnnnn. Bulutların artik kızgınlığı geçmiş ve olanca enerjisini tümüyle yeryüzüne havai fişeğin görsel şölen sunması gibi büyük bir ışık festivaliyle indirmişti. Biz hızımıza hız katarak, tüm yol arkadaşlarımızla hiç birbirimize çarpmadan nemli vücudumuzu yeryüzüne, engin dağlıklardan aşağı salınan bir yamaç paraşütü gibi bırakmaya devam ediyorduk.

Derken bir enerji patlaması oldu ve hepimiz birden yuvarlanmaya başladık. Muşambanın üzerinden kaya kaya, birbirimize çarpa çarpa aşağıya sürükleniyor ve büyük bir hengameye kapılmışçasına sağa sola koşuşturan yaratıkların seslerini duyuyorduk. Muşambanın baglı bulunduğu telin ucundan aşağıya sarkarak kolkola girmiş yaratıkların etrafa yaydığı muhteşem aşk esintisini bütün vucudumda hissediyordum...

Ve bir ellerinde romantik romantik yağan yağmurun altında şemsiye, diğer ellerinde ise bütünlemesine bir bağ oluştururcasına, iki sevgilinin elleri. Dudaklarından dökülen, birbirlerinin tebessum etmesine sebep olan iki kelime ise sadece 'Seni Seviyorum'.

Yağmur DamlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin