Tuna nın yağmur sonrası toprağın o ıslak kokusunu andıran erkeksi aurasını ciğerlerine hapsetti. Tüm sorularının cevabını almıştı evet ama hala onu rahatsız eden Tuna ya aşkını haykırmasını engelleyen bir şey vardı.Zihnini kurcalayan ve hatırlaması gereken şey neydi? Kitap! O kitap! İrkilip tuna nın kollarından hiç istemesede hızla sıyrıldı. O kitabı okuyacak ve kendini her şeyiyle kendini yıllardır seven adama sunacaktı.Koşar adımlarla kalbi heyecanla çarparken ilerleyip koridorun sonundaki sığınağının kapısını araladı. Bir haftadır buraya girmediğinden fazlasıyla havasız olan odaya grdiğinde önce nefes almakta zorlanmış sonraysa masanın üzerinde duran kalın ciltli kitabı eline almış ve isminin üzerinde parmaklarını dolaştırıp kitabı aralamıştı.Tozlu sararmış sayfadaki ilk cümle yine kanını dondurmaya yetmişti.
"Ölüm kadar iyi bir sahip, korkak olan kadar iyi bir hizmetkar yoktur!"
Yine soluğu kesilmişti fakat bu sefer tüm cesaretini toplamış ve sayfayı çevirmişti
" Ölüm her insanı kucaklayacaktır. Bu acı bir gerçek ve doğruluğu her kaybolan hayatta kanıtlanmış bir olgudan ibarettir. Korkak olan, evet korkak olan kişi daima bir köle gibi yaşayıp hayatın bütün güzelliklerinden bir haber yaşar hatta yaşadığını nefes aldığını bile unutur bazen. Açan bir çiçeği , dökülen yaprağı , yağan karı, toprağı yıkayan yağmuru , bedenini okşayan rüzzgarı hissetmedikten sonra yaşamak neye yarar. Aslında yaşamış mısınıdr?
Sev ve sevil , belki kırgınlıklar kızgınlıklar edineceksin fakat mutuğun kollarında daimi bir hayat süreceksin.Sen öldüğünde bile adın özgür kalacak kulaktan kulağa kalpten kalbe dudaktan dudağa dolaşacak. Korksanda öleceksin kormasanda. O zaman dik dur ve ölümü unutmadan yalnızca geri plana atarak yaşa. Mutlu ol mutlu et.
Kalbinde korku değil daima sevgi olsun hayat hep önüne güzel şeyler sunsun...
Şimdi derin bir soluk al ve etraında olan her şeye bir göz gezdir.Sevdiğin adama sarıl ve 5 dakika içinde geri dönüp arka sayfayı çevir..."
Nedense son okuduğu cümleyle içi ürpermiş ve kitapta okuduğu her cümle sanki ona hitaben yazılmışçasına kitabı elinden bırakıp erafını incelemeye başlamıştı.Ellerini tozlu kitaplarla dolaştırıyor dört tarafı raflarla kaplı kütüphanesine sanki bir daha hiç göremeyecekmiş gibi bakıyordu. Yavaş adımlarla kapıya doğru ilerliyordu ama her şey fazla yavaş ilerliyor kalbiyse hızlı ritmini yavaşça kaybediyordu. Hissettiği duyguya anlam veremeyerek gözlerini küçük sığınağının kapısına diktiğinde karşısında beliren iri vücut ve mavi gözler davetkarca onu izlediğinden , hızlı adımlarla ilerleyip Tuna ya sımsıkı sarıldı. Fakat bu sefer ağlamıyordu. Tuna kolarımın arasında önce kaskatı kesilmiş sonraysa güçlü kollarını Sina nın beline dolamıştı. Zamanın durmasını istiyordu Sina da Tuna da. Yalnızca beş dakika bu kolların arasında olacak olmak ne acıydı. Sina nedense kitaptaki sözcüklere koşulsuz şartsız itaat etme gereği duyyuyordu ve elinde olmadan tedirgin oluyordu. Şu an mutluydu evet ama sanki çevirdiğim sayfalar onu mutsuzluğa sürükleyecek ve başına bir felaket daha gelecekti. Tuna nın anlam veremeyen bakışları eşliğinde Sina , yine sıcak güven verici kollardan ayrılıp Masanın üzerine bıraktığı kitaba doğru ilerledim. Titreyen ellerimi Tuna nın gözlerine bakarak kitaba yöneltiyor ve sayfayı yavaşça çeviriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİZMETKAR
Teen FictionÖlüm kadar iyi bir sahip, korkak olan kadar iyi bir hizmetkar yoktur.