Bu sorudan sonra kimse beni tutmasın! Aklıma gelenlerle birlikte yüzümdeki sırıtışla İsa beye(!) yaklaştım. O da yaklaştığımı görünce pis pis sırıtıp bana baktı."Sanane lan piç." deyip konuşmasına fırsat vermeden önündeki su dolu bardağı aldığım gibi kafasına geçirdim. Bardak kafasında tuzla buz olurken o da bir an afalladı. Ben de bunu fırsat bilerek yumruğumu yüzüne indirdim. Ama hala öfkeliydim. Afallamasının ardından kanayan kafasını tuttu sonra birden ayağa fırladı. Ben vuruşlarımın etkisini göremeyince içimde büyümek için atağa geçen kaçma hissine uydum ve o ayaklanınca geriye doğru birkaç adım atıp arkamı ona döndüğüm gibi koşmaya başladım. Bana doğru atıldı ama yakalamasına fırsat vermeden kapıya ulaştım. Ve açtığım gibi koşmaya devam ettim.
İnsanlara çarpa çarpa koşarken İsa adamlarına "Tutun şu oruspuyu" diye bağırınca hızımı daha da arttırdım. Arkama baktığımda üç adamın peşimden geldiğini gördüm. Nihayet çıkışa ulaştığımda daha da hızlanıp koşmaya devam ettim. Ara sokaklara daldım. Ne kadar koştum bilmiyorum ama nefessiz kalmam ve bacaklarımın sızlaması bana uzun süredir koştuğumu hissettirdi. Arkama baktığımda kimseyi göremeyince koşmayı bıraktım ve yürümeye başladım. Biraz sakinleşince etrafı inceledim. Hava kararmıştı ve bilmediğim bir sokaktaydım, bilmediğim insanlar peşimdeydi ve bilmediğim bir yere doğru yürüyordum. Yürüdükçe aklıma İsa'nın adamları beni yakalasaydı bana neler yapabileceklerini düşünüyor ve düşündükçe ürpermekten kendimi alamıyordum. Evdekilerin beni merak edeceklerini bildiğim için bir an önce eve gitmeliydim. Issız ve karanlık sokakta yürümeye devam ederken bana doğru koşan bir adam gördüm. İsa'nın adamlarından değildi bunu sokak ışıkları yüzüne vurduğunda fark etmiştim. Uzun boyluydu. Siyah saçları ve karanlık karası gözleri vardı. İri yapısı ona heybet katıyordu.
O da beni fark etti ve gözlerimiz bir an kesişti. Benim gözüm arkasından gelen ayak seslerinin sahiplerine kaydı. Bu beklemediğim karşılaşmayla duraksadım ve ters istikamette tekrar koşmaya başladım. Yanımda koşan adama baktım o da bana baktı ve aynı yöne doğru koşmaya devam ettik. Ne olduğunu ve kiminle, nereye koştuğumu bilmeden ikimiz de koşmaya devam ettik. Tek bildiğim arkamızda ki adamların ortak kaçış noktamız olduğuydu. Bir ara tökezler gibi oldum o da bana yardım etmek için elimden tuttu ben de itirazsız onun elini tuttum. İsa'nın adamlarından biri "Ölümden kurtulamazsın Azat" diye bağırdı. Yani kim olduğunu bilmeden elinden tuttuğum adamın adı AZAT'mış ve adamlar onu öldürmek için peşindelermiş. Bu düşünce nedenini bilmediğim bir şekilde beni daha da hızlandırdı. Bu sırada Aslıyla böyle bir kovalamacadan kurtulmak için saklandığımız alan olduğunu görünce Azatı hızla saklandığımız alana çektim. İki duvarın arasına sıkıştık. Bana çok yakın duruyordu bunu unutmak için adamlara görünmeyecek şekilde onları kontrol ettim.
Sokağın başında durmuş etrafa bakınarak bizi arıyorlardı. Bizi görme ihtimalleri az da olsa vardı ve benim bu durumdan kurtulmamız için bir şeyler yapmam gerekiyordu. Hızla üstümdeki ceketi çıkartıp saçlarımı açtım ve iyice karıştırdım. Adının Azat olduğunu öğrendiğim adam şaşkın gözlerle beni izliyordu. Arkama baktığımda bize doğru yaklaştıklarını gördüm ve Azat'a dönüp " Beni kucağına al ve duvara yasla."dedim. Başta ne olduğunu anlamayıp şaşkınca yüzüme baktı sonra sinsice sırıtıp beni kendine çekip kucağına aldı ben de bacaklarımı onun beline doladım. Azat beni hızla duvara yasladı ve bunu yaparken çok hızlı hareket ettiği için sırtım duvara biraz sert çarptı. Yüzümü buruşturduğumu görünce gözlerime özür dilercesine baktı. Peşimizdeki adamların bize yaklaşan ayak seslerini duyunca ellerimi Azat'ın ensesinde birleştirip onu kendime çektim.
"Yüzünü saçlarıma sakla."dedim. O da ikiletmeden dediğimi yaptı. Adamları şüphelendirmemek için Azat'ın saçlarıyla oynamaya başladım. Bize dışarıdan bakan biri büyük ihtimalle öpüştüğümüzü zannederdi. Azat yüzünü saçımdan çıkarıp yüzüme baktı. Bana daha çok yaslandı. Sanki benim zorlandığımı anlamış gibi
"Sakın ol bize bakıyorlar."dedi. Ve yüzünü yüzüme iyice yaklaştırdı. Ona bakmamaya karar verip bakışlarımı etrafta gezdirdim. Bana daha da sokulup burnunu burnuma değdirince öfkeyle saçlarını çektim. Sert çekmiş olmalıyım ki acıyla inledi. İsa'nın adamlarından biri bizi görüp
"Kolay gelsin gençler." deyince Azat sırtımdaki elini çekip onlara 'eyvallah' der gibi bir işaret yaptı. Eli tekrar aynı yerini aldı. Adamların ayak sesleri uzaklaşıncaya kadar aynı pozisyonda kaldık. Sesler kaybolduktan sonra Azat beni yere indirdi. Sokağı kontrol edip bana "Gittiler"dedi. Ben de olduğum yerden çıktım ve yanına gittim. Bana "peşimizdeki adamlar fark etselerdi ne yapacaktın."dedi.
Onu ben de düşünmemiştim bu yüzden sorusu bir çift boş bakan gözle cevaplandı. Ona bir teşekkür borcum olduğunu hatırlayıp "Teşekkür ederim."dedim.
"Önemli değil. Asıl ben teşekkür ederim. O adamları tanıyorum ve suçsuz olduğunu anlamam zor olmadı."dedi ve yürümeye başladık. Artık eve gitmem gerektiğini hatırlayıp ona döndüm. "Yakında dolmuş durağı var mı? Biliyor musun?"dedim hiçbir cevap vermeden sadece bana baktı ve yürümeye devam etti. Soruma kayıtsız kalması canımı sıksa da başka çarem olmadığı için ardından yürümeye devam ettim.Sokaklar boyunca yürüdük ve ne o aramızdaki sessiz çığlıkları bozdu ne de ben. Sustuk. En son birkaç kişinin beklediği dolmuş durağını görünce durdu. O durunca ben de durdum. Yine konuşmadı ve sadece çenesini kaldırıp ileriyi işaret etti,gitmemi bekledi. Bir süre sessizce birbirimize baktık. Sanki ruhlarımızın siyahları birbirine karışmış,bir çekimle konuşmamızı engellemiş ve susarak konuşmamızı sağlamıştı. Hiçbir şey söylemeden arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Sırtımda bir çift göz hissediyordum ama sanki dönersem o siyahların karıştığı büyü bozulacakmış gibi geldi ve ben arkamı hiç dönmedim. Şans olsa gerek dolmuş hemen gelmiş ve ben hiç beklemeden binmiştim.
Dolmuşa binip pencereden ona baktım o da bana baktı. Otobüs hareket edip gözden kaybolana kadar birbirimize baktık. Sonra başımı cama yaslayıp bu siyah adamın kafamı bayağı meşgul edeceğini düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI
Teen FictionAcılar içinde büyümüş genç bir kız... Acılarını içinde büyütüp intikama dönüştüren genç bir adam... Ve yolları kesişen iki ACI...