v♡

225 27 13
                                    

♡ Y u u r i ♡

"Sen..." Victor bir iç geçirdi ve gözlerime dik dik bakmayı sürdürdü. "İğrençsin. O kadar yolu sana koçluk yapmak için geldiğime inanamıyorum. Sana koçluk yapmak... Hah. Ne düşünüyordum ki? Çaresiz insanlara hiçbir şey öğretemem."

Nefesim kesildi. "V-Victor... Nasıl böyle bir şey söylersin... Ben..."

Victor ifadesiz bir yüzle dudak büktü. "Bunun olacağını biliyordun. Kendini nasıl bir duruma soktuğunu biliyordun. Emekli olmalıydın, domuz."

Gözyaşlarım gözlerimden sızdı, yanaklarıma doğru süzüldü ve yüzümün her bir tarafını ıslak soğukluğuyla ele geçirdi. Kalbim, dizlerim ile birlikte güçten kesildi. "Victor... H-Hatalarım için çok özür dilerim. Zaman kaybı o-olmak istememiştim." Berbat hissediyordum.

Nasıl Victor'un sevgisinin gerçek olduğunu düşünebikdim; nasıl bu kadar aptal olabildim? Buraya gelerek hayatının en büyük hatasını yapmıştı. Neden bunu daha yeni fark ediyordum? Nasıl sırf Victor beni teselli ediyor diye kendime duyduğum şüphelerimi unutacak kadar saf olabilmiştim? Ona güvenemeyeceğimi biliyordum... Biliyordum...

Birinin beni ismim ile çağırdığını duydum.  Ama kulağıma gerçek bir sesten çok, yankılanan bir fısıltı gibi gelmişti. Büyük ihtimalle sadece kafamdan uyduruyordum...

"Yuuri!"

"Yuuri~~!"

Güçlü ellerle omzunu sarsan bir adamın varlığına uyandım. Victor önüme çömelmişti. Alnı ıslaktı. Terliyordu; endişeden miydi? Rüyamdan görüntüler gözümün önünde tekrardan canlanınca yerimden fırladım ve geriledim. Yepyeni gözyaşları yüzümden aşağı akmaya başladı."Özür dilerim Victor, zamanını harcamak istemedim. İşe yaramazın teki olduğumu biliyorum..."

Yüzümü ellerime gömdüm ve hıçkırıkları serbest bıraktım. İğrenç hissediyordum; nefessizdim. Nefes alamıyordum. Korkularım ve hıçkırıklarım tarafından boğuluyormuşum gibiydi. Havayı ciğerlerime çekmekte zorlanıyordum; boğazımdan kesik çığlıklar yükseliyordu. Victor hemen ellerimi yüzümden ayırdı ve beni kollarının arasına aldı.

"Yuuri, o bir rüyaydı. Odamdaydım, ağladığını duydum ve hemen yukarıya çıktım." diyerek tesseli etmey denedi beni. Ben ise gözlerim faltaşı gibi açık bir şekilde bakınırken soluklarımı düzenlemeye, gördüğüm kabusun etkisini üstümden atmaya çalışıyordum. "Çok gerçekçiydi..." Yapabildiğim tek şey keskin bir hıçkırık bıraktıktan sonra ona daha da sıkı sarılmak, daha da yakınıma çekmekti. Tişörtünü kavradım ve omzuna ağladım.

O tiksinmiş ifade.

O pişman yüz ifadesi.

Bu iki kare aklıma kazınmıştı ve bir türlü onlardan kurtulamıyordum. "İyisin Yuuri. Gerçek değildi. Ben buradayım." diyebildi Victor. Rüyamda gördüğüm her şeyden sonra, sonucun bu olacağını tahmin etmemiştim. Victor'un Rusyaya gideceğini ve beni burada anksiyetem ile çürümeye bırakacağını düşünüyordum. Dediğim gibi, o rüyanın gerçek olduğundan emindim.

Nefes borumdan hala hava geçmiyordu; bunun yerine boğazıma batan keskin bıçaklar hissettim. Şuuruma çaresizce tutunarak ellerimi etrafta gezdirdim ve beceriksiz bir arayışa başladım. Victor donakalmıştı. Hala sarılma pozisyonunda olmasına rağmen beni serbest bıraktı. Yataktan zıpladım fakat ayağım takıldı. Yüzümün, burnumun üstüne düştüm. Ayağa kalktıktan birkaç saniye sonra dudağına doğru akan ıslak, yapışkan bir sıvı hissettim. Yaşadığımda ağzıma demir tadı geldi. Nazikçe dokunduğum zaman elime bulaşan kırmızılıktan, kan olduğunu anladım.

Kahretsin.

Ben çekmecelerimi karıştırırken Victor beni izliyordu. "Yuuri, ne arıyorsun? Sorun ne?" Cevap vermedim; odamın altını üstüne getirmeye devam ettim. "Yuuri, nasıl yardım edebilirim?"

promise ring // VictuuriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin