💎İLHAM💎

25 4 16
                                    

"Ne olabilir ki...

Çiçekler?
-Hayır çok gerçekçi.
Gökyüzü?
-Bu konsepti onlarca insan yapıyor. Peki biblolar?
-Hiçbir duygu uyandırmaz..."

Sesli bir of çektim. Hırçınca siyah kapşonumu kafamdan indirdim ve elimdeki mavi sprey boyayı yukarı aşağı hızlıca salladım. Graffitime devam ederken kafamdaki seslerle boğuşuyordum.
Neden hala ilham gelmedi? Neden bu kadar uzun sürdü? Önceleri bir kuşun sesi, yanımdan geçen herhangi birinin kokusu yeterdi. Şimdi ise herşey aynı, hiçbir şey ilgimi çekmiyor. Etrafta duygularımı besleyecek bir uyaran yok.
Lanet olsun sadece iki resim kaldı! Ondan sonra şu sergiyi açıp kendimi babama kanıtlayacaktım. O, kenara geçip insanların yüz ifadelerinde ki beğeni gördükten sonra beni tebrik edecek, ne hayırlı ne elit bir evlat yetiştirmişim diye düşünüp utanacaktı. Bazen tek yaptığı şey babalık görevini yerine getirdiğini insanlara göstermeye çalışmak olurdu. Nitekim bunu başarıyordu da. Bu konuda gerçekten onu tebrik ediyorum.  Bir insan kızını sevmediğini nasıl diğerlerine belli etmez? Veya diğerleri bunu nasıl anlamaz?
Adım Sahra, babam koymuş. Doğumum annemin ölümüne sebep... Sanırım babam bana doğduğun an hayatımı çöle çevirdin diye bir sübliminal mesaj veriyor. Annemin ölümünün benim suçum olmadığını kabulleneli çok oldu ama bunu babam da kabullense keşke.
Yıllarca beni kendinden uzak tuttu. Tuttuğu başka şeyler de var, hizmetçiler, özel okullar, şoförler...
Ona göre çocuğuna konforlu bir hayat sunarsan bir de mevki sahibi yaparsan babalık görevini başarıyla tamamlarsın. Ama bazen düşünüyorum da ben baba olsaydım çocuğuma sadece kitap okurdum. Sarılırdım..
Onunla birlikte kahvaltı yapardım. Paran var mı diye sormak yerine bir sıkıntın var mı yı tercih ederdim. Bakıcıyı arayıp çocuğun üstünü ört demek yerine gidip kendim örterdim. Odadan çıkmadan önce de alnından öpüp saçlarını okşardım. Onunla parka giderdim.
Kısacası ben baba olsaydım; babama benzememek için dünyayı karşıma alırdım...

Mesleğimi o seçti, okulumu, işyerimi evimi, yaşam tarzımı, standartları mı...
En acı veren kısmı da karşı koyamadım. Naz yapamadım. Hayır bu işi yapmayacağım, piyano kursuna yazılmayacağım, brokoli yemek istemiyorum diyemedim...
Çünkü benim için her şeyi önceden düşünmüş biri vardı ve ona karşı koyamıyordum.
Bazen bana rahatlığın battığını söyleyenler var. Onlara sadece kafa sallıyorum ve açıklama yapma gereği duymuyorum. Çünkü biliyorum ki insanlar gördükleri dışındaki bir şeye akıl erdiremezler. Seçim yapma yetisinin özgürlüklerin en büyüğü olduğunu pek çok insan bilmez.
Benim özgürlüğüm babamın olduğu yerde bitiyor...

Onunla hiç aynı çatı altında kaldığımızı hatırlamıyorum. Bana yetimhane çocuğu gibi davranıyor. Her ay belli aralıklarla uğrayıp eksiği gediği soruyor ve beni yarım saat görüp gidiyor.
Artık çok içerlemiyorum bu duruma.. Babamın beni sevmediğini de kabullendim yalnız başıma çift katlı, kasvetli evde yaşamayı da..
Atölyedeki arkadaşlarım bazen yalnızlıktan korkup korkmadığımı soruyorlar. Onlara da uzun uzun açıklama yapmıyorum, çünkü çok az insan bilir etrafında yüzlerce insan olsa bile yalnız hissedebileceğini..
Yıllardır kendimi kendimi emanet ettim, kendime ablalık, abilik bazen de annelik ettim.
Kendi kendime yetebiliyorsam korkacak bir şey de yok demektir.
Ne karanlıkta ne de büyük bir evde..

***

"Siktir!"
Ağzımdan kaçan küfürü babam duysa evlatlıktan reddederdi herhalde..
Ama tam sonuna gelmişken mavi spreyin bitmesi Beni buna zorladı. Adamın şapkası yarım kalmıştı.. Kutuyu konteynıra fırlatıp dört beş adım geri gittim. İyi iş çıkarmıştım; duvarda mavi şapkası yarım boyalı bir adam elinde piposuyla yanındaki küçük kızın gölgesine bakıyordu. Sanırım bu resim az önceki düşüncelerimin sonucuydu.
Şapkayı yarın tamamlarım artık diye düşündüm ve sprey boyalarının olduğu çantamı sırtıma takıp boş depodan çıktım. Dışarı çıkar çıkmaz yüzünlmü örten kapşonumu kafama geçirdim. Unkapanı'nın boş, eski, dökük sokaklarında ilerlerken birine yakalanmamayı umdum. Babam yasadışı olarak graffiti yaptığımı öğrenirse neler olurdu acaba?
Muhtemelen spreyleri çöpe atıp, peşime bir adam taktırırdı bir daha yapmayayım diye. Üstelik hiç girmediğim gözünden de bir kez daha düşmüş olurdum. Eline beni aşağılamak için fırsat geçmiş olması da cabası...

İÇİMDEKİ CEVHER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin