*****
Ne hissettiğimi bilmiyorum
Nasıl hissetmem gerektiğini de bilmiyorum.....
İçimde biriktirdiğim tek şey nefretti. Aileme,arkadaşlarıma beni sevdiklerini söyleyen herkese karşı duyduğum nefert.
Günlerdir tek yaptığım bu değilmiydi zaten ?
Ona nasıl aşık olduğumu binlerce kez kendime sormuştum. Sonuç olarak elim her zaman ki gibi boş kalmıştı.
Hani hep cevabı biliyorsunuz sanarsınız ya , ama aslında hiç birşey bilmessiniz bu durumdaydım işte. Tek kelimeyle zavallıdım
O çekiciydi , istediği zama herkesi kendine aşık edebirdi.Ama ben onu görünüşü için sevmemiştim. Bilmiyorum.Belkide beni sevdiğini sandığım içindir. Evet, bu kessinlikle diğerlerine göre daha yatıştırıcı bir düşünceydi.
Şu ana kadar ilişkilerle ilgili tek bildiğim yakın arkadaşlarımın sevgilisiyle yaşadığı olayları zorla dinlettiğinden dolayı aklımda kalan şeylerdi. Şu ana kadar Tait dışında sadece sanal sevgilim olmuştu.Onda da zaten hep aşk sözcükleri kullanılmazmıydı ?
Ailem beni beklediğim üzere teknik olarak reddetmişlerdi.Onuda 'biricik' ailemden değil, işinden çok kız düzmeyi seven ceza evi müdüründen öğrenmiştim.
Gözlerim yine nedensiz (!) bir şekilde dolarken kendime küfür ediyor, göz yaşlarımı tutmak için kendimle savaş veriyordum.Yine her zaman ki gibi yenilen taraf ben olmuştum. Gözyaşlarım boynuma akarken bir an onların yerinde olmak istedim.
Özgür ...
Hayatım gittikçe kötüleşiyordu. 1 hafta boyunca sessizce bir köşede oturmuş kimseyle konuşmamıştım.Etrafdaki kızların bana olanbakışlarını görebiliyordum.
''Tanrım'' dedim fısıldayarak. ''Bunu hak edicek ne yapmış olabilirim''
'Şaka mı yapıyorsun? Sevdiğin adamı öldürdün.'
Şimdi herkes yemakendeydi.Bunu fırsat bilip tek başıma oturuyordum. Yalnız kalmak güzeldi...
Biran için buradan çıktığımı hayal ettim.Tait'i öldürmediğimi, o geceyi yaşamadığımı....
Bu istemsizce gülümsememe neden olmuştu.Pişman olduğunu biliyordum. O gece sadece arzusuna, nefsine yenik düşmüştü.Yine aklıma gelen ve beni kendimden bile soğutucak olan soruları kendime sormuştum.Ne zaman hatırlasam gözlerim doluyor, intihar etme isteği uyandırıyordu.
Kendimi karanlık gibi hissediyordum ,sonu olmayan bir karanlık.Sonra, sonra kendime soruyordum;
Karanlığın içinde hep bir ışık olmaz mıydı? Ne kadar acı .çekip, yıpranmış olursan ol o ışığa tutunup çıkmaz mıydın karanlığın içinden?
Peki ben kendimi neden bu kadar boşlukta hissediyordum?
En büyük sorun;
Ben buradan çıkınca ne yapacaktım?
Daha fazla düşüncelere dalmadan,gardiyanın kapıyı açmasıyla yerimden doğruldum. Kapıyı kapatmadan yavaş adımlarla yanıma doğru gelip önümde durdu. İri vücudun yanında küçücük kalan vücudum kendimi daha fazla zavallı hissetmeme neden olmuştu.
''Sen neden buradasın?Herkez yemeğe çıktı'' dedi zaten kalın olan sesini daha da kalınlaştırarak.
Yüzümü bilmem kaç yüzyıl önce yıkandığını tahmine ettiğim pis halıdan ayırarak adamın yüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Criminals Never Fall In Love
Teen FictionÖlmek... Kulağa bazıları için normal,bazıları için kan donduran beş harfli basit bir kelime. Yaptıklarının bedelinden kurtulmak için iyi bir kaçış yolu aslında. Çoğu insana göre geride bıraktıkları fazla.... Peki ya Öldürmek? Bu kulağa daha basit ge...