Feanor, Noldor'un yüce kralı Finwe ve Miriel'in ilk oğlu olarak Tirion'da, 1169 yılında dünyaya gelmişti. Gelecek zamanlarda tüm Arda'da ismi yankılanacak olan elf ile aynı vakitte doğmuştu Gilorndir. Saçları altın sarısıydı. Doğduğunda saçlarından yansıyan güneş ışıkları elflerin gözünü alıyordu. Böyle saçlara sahip bir elf daha önce Arda'ya gelmemişti. Annesi ve babası Tirion'da yaşayan Noldor halkına mensup elflerdi. Babası zamanında Feanor'un babası Finwe için savaşmış ve savaşta bir kolunu kaybetmişti. Bu yüzden ordudan çekilmiş ve tek kolu ile demirci dükkanı açmıştı. Eşi her zaman onun yanındaydı. Eşi kızgın kılıçları kalıplardan çıkarırdı ve örsün üzerine koyardı. Gilorndir'in babası da eliyle o çekici sıkı sıkı kavrar ve kızgın kılıcı saatlerce döverdi. Eşi terlediğini gördüğünde terini siler ve ona sık sık yoruldun mu ? diye sorardı. Yorulduğu halde daha değil cevabını verirdi. Hırslı ve azimli bir elfti. Bu özelliği Gilorndir'e de geçmişti. Gilorndir ilk adımlarını babasının demirci dükkanında atmıştı. İlk adımlarında babasının ayaklarının dibine kadar yürümüş ve ona sıkı sıkı sarılmıştı. Babasına çocukluğundan beri bağlıydı. Gilorndir büyüdüğünde babasına yardım etmeye başladı. Ona ormandan sık sık yakacak odun getirir ve demirci ocağını sık sık harlardı. Artık annesi kızgın kılıçları tutmuyordu çünkü Gilorndir annesinin ellerinin yanmasına dayanamıyordu. Babası oğlunun bu tavırlarını gördükçe gururlanıyor ve işin daha severek yapıyordu.
Gilorndir artık eğitim görecek yaşa gelmişti. Babasına artık kılıç ve ok kullanmak istediğini, onun gibi at üzerinde savaşan bir cesur bir Noldor savaşçısı olmak istediğini söylemişti. Babası daha yaşının çok genç olduğunu ve biraz daha büyümesi gerektiğini sık sık ona söylerdi. Atölyeden gizlice kılıç, yay ve ok almasın diye silahları saklardı. Çünkü oğlunun başına bir şey geleceğinden endişe duyuyordu. Savaşta kaybettiği kolu onu bu düşüncelere itiyordu. Gilorndir bir akşam gök yüzüne baktı. Yıldızların ilginç bir şekilde dizildiğini gördü ve endişelendi. İçine kötü bir his doğmuş olmalıydı ki annesinin çığlıklarını duydu. Annesi atölyede çığlıklar atıyordu çünkü babasının üzerine kızgın demir dökülmüştü. Babasının vücudunun neredeyse her yeri yanıktı. Hemen elf hekimler çağırılmış ve babası tedavi altına alınmıştı. Gilorndir babası iyileşene kadar başında bekledi. Aylar sonra babası ayaklanmıştı. Vücudunda ki yanıklar belirgin bir şekilde fark edilebiliyordu. Gilorndir babasının demirci ocağını işletmeye başlamıştı. Artık o genç yaşında bir demirciydi. Yaşıtları orduya gidiyor ve eğitim alıyorken o kılıç döver, yay gerer ve okların uçlarını sivriltirdi. Bir gün demirci ocağına Noldor komutanı geldi. Silahlarının ne kadar kaliteli olduğunu, yaylarının iyi gerilmiş ve sağlam olduğunu, okların sivri ve düz olduğunu söyledi. Böyle yetenekli bir demirci savaşta da yeteneklidir diyerek onu orduya davet etti. Gilorndir günlerce, haftalarca bu fikri düşündü. Annesini ve babasını nasıl yalnız bırakırdı. Babasını o halde bırakamazdı. Annesi kendi başına demirci dükkanını idare edemezdi.
Gilorndir uzun uzun düşünde ve sonunda kararını verdi. Orduya katılacak ve Noldor kralı Finwe için savaşacaktı. Demirci ocağın gelen Noldor komutanını buldu ve orduya katılmak istediğini söyledi. Komutanın yüzündeki o garip gülümsemeyi de fark etmişti. Komutan yanındaki elf askerinin kılıcını istedi ve Gilorndir'e verdi.
"O zaman kaldır bakalım kılıcı havaya. İlk saldırı hakkını sana veriyorum. Eğer beni etkilersen seni orduya alacağım. Ailenin tüm ihtiyaçlarını karşılayacağım. Sana da nasıl kılıç kullanman gerektiğini öğreteceğim. Kabul ediyor musun ?" dedi.
Gilorndir kılıcı eline aldı ve saldırıya geçti. Komutan hızlı bir refleks ile saldırıdan kurtuldu ve Gilorndir'in arkasına geçti. Eli ile onu itti ve yere düşürdü.
" Demek bu kadar ? Bunu yapabiliyorsun. Yetersiz. Sen gibi birini orduya alamam" dedi.
Gilorndir bu sözleri duyduğu gibi yerden fırladı ve komutana saldırdı. Komutan bunu hiç beklemiyordu. Gilorndir kılıcı komutanın boğazına dayadı ve ;
" Benimle asla alay etme. Ben babam gibi cesur bir Noldor savaşçısı olacağım" dedi ve kılıcını indirdi.
Komutan etkilenmiş olmalı ki ;
" Yarın sabah kışlaya gel ve ekipmanlarını al. Seni sıkı bir eğitime sokacağım " dedi.
Gilorndir komutanın sözlerini duyduğunda o kadar sevinmişti ki koşarak eve geldi. Lakin eve geldiğinde hayatında görmek istediği en son şeyi gördü. Annesi yatağın ucunda ağlıyordu. Hemen babasının yanına gitti ve onun öldüğün gördü. Gilorndir'in hayatında ki en büyük kayıp bu olmalıydı. Annesine orduya kabul edildiğini bile açıklayamadan babasını sırtladı. Bahçesinde ki ağacın oraya bıraktı. Atölyeden bir kürek aldı ve ağacın oraya mezar kazdı. Babasını kazdığı mezara koydu ve toprak ile üstünü örttü. Sonra küreği kazdığı yere sapladı ve ağzından şu sözler döküldü ;
" Ey yüce Iluvatar ! Bana karşı yaptığın bu son aslında benim hayatımın başlangıcı. Sana minnettarım Iluvatar (!) "
YOU ARE READING
Gaerwen & Gilorndir
FantasySilmarillion evreninde geçen, Feanor'a bağlı olan Noldor ordusunda görev alan bir askerin başından geçen olayları ve sevdiği elf ile olan ilişkisini konu alan fan yapımı bir eser :)