Yarışmanın başındaydı Elif. Hayatta önemli bir adım atmaya hazırlanıyordu. Sevdiği arkadaşları, dostları ve en önemlisi sevdiği adam oradaydı. Takım arkadaşları ile kıyasıya mücadeleye devam ediyorlardı. Badminton biraz dikkat gerektiren bir oyundu fakat Elif'in aklında bir tek birşey vardı. Oda sevdiği adam. Hâyâllerini süsleyen o adam İbrahim'di. Oyun alanına gelene kadar onu düşünmüş, onunla alakalı hâyâller kurmuştu. Oyun esnasında bile aklımdaydı İbrahim. Fakat İbrahim ne onu sevdiğinin farkındaydı nede oyunun. O da başka birine yanıp tutuşuyordu o yüreği. Bunu bilmesine rağmen asla ondan vazgeçmemişti Elif. Ama aklından birazda olsa çıkarması gerekiyordu, çünkü oyunu kaybediyorlardı. Elif İbrahim'i aklından çıkmayı başarsa bile artık iş işten geçmişti. Oyunu kaybetmişlerdi. 2 puan ile kaybetmiş olmalarına rağmen hakem maçı uzatmak istemişti. Bir set daha oynamalarını istemişti 2 okulunda. Elif kaybetmenin üzerine bu habere o kadar sevinmişti ki yanındaki kız arkadaşlarına bir bir sarılarak sevinmişti. Maç tam başlamak üzere iken aklına mutluluktan havaya uçtuğu an bir anlık heyecanla İbrahim'in sevdiği kıza da sarılmıştı. Buna çok moreli bozulan Elif bir an tedirginlik ederek en son oymak istediğini söylemiş ve oyuncu değişikliği yapmak istemişti. Yerine geçerken İbrahim'in ona dikkatlice baktığını ve ne olduğunu anlamak istiyor gibi davranıyordu. Elif buna biraz daha tedirgin biraz da mutlu olmuş gibi yerine geçti. Maç muhteşem gidiyordu bir yandan taraftarlar destek veriyordu bir yandan da kendisi ama aklından çıkmayan iki şey vardı. Biri İbrahim'in kendisine bakışıydı, ikincisi ise o heyacanla en nefret ettiği insana sarılmasıydı. Bunları düşünürken zaman su gibi akıp gitmişti. Sıra kendine geldiğini bile anlamamıştı. Gözleri yere dalmış seyrediyordu sadece. Badminton hocası aynı zamanda da beden hocasıydı. Elif'in yanına vararak;
-"Elif kızım neyin var? Bu kadar derin düşüncelere daldın."
Elif ne olduğunu anlamadan kafasını kaldırdığında sıranın kendinde olduğunu ve herkesin kendini beklediğini anlamıştı. Sonra birden ayağa kalkıp;
- "Kusura bakmayın hocam. Dalıp gitmişim tekrar özür dilerim." demesi ile sahaya koşarak gitmesi bir oldu. Karşı rakibi zor bir rakip değildi kendisine. Fakat Elif işte, aklı başka yerlerdeydi.
Oyunu eğer alırsa birinci olacaklardı, herşey Elif'e bağlıydı. Maçı alacakken birden aklına yine o sevdiği kişi geldi. Kafasını dağıtmak isterken de topun geldiğini hesaplayamayarak topu kaçırmıştı. Bu nedenle ikinci olmuşlardı. Takım arkadaşları, seyirciler mutluydular fakat içlerinde ufak da olsa bir üzüntü vardı. Elif bu oyunu kaybetmesine inanamıyorlardı. İkincilik kupasını kaldırdıktan sonra, fotoğraf çekimleri vardı. İbrahim bir hamle ile Elif'in yanına gelmişti. Elif o kadar yaşadığı şeleri birden unutup, İbrahim'e bu kadar yakın olamanın içine verdiği mutluluğu yaşıyordu. Fotoğraf çekimleri bittikten sonra herkez sırası ile servise binerek yola çıkmaya hazırdılar. Herkes birbirini tebrik etmeye başlıyordu yolda. Herkes yaptığı hataları konuşuyorlardı. Ama Elif'in aklında bunların hiçbiri yoktu. İbrahim'e o kadar yakın olmanın verdiği mutluluğu yaşıyordu. Osmaniye'ye gelene kadar yol boyunca onu düşünmüş, bir umut olsa onu kendini sevdiğini düşünmüştü. Osmaniye'ye girdiklerinde hafta sonu olmasına rağmen okul bahçesinde tüm okul arkadaşları ve öğretmenleri onları bekliyordu. Badminton oynayan takımı ve hocasını müdürü kürsüye çağırarak herbirine bir madalyon vermişti. Elif'in mutluluğu sabahki durumuna göre artıyordu, taki eve giderkenki zamana kadar. Yolda İbrahim ve sevdiği kız yan yana kaldırımda yürüyorlardı. Elif'in dünya başına yıkılmıştı. Eve vardığında hemen kapısını kitleyip ağlamak istiyordu.Eve geldiğinde telefonunda birçok mesaj olduğunu farketmişti. En sevdiği 2 senelik kardeşim dediği birindendi bu. Hemde sevdiği adamla aynı addaydılar. Birbirleri için herşeye vazgeçebilecek bu kardeşinden mesaj gelmişti. Bir an kapısını kitleyip ağlamak istediğini düşündü. Fakat kardeş dediğine de cevap vermeden durmak istemiyordu. Elif bunları düşünürken bir mesaj daha gelmişti. Yine kardeşinden mesaj gelmişti. Mesajın üstünde ise "Ne yaptın kanka? Kazandınız mı? Aramak istiyorum fakat müsait misin bilmiyorum. Lütfen bana dön." yazıyordu. Elif ise daha fazla bekletmemek için mesaj atmaya karar vermişti. Mesajında ise sadece "Kanka ben bunları hakedecek ne yaptım yazıyordu."
