1.bölüm

138 9 0
                                    

Düzenlenmiş ilk bölümle karşınızdayım uzatmadan KEYİFLİ OKUMALAR

BURAYA TARİH ALALIM

¤¤¤

Bir kar tanesinden hiç bir farkımız  yoktu birbirimizden uzak, kalplere dokunmadan toprağa karışıyor ve yok olup gidiyorduk.
O kısacık sürede Kendi dünyamız da kurduğumuz kurallarla yaşıyor ve dünyamıza girenlerin o kurallara uymasını bekliyoruz. 
Ama gerçek dünya kurduğumuz dünyadan çok daha öte bir yer.
Hiç bir zaman dahil olmak istemediğimiz bir yer...kar tanesinin bir seçeneği yoktu. Küçücük bir buluttan koptu ve kaderiyle buluştu .. Ya düştüğü yeri donduracaktı ya da yok olup gidecekti ,her ihtimal de kalp donduruyordu. Donuk kalbin çözülmesi ise ölümün dost olacağı kadar imkansızdı.

***

Botlarımın çıkardığı seslere eşlik eden kalp atışlarım, bedenimin isyan bayraklarını çoktan dalgalandırdığını söylüyordu.

Arkam da beni takip eden polisin
' dur ' emriyle daha da hızlandım.

Önüme gelen ilk dar ve karanlık sokağa girdim.
Issız ve karanlıktı, tıpkı yaşadığımız hayatlar gibi. Hiç bir ışık belirtisi göstermiyordu, bu saate kim kalırdı ki zaten .
Bedenimde ki son güç kırıntılarıyla bu ıssız sokakta gözden kaybolmak için kullandım .Vücudumun her zerresi yorgunluktan inlerken kulaklarım çoktan işlevlerini kaybetmişti . Duyu organlarım bana karşı örgütlenip görevlerini  yerine getirmiyorlardı...Ne kadar koştuğumu bilmiyordum bilincim karanlık vadileri yoklarken bedenim bana ihanet ediyordu...

Bacaklarımda kalan son güç kırıntılarıyla beni takip eden polisin görüşünden çıktım ve karanlık bir köşeye sığındım, karanlığın beni kucaklayıp sarmalamasını umdum tüm kalbimle . Buradan hala polislerin sesini duyabiliyordum , en azından polis olduklarını tahmin ediyordum.
Kendimi bildim bileli polisten nefret etmişimdir.

Yaklaşan ayak sesini duyunca biraz daha sokuldum karanlık köşeye. Biraz ucundan kafamı çıkarıp bakınca, bunların beni kovalayan polis olduğunu gördüm Siktir! köşeye sıkıştım. Ne yapıcağım şimdi, karanlık köşeden çıkarsam kesin yakalanırdım... ben çıkış yolunu ararken ağzımın bi anda kapatılmasıyla bütün bedenim bir anda kasıldı,
"benim korkma... hadi gidelim"

Gölgenin fısıldıyan sesini duyunca anında rahatlayan sinir sistemimle okkalı bir küfür savurdum içimden.

Gölgenin varlığına güvenerek sığındığım karanlıktan bedenimi kopardım ve beni kovalayan polislerin karşısına dikildim...Gecenin karanlığında yüzlerini seçebildiğim iki adama dikkatlice baktım , polisten daha çok haydut a benziyorlardı burada bir bokluk dönüyor da anlam veremedim ,buna kafa yoracak şuan zamanımız da yok zaten.
Bizi gören polislerden en irisi sırıtıp bir adım attı ,onların sırıtması etkisiz olabilir ama gölgenin sırıtması aahhh acıdım onlara .

Gölgenin sırıtmasıyla çam yarması olan adamların diz çökmesi ayni saniyeler içinde oldu ..nasır tutmuş elleri kafalarının içinde bir şey varmış gibi kendilerine vurmaya başladılar .
Boğuk çığlıkları sokaktaki sessizliği yarıp geçerken ifadesiz bir suratla izliyordum olanları.

Gölgenin polislerin üzerinde uyguladığı ,duygulara hükmetme gücünü kullanarak bizi oradan çıkarmıştı. kafasıyla ''gidelim'' işareti yaptı ,polisleri arkamızda bırakıp çöp kokan sokaktan ayrıldık .

En son polislere baktığımda dövünüp,  ağladıklarını görmüştüm...

ona ayak uydurup hızımı artırmıştım

ARSIZ ELEMENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin