Bir ışık, gözlerimden akan yaştan geçip kendi dünyasında gökkuşağı oluşturdu.
Ağlamaktan mahvolmuş gözlerim, kızarmış ve şişmiş dudaklarım... işte ben buydum. Çareyi ağlayarak bulmaya çalışan fakat ağladıkça gözyaşında boğulan bir insan.
Bir kere boğulur insan ama defalarca hisseder. Kalbinde, beyninde, düşüncelerinde tekrar tekrar boğulur ya da öyle olduğunu sanar...
Bizi güçlü yapan da güçsüz yapan da duygular değil miydi neden onlar değil de biz boğuluyorduk? Neden dipsiz kuyuda kayboluyorduk?
Yavaşça aynadan uzaklaştım. "Kendimi görmeye ben bile dayanamazken o nasıl dayanacaktı ki sanki? Gerçekten bırakmayacağını mı sanmıştım? Aptal kafam!"
Kafama vurmayı kesip derin soluk aldım. Duş alsam iyi olacaktı sanırım. Banyodan çıkıp odama girdim. Çamaşırlarımı alıp tekrar banyoya döneceğim zaman yatağın üzerindeki kağıt parçası dikkatimi çekti. Bu da neydi böyle? Ben bunu buraya koysam kesinlikle hatırlardım. Kağıdı yatağın üzerinden aldım ve bir kaç defa katlanmış kağıdı hızlı ve heyecanla açtım.
-Tanışmanın zamanı gelmedi mi?
Uzay Ateşkıran.Gözlerimi birkaç kere kırpıştırıp tekrar tekrar okudum.
Birden ağzıma dolanan ellerden kurtulmaya çalışırken göz kapaklarım kendince isyan ederken görüntüler karanlığa bulaşmıştı.
💦
Bu bir tanıtım bölümüdür. 🐈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yosun Tutmuş Yıldız
Roman pour AdolescentsBir ışıktı içimde parlayan fakat acıyla harmanlanmış bir ışıktı. Bir kalpti içimde pıtırdatan fakat içini açtığında kırgınlıkların döküldüğü bir kalp. Bu kitap aradığını bulamayanlara gelsin. 🐈