Liseye başladığım ilk sene çok hızlı geçmişti.Gözümü açıp kapayana kadar bir sürü dost edinmiştim kendime .Neyin nerede olduğunu az çok öğrenmiştim.Liseye gelmek ile iş bitmiyormuş .Meğer daha çok çalışmam gerekmiş.Bu arada ismim Çağla .Bazen kendi kendime dert yanıyorum işte.Sağ tarafım iyi düşün desede her zaman sol tarafıma uyar en kötüsünü düşünürüm.Çok neşeli gibi görünen ama geceleri çok uzun olan kızlardanım.Sarı uzun saçları,ela renk gözleri ,boyu kendine kadar olan ,hafif çıkıntılı burna sahip ,kendi yağında kavrulup giden on yedi yaşlarında biriyim.Kurtulmak istiyorum bu köyden nefret ediyorum kafasıyla geldiğim lisenin ikinci yılının ikinci gününe de merhaba demiştim .Akşam yemeğine inmek için üzerime bir gömlek geçirip şalımı yapmak için tuvaletteki aynanın yolunu tutmuştum.Rahat değildim çünkü bir sürü tanımadığım yeni gelen insanlarla dolmuştu yurt.Beni bu okula bağlayan tek şey arkadaş ortamı olsa gerek.Ailemden uzak kalmayı seven bir insan değildim.Üstelik sabırlı bir insan asla değildim.Kardeşimin "Ablaaa" diye uzatarak konuşmasına bile tahammül edemezdim ama tanımadığım ,bir sürü karışık şehirlerden gelen insanlarla bir yıl boyunca kalmıştım.Bu benim hayattaki sınavımdı.Ama şöyle ki ben bu sınavı Sevmiştim.Üstelik hemen kaynaşmıştım geldiğim gibi.Şalımı bağlayıp oda arkadaşlarıma ve diğer yakın olduğum odaya seslenmiştim .Daha üç ay boyunca birbirimize karşı biriken hasreti bitiremeden akşam yemeğine iniyorduk.Evet hala iniyorduk çünkü yeni gelen arkadaşları ikinci kata bizi de dördüncü kata yerleştirmişlerdi.Sonunda azimle indiğimiz merdivenleri geride bırakıp her zamanki gibi yemekhaneye girmeden önce lavaboya uğramıştık.Daha sonra yemekhane yoluna girip kuyruğu gördükten sonra ki şokumuzu yaşadık.O kadar kalabalıktı ki "Bu sıra bitmez gardaş" deyip her zamanki oturduğumuz masaya oturup beş altı dakika beklemiştik.Sonunda sıranın azaldığını farkedip ,yerimizden kalkmıştık.Yemeklerimizi alıp doğru masaya yöneldik .Tam oturmak üzereydik ki herkesin gözü aynı noktada birleşiverdi.Ağızlar açık,herkes şaşkın, yemeğini bitirmiş tabağını bırakmak için yönelen , üzerinde beyaz gömleği ,hafiften serbest bırakılmış kıravatı ve kumaş pantolonunun altında Harrley botlarıyla çok cix duran montunu sandalyenin üzerinden alıp üstüne geçiren mavi montlu esmer çocuğa baka kalmıştık.Ecem
"kanka bu çocuk yeni galiba?" deyince onayladım.Evet daha önce hiç görmemiştim onu .Muhtemelen yurtta ilk senesiydi çünkü geçen yıl burada olupta benim görmeme ihtimalim sıfırdı.Ecem
"kanka bu on ikinci sınıf "dedi .
Herkes ona nerden bildiğini merak eder gibisinden bakınca
" Kanka öyle duruyor,büyük gibi"dedi.
Hepimiz gülüşüp masamıza oturmuştuk.Göz ucuyla baktığımda tabağını bırakmış erkek yurdunun giriş kapısına ilerliyordu.Yemeğimize devam ettik.Elinden gelse Tuvalate bile beraber gidecek olan bizim tayfa yemeğini bitirince her zamanki gibi birlikte tabaklarımızı boşaltıp ,Yemekhane görevlisi Nurcan ablaya selamımızı verip yemek için Ferudun abiye teşekkür ettikten sonra hızla yemek haneden çıktık.Yeni gelen kızlar hakkında konuşa konuşa çıktığımız dört katın sonuna geldiğimizde herkes ayrılıp kendi odasına dalmıştı.Daha henüz kıyafetlerimizi yerleştiremediğimiz için odanın hali berbat durumdaydı.Normal günlerde de pek toplu sayılmazdı aslında .Arada ben zorlarsam herkes bir işin ucundan tutardı onun dışında ben yapmadığım sürece odamız hep pisti.Bu arada ikinci senemizde odamız üç kişi olduğu için bir kişi daha vermişlerdi boş yatağa .Bu şanslı kişi Edanur olmuş ki şans ona arkasından vurmuş.Bizim gibi üç canavarın odasına düşecek kadar bahtsız bir kızmış.Onun bu yurtta ilk haftası olduğu için pek üstüne gitmemiştik sadece kekini yemiştik.Onada küçük bir dilim bırakmıştık.Oda kendi hakkını bize vermişti .Cahillik, yaptı bir hata.Bizde yedik tabi.Affetmeyiz kardeş.Biz ilk geldiğimizde salya sümük ağlamıştık bu çöm ağlamadı müstehak ona.Çöm dediğin evini özler ,yurtta kalmak istemez ,her gece annesini arar ,ağlar.Okuldan nefret eder, kimseyi tanımadığı için utanır.Bu sanırım büyümüşte küçülmüşlerden.İlk gecesinde bizim soru yağmurumuza tutulan kız ağlamaya fırsat bulamamıştı zaten.Belki bu sınavın en güzel yanı bana bir sürü can yoldaşı kazandırmasıydı.En güzel anılarım rastgele düştüğüm bir köyde mi olucaktı ?