Yeni çocuk

36 0 0
                                    

Fotoğraftaki Mila'dır

"Mila,kaç HEMEN!" Tanımadığım o zarif erkek sesini dinledim ve zifiri karanlık ormanda koşmaya başladım.Sanki arkamdan birleri geliyordu.Ahh! Tanrım düşmüştüm ve kafamı vurmuştum.Canım çok acıyordu kalkmaya çalıştım ama olmuyordu,başım dönüyordu.Umrumda olmadan kalkmaya çalıştım ve hayır olamaz YAKALANDIM!!!

Yatağımdan sıçrayarak uyanmıştım.Başım, çok kötü başım ağrıyordu.Biraz kendime gelmeye çalıştım.Alarmdan önce uyandığım için alarm saatine kadar telefonla oyalandım... Ve saat geldi kalktım.Banyoya doğru gidiyordum ki annemle karşılaştım."Tatlım bu halin ne,iyimisin?" o kadar kötümüydüm gerçekten? "Hadi sen elini yüzünü yıka  kahvaltın hazır seni bekliyorum" diyerek alnımdan öptü ve aşağı indi.Ve aynayla buluşmam feci oldu... kendimden iğrendim resmen.Bu rüyayı bilmem kaç bin kezdir görüşüm ama ilk kez bu kadar iğrenç bi şekilde etkilemişti.Gözlerimin altı mosmordu.Herneyse diyerek yüzümü yıkadım ve anneme "sen kahvaltıya başla anne ben daha hazırlanıcam" dedikten sonra odama gittim.Siyah pantolonumu,siyah üstünde "Word Lies" yazan tişörtümü giydim.Hafif bir makyaj yapardım her zaman doğallıktan yanayım ama bugün ayrıcalık yapmam gerekiyor haliyle.Sonunda hazırlığım bitti ve aşağı indim.Biraz atıştırdıktan sonra evden çıktım.Okul 10 dakikalık bi mesafedeydi.Hava sanki yağmur yağacak gibiydi ve ben deri montumla ne yapıcam hiçbir fikrim yoktu ama yağmuru sevdiğim ve ıslanmaktan kaçmayacağım aklıma geldi... Okuldaydım sınıfa girdim ve en arkadaki yerime gittim.Bizim grup gelmemişti (Bella, William, Emma ,Liam ve benden oluşan grup) Bella ve William sevgiliydiler.Ayrıca Emma ve Liam da sanki birbirlerine boş değil gibiler ama arkadaş gibiler ama yakın oldukları kesin.Aradan beş dakika geçti sırayı karalıyordum ve bizimkileri duydum önümdeki iki sıraya geçtiler çifte kumrular ;) Bende tektim...
Ders başladı ve o sevmediğim hoca geldi yanında da baya iyi bi çocuk vardı.Çok yakışıklıydı sınıftaki kızların gözleri büyüdü tabi biz hariç.Kızlar resmen yanındaki arkadaşlarını itiyorlardı kalkta benimle otursun diye.Gözlerimi devirdim ve sırayı karalamaya devam ettim.Hoca bir anda bağırdı ve herkes sustu."Evet arkadaşlar bu yeni öğrencimiz Arthur..." diğer kızlar yine itişmeye başladılar ve hoca yine bağırdı.Sinir oluyordum bu hocanın bağırışına ve istemsizce çıkan ses tonuna güldüm.Ve kafamı kaldırıp hocaya baktığımda hoca yeni çocuğun yanıma geçmesi için benim yerimi gösterirken gördüm. O yanıma doğru gelirken kızlara baktım ve gözlerinden kıskançlık fışkırıyordu.Tanrım! Ne kadar da şeyler...
Yanıma oturmuş çoktan ne ara oturdu hiçbir fikrim yok.Biraz baktıktan sonra elimi uzatarak "ben Mila Stan" dedim.Bir an göz göze geldik ve elimi sıkarak "bende Arthur Baker memnun oldum" dedi.Kafamı sallayarak önüme döndüm. Hoca dersi anlatıyordu ve çok sıkıcıydı notlarımı alırken bi anda baktığını hissettim ve ona doğru gözlerimi kayırdım ve cidden bakıyordu.O anlayamadım tondaki gümüş rengi gözleriyle.Tanrım! Şimdi fark ettim ne kadar muhteşem gözleri vardı. Sanki o renkte boğulabilecekmiş gibi hissettim.Ve dikkatim dağılınca fark ettim de gözlerine baktığımı fark edince güldü ve kafasını sallayarak önüne döndü.Durumu kurtarmak istedim " Ş-şey gözlerin çok güzelmiş ilk kez gümüş rengi göz gördüm" dedim.Kabul ediyorum tam bir gerizekalıyım.Teşekkür edercesine gülümsedi.Gülüşüde çok güzeldi.Aklımdan bi varlık bu kadar muhteşem olamaz diye geçirdim ve ders bitmişti.Zilin sesiyle düşüncelerimden ayrıldım.Yüzümü ellerimle kapattım ve öyle kaldım biraz. Ve bizimkilerin sesini duydum.Arthur'la tanışıyorlardı.Bi kaç dakika sonra kendi aralarında konuşmaya başladılar ve ben kafamı kaldırdığımda Emma'nın bana telaşlı bi şekilde baktığını gördüm.Arthur gitmişti.Emma "Mila iyi misin?" Dedikten sonra bizimkilerin gözleri bana dikildi."Başım ağrıyor biraz ,gecem pek iyi geçti denemez" diyerek kalktım ve lavaboya gittim.Ağrı kesicimi cebimde buldum ve içtim.Bi kaç dakika geçtikten sonra çıktım.Kantine gittim ve kahve alarak bi masaya oturdum.Bizimkiler geldi ve Emma " yine aynı kabus mu?" Dedi bende evet anlamında başımı salladım.Gözlerim bir anda Arthur'a kaydı.Kantinin en köşesinde oturuyordu ve duyması imkansız olmasına rağmen bizi dinliyormuş gibi bi hali vardı. Bir an önce okulun bitmesini istiyordum.Zil çaldı sınıfa gittik.
-
Okul bitmişti ve Arthur benimle tanışmamızdan sonda konuşmamıştı.Aklım buna çok takılsa da anlamsızca karamsarlığa düştüm.Okuldan çıktım ve Arthur duvara yaslanmış bi şekilde gördüm.Ama nasıl bu kadar hızlı gitmişti anlamadım.Belki gözümden kaçmıştır diyerek geçiştirdim ve yoluma devam ettim.Eve az kalmıştı ki bi nefes hissettim.Aynı rüyalarımdaki o nefes gibiydi.Sanki yakalanmıştım.Korkuyordum...

Arkadaşlar umarım ilk bölümü beğenmişsinizdir :)

Cennetten Düşmüş Melek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin