"Tanrının kudretini biliyosun Mila, Bayan Stan'ın sana iyi bir anne olacağını biliyordu ve seni bu eve gönderdi" "Peki gerçek annem,melek o şuan nasıl durumda" "Bunu kimse bilmiyor Mila,Tanrı onu korumayı seçti aynı zaman da senide" "peki şeytan,o beni burda bulursa nolur" dedim titreyen ve herşeye anlam veremez bir ses tonuyla... "eğer sen annenin yanında olsaydın sizi acı çektirerek öldürürdü ve kolayca bitirirdi ki bunu kendisi de istemez çünkü bi şeytana göre çok basit bişey, şeytanların kinci olduğunu biliyosun.Bu yüzden Tanrı seni dünyaya indirdi ki şeytanın seni bulabilme ihtimali gittikçe azalsın diye.Açıkçası dünya da senin yaşında bu kadar kız varken imkansız gibi bir şey o yüzden rahatla ben ve arkadaşların oldukça imkansızında ötesine gidiyor" hiçbir şey diyemedim.Şaşkınlıkla yerimde duruyordum ve gözlerim doluyordu.Bunu fark etmiş olabilir ki yanıma geldi,oturdu ve "şimdi biraz rahatlaman lazım,istersen biraz uyu ya da sana kahve getirebilirim" dedi.Aslında uyumak iyi olurdu ama şuan uyumak gelmiyodu içimden "aslında biraz kahve alsam iyi olur" diyebildim. Tamam anlamında kafasını salladı,tam kalkar gibi oldu tekrar yerinde doğruldu ve bana baktı,ne olduğunu anlayamıyordum...Sanki bişey yapmak istiyomuş gibi bi hali vardı, bana o kadar güzel bakıyordu ki resmen göz göze geldiğimde o gözlere gömülmek istiyordum.Sonunda kalktı ve mutfağa gitti ben de yerimde doğrularak düşünmeye başladım.Konuştuklarımızı aklımda tekrarlıyordum.Elinde iki kahveyle geldi ve bana uzattı ve ben tekrar düşünmeye başladım.Aklıma "...ben ve arkadaşların olduktan sonra imkansızında ötesine gidiyor" cümlesi takıldı."Arthur aklıma bişey takıldı" "bu kadar çok düşünmenin sebebini bulduk her neyse dinliyorum" "arkadaşlarımı niye karıştırdın onlarda mı..." "evet Mila onlarda benim gibi senin koruyucuların" "bir de şu var,tanrının kudreti diyordun, tanrıya güvenim sonsuz hele şu anlattıklarında sonra daha çok ama Tanrının beni koruması yeterli olmaz mıydı yani siz..." "evet tabiki öyle olurdu ama şeytan ve tanrı anlaşma yaptılar" "nasıl..." o kadarını anlatamam Mila anlaşmalar özeldir ve biz kendi dünyamız içersinde biliyoruz.Ama şunu bil anlaşma çiğnenirse melekler ve şeytan önderliğinde şeytanın çocukları (yani cinler ve küçük şeytanlar) arasında bir savaş çıkar ve bu çok etkili olur" içime bi korku gelmişti...Aradan 1 saat geçti ve ben sadece düşündüm.Annem hala içerdemiydi hiçbir fikrim yoktu ama hiç çıkmamıştı galiba.Akşam olmuştu ve saat erken olmasına rağmen benim uykum gelmişti."Arthur ben uyusam iyi olur iyi akşamlar sana" "iyi uykular Mila"
"Mila,benim ve seni bulucam en yakın zamanda,çocuklarım onlar seni arıyor.Bu hasret bitsin artık,annen de çok özledi seni..." karanlık bi ormandaydım ve sesin nerden geldiğini anlama çalışıyordum dönüyordum yerimde sürekli.Ve bir anda yine bir nefes ve bu sefer bi tokat yedim...Ve görüş açım gitti..."ANNEN SENİ ÇOK ÖZLEDİ MİLA SENİ ONA GÖTÜRÜCEM HAZIR MISIN?"
Bi anda yerimden zıpladım.Yan tekli koltukta Arthur vardı ve beni duyup hemen kalktı,yanıma geldi.Ben çığlıklar içinde ağlıyodum, yanıma oturdu ve yüzümü ellerinin arasına aldı "tamam geçti geçti sakin ol sadece bi kabustu Mila sakin ol tamam mı? Şşşşşş" sürekli bunu söyliyodu ve ben anlamsızca sakinleşiyodum.Biraz daha ağlamam normalleşmişti ve ben o an ona sarıldım.Ben neden böyle bişey yaptım ki? İnanamıyorum kendime.O da bana sarıldı hemen ve ben o an gerçekten rahatladım,ondan ayrıldım ve uykumun olduğunu biliyordu ve beni yatırdı.
Arthur'un ağzından
Onu öyle görmek bana acı çektirmişti.Bu hali,bu hale gelmesi o lanet şeytanı yok etme isteğimi gittikçe arttırıyordu.Onu küçüklüğünden beri tanıyordum ve böyle bi kızın o hale gelmesi...Tanrıya olan güvenim sonsuz ve ben asırlar sonra da olsa bi gün,bir sabah uyandığımızda bütün kötü şeylerden kurtulucağımızı ve mutluluğa geri döneceğimizi biliyordum...Düşüncelerimden ayrılmamı elimi bırakmayan Mila'yı fark ettiğimde geldi.Sanki bırakamıyodu elimi ve bana gerçekten ihtiyacı olduğunu şimdi daha iyi fark etmiştim.Hiçbir şey diyemedim,dememde zaten...Elini bırakmadan yatırdım onu ve üstünü örttüm.Koltuğun içine gömülmüştü ve yastığının nerdeyse hepsi boştu.Elimi hala sıkıyordu ve uyuduğuna emin olana kadar bende uyumamaya karar verdim ve o saf güzelliği izlemeye başladım.Umarım beğenmişsinizdir...Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi bekliyorum:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cennetten Düşmüş Melek
FantasyBen Mila 16 yaşındayım.Hayatım çok güzeldi... Taki gerçekler yavaş yavaş beni bulana kadar.Hayatım anlamadığım kısımlara gidiyor.Artık ne olduğumu bilmiyorum.Ama bana dedikleri tek şey: "sen cenetten düştün Mila.Tanrı, o seni dünyaya gönderdi" Kafa...