Bir çok insan da görüp duymuştum hayatın mucizelerle dolu olduğunu. Bunu anlıyacak kadar yaşımın küçük olduğu da belli oluyordu. Lydia adında 14 yaşında lösemi hastalığıyla savaşan bir kızım anne ve babamın ayrı olması benim için ayrı bir zorluktu hergün hastane kokusu hastaneye yemekleri beni daha da bunaltıyordu ve birde dökülmeye başlıyan saçlarım kalktığımda tarıyacak bir saçlarımın olmaması tuhaf gelicekti elveda sabah kalktığımda tarıyacağım saçlarım belki de veda ediceğim sadece saçlarım olmuyacaktı. Vedaları kim severdi ki bir çok filmlerde yaşadığım aynı durum ama hisler farklıydı işte bazıları sadece saçlarına veda ederken bazıları ise sevdiklerine ederlerdi annemi görmeyeli aylar olmuştu arayıp sormuyordu da babam ise kendi halinde bir iş adamıydı onla yaşamaktan mutluydum en azından annem gibi yapmıyordu ya işi yüzünden beni bakıcımla yalnız bırakıyordu Allison bana annemin yokluğunu aratmıyordu babam yokken bana her zaman yardımcı olan bir bakıcımın olması huzur veriyordu onlar için bu hatta kalmam gerekiyordu onların mutluluğu benim de mutluluğumdu hastalığım bazen kötü gittiğin de babam benden daha kötü oluyordu onun yüzündeki o üzüntüyü görmek beni de üzüyordu aslında sebebi bendim onları üzmek hiç bı zaman istemezdim hayatımın sona erişini görmeleri onları yıpratırdı hergün onlardan gizli yazmaya başladığım notlar vardı hayata "veda" notları acı olmadan mutluluğun değerini bilemeyizdir işte bazen hayat yaşamaya değmezmiş gibi gelsede sevdiklerimizi bırakmak her zaman zor olur.