1.Bölüm

39 2 9
                                    

Doğum günün kutlu olsun minik arkadaşım benim~
Birkaç gündür bunu yazmakla uğraşıyorum... Arada çoğu kez yazıp yazıp sildim, ama sonunda bir şey ortaya çıkarabildim veee umarım ki beğenirsin. Bundan sonra yokum zaten... Yeni yaşında beni biraz daha sev olur mu? ♥ ah, ve kusura bakma birçok yanlışım olabilir...
BPearl10

●●●

22.06.2001

Gözlerimi bu yabancı dünyaya henüz yeni yeni açmıştım. Annemin rahminden çıkmamda yardımcı olan bir kadın, ben doğunca çığlık çığlığa "Bir kız, tıpkı yıllardır hayal ettiğin gibi bir kızın oldu," diye bağırarak ortalığı inletmişti adeta. Halbuki annem hemen o kadının dibindeydi ve bu kadar bağırmasına gerek yoktu bence.

"Bir dakika, o ayak bileğinde ki parıldayan şey de ne öyle?" endişeyle Kadına konuşuvermişti anmem. Bir şeylerin ters gittiği hayli hayli açıktı. Kadın, eline aldığı bir bardak suyu ayak bileğime dökerek, o belli belirsiz şeyi temizlemeye çalışmışsada başarısız olmuştu. Annem, "Bu bir... İnci değil mi?" diye sorduğunda Kadın yalnızca başını sallamıştı ve ayak bileğimde ki inci sembolünü temizlemeye çalıştığı anda etraf kör edici, pasparlak bir aydınlığa bulanıvermişti. Bunun üzerine etrafıma üşüşen insanlar, bu sefer de benden daha da uzağa kaçmak için çaba harcıyorlardı adeta. Beni doğurtan kadın bile annemin kulağına "Bu kız lanetli," deyip beni annemin kucağına bıraktığı gibi buhar olup uçmuştu ortadan.

Annem kucağında benimle birlikte tek başına kalmış, öylece durmuştu. Kollarıyla beni iyice sarıp sarmalamış, şefkatini bedenimde fazlasıyla hissetmemi sağlamıştı. Hele başımı okşayışı, bilmem ne kadar derinlere sürüklemişti beni. Annemin kokusu... Tıpkı bir okyanusu andırıyordu. O kadar gizemli, o kadar harika...

Annem hızla toparlanıp , üstünü değiştirmişti. Daha sonra beni yine kollarının arasına alır almaz doğumhânemden dışarı fırlamıştık. Ki küçük bir oda ne kadar doğumhâne sayılıyorsa... O gün annemden sonra babamı ilk defa, kendi arabamız olduğunu düşündüğüm bir arabanın hemen köşesinde dikilirken görmüştüm. Annem koşarak babama sarıldı. Arada sıkışmış olsamda bu mutlu tabloyu görünce içim gıcıklanmıştı ve bir bebek ne kadar yükseklikte bir kahkaha atarsa o düzeyde bir kahkaha yerleştirmiştim yüzüme. Annemle babam şaşkın bir eda ile bir bana birde birbirlerine bakmışlardı, ne olduğunu anlama çabasıyla. Onlar bu durumu hazmetmeye çalışırlarken, sahilde bir hareketlenme olmuş, sayamadığım birçok renkli balık su yüzeyine çıkıp geri suyun derinklilerine inmişlerdi. Bu kısa şov üzerine annemle babamın şaşkınlıkları iki katına çıkmış olmalıydı ki artık şaşkınca gülmeye başlamışlardı.

●●●

22.06.2001

Sahilde bir gölgeliğin altına oturmuş, sessizce kitap okuyordu genç bir çocuk. Elleriyle kitabını kavrayabildiği kadar sıkı kavramış -sanki çalınma tehlikesi varmışçasına- ve derin bir nefes almıştı. Denizin derinliklerini merak ediyordu, hemde fazlasıyla. Belki orada bir ev falan yapıp farklı cinsten balıklar ve diğer deniz canlılarıyla yaşayabilirdi. Bu düşünce aklının her bir yanını kuşatmış, mesken kurmuştu adeta.

Gözlerini kapatmış , kitabı hemen yanına bırakmış, ellerini başında birleştirmiş, sıcak kum tanelerinin üzerine sırt üstü bir şekilde uzanmıştı. Derin düşüncelerinin daha da derinliklerine inmek istermişçesine hayeller kurmaya başlamıştı bile, taa ki büyük bir gürültü duyana kadar.

SECRET SEA🌊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin