Final

492 40 77
                                    

Nagisa tedirgindi. Lavi ile olan konuşmasından büyü gücü olanların hala zorbalık ettiğini öğrenmek onu sinirlendirmişti. Onun bildiği Cao Cao'da Nagisa, Kral'ın büyüyü cezalandırarak bastırma yöntemini onaylamıyordu, ama bu yolun Cao Cao'da yaşayan insanlar için en iyi yol olduğuna da inanmıyordu.

Artık kendisinin de aktif bir parçası olduğu bu dünyada, olanları anlayabilmek umuduyla Eren'in yanına gitti.

Eren bir çeşit bitkisel bir ilaç hazırlıyordu. Nagisa tabağı alıp yaprakları ezmeye başladığında kaşlarını çattı.

''Yaprakları ezerken çok dikkatli olun. Oldukça incedirler.'' dedi Eren kendi karışımına devam ederken.

Nagisa saray hekimine baktı. ''Eren, ben bu bitkileri yüzlerce kez ezdim. Ne zaman duracağımı biliyorum.''

Eren kaşlarını çattı. ''Affedersin, Nagisa. Ama sen hayatında hiç bitki ezmedin ve ilaç yapmadın.''

Nagisa ezdiği bitkileri gösterdi. Yaprakların Eren'in tam istediği gibi olduğunu biliyordu. Eren şaşırmış bir şekilde kâseyi ondan aldı diğer bitkilerle karıştırdı.

''Sakın bana bir prens olarak sadece bana verdiğin büyü kitaplarını okuduğumu düşündüğünü söyleme.''

''Büyü kitabım mı?'' Eren eğlenmiş görünüyordu. ''O büyü kitaplarını kullandığında altı yaşındaydın oğlum.''

Şimdi şaşırma sırası Nagisa'daydı. Eren haklıydı. Burada doğduğunda büyü yasak değildi. Neden Eren'in kitaplarına ihtiyaç duysun ki?

''Cao Cao'da çok fazla büyü var.'' Dedi Nagisa.

''Nagisa, babanın büyüyü Cao Cao'da özgür kılmasını tamamen desteklemediğini biliyorum...''

''Eğer özgürce kullanılsaydı!'' dedi Nagisa öfkeyle. ''Babam büyüye sahip olanların her şeyi yapabileceğine inanıyor. Buna Lavi gibilerini incitmek de dahil.''

''Lavi?''

Eren'in Lavi'i tanımamasına şaşırmaması gerektiğini bilmesine rağmen Nagisa kendini daha fazla tutamadı. ''Evet Lavi! Demircinin oğlu! O benim arkadaşım!''

''Nagisa, Kral olduğunda babanın yanlışlarını düzelteceksin.'' Dedi Eren usulca.

''Ama kral olması beklenen ben değilim Eren!'' diye bağırdı Nagisa. ''Bu Karma'nın kaderi, benim değil!'' Nagisa Eren'in, babası gibi sevdiği adamın onu anlayabilmesini diledi.

Eren'in kafası karışmıştı. ''Akabane Karma mı? Senin uşağın?'' diye sordu. ''Neden Nagisa? Neden Karma'ın kral olması gerektiğini düşünüyorsun?''

Nagisa gözyaşlarının yanaklarından süzüldüğünü hissediyordu. ''Çünkü olması gereken bu Eren.'' Dedi sessizce. ''Karma cesur, soylu, merhametli-Benim olabileceğimden çok daha harika ve güçlü, büyüme rağmen. Ve bu onu Cao Cao'un en muhteşem kralı yapacak.'' Nagisa yalvaran gözlerle genç adama baktı. ''Neden bana sadece inanmıyorsun Eren? Neden güvenmiyorsun?''

''Nagisa.'' Dedi Eren usulca. Ama Nagisa'ın gözlerine bakmıyordu. Nagisa o anda Eren'in ona inanmadığını anladı. ''Ben her zaman senin Karma'a düşkün olduğunu biliyorum—''

''Bunun sebebi bu değil!''

'' —ancak son zamanlarda kendinde değilsin.'' Diye devam etti Nagisa. ''Saçmalıyorsun. Başka bir zamanda yaşayan bir Cao Cao Prensi olduğunu söylüyorsun. Bence biraz dinlenmelisin Nagisa. Sana bir uyku ilacı—''

''Benim uyku ilacına ihtiyacım yok!'' diye bağırdı Nagisa. Eren'in ona inanmasına ihtiyacı vardı. Bu olanları anlamlandırması gerekiyordu. Bu hayal kırıklığıyla farkında olmadan yanındaki mumun alevini güçlendirdi. Bu Eren'in hızla çekilmesine neden oldu.

It So Happened One DayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin