2. Bölüm

48 4 1
                                    

       Bu sabah diğer sabahlardan pek bi güzel gelmişti bana. Geç uyumama rağmen diğer sabahlardaki gibi eklem ağrılarıyla uyanmadım hayret.Temizliktendir heralde dedim ve hızlı bir duş aldım tam iki yıldır dışarı çıkmıyordum o günden beri yemek yeme alışkanlığımı temizlik ve düzen alışkanlığımı kaybetmiştim sanki elden ayktan düşmüşcesine bilirsiniz işte pasaklı bir hal. Dışarısı sokaklar ne kadar çok değişik geldi  gözüme anlatamam  posta kutum dolmuş taşmış haaa henüz bilgi sayarımı bile açmamıştım kim bilir . Neyse bütün bunlara aldırış etmeksizin yürüdüm yürüdüm mutlu gözükmeye çalışıyordum gülüyor fakat aynı zamanda için için ağlıyordum. hoş  kimse görmüyordu ama mutlu olmaya çaba göstermek hemde ağlamak ne kadar moral kırıcıydı benim gibi umutsuz biri için bir yandanda kendimi güçlü hissediyordum çünkü herşeye rağmen ayaktaydım sadece bitik ve yıkılmış hali tavrımı kimse görmesin diye kendimi eve kapatmıştım okadar insanların bana üzgün gözlerle bakmasına tahhammül edemezim.

     Rüzgardan dudağımın içine kadar giren saçlarımı işaret parmağımla kenara ittim ve aynı zamanda da yürümeye devam ettim. en sonunda insanların pek yoğun olmadığı bir köşede bank buldum karasulaar inmiş ayaklarımı dinlendireyim diye oturdum. Kaç gündür ağzıma lokma girmiyordu doğru dürüst, zaten canımda bir şeyler çekmiyordu, hem ağzımın tadıda yoktu ,ilerde mis gibi kebab kokuları geldi burnuma o kadar acıkmıştım ki açık havadan olsa gerek, içime çeke çeke o tarafa doğru ilerledim. Kebabımı bol acılı yedim kaderim gibi tıpkı acı ki ne acı sonra köşedeki  büfeden milkshake alıp biraz inanların arasına karışayım dedim belki sevimli köpekler ve bir kaç bebek görürüm ümidiyde şehrinen işlek caddelerine doğru adımlarımı serileştirdim. Etrafımdaki güzellikleri görünce içimdeki o kara bulutlar dağıldı bende ancak farkede bildim havanın güneşli olduğunu.

Elimdekini bile içmeyi unutmuş ağaçlara,mağazalara,gökyüzüne aval aval bakarken birisine sert bir şekilde çarptım. eyvah! dedim içimden iki yıldan beri dışarı çıkmıyorum çıkar çıkmazda...Çarptığım kişi telefonla konnuşuyordu ve sert bir şekilde bana döndü yüzünü, hemen telefonu kapattı.

__ Afedersiniz ben çok özür dilerim  şey gerçekten yuk...

_ Önemli değil hanım efendi tamam çok telaşlanmaya gerek yok sadece bir içecek döküldü okadar.

_ Ben gerçekten çok özür dilerim bari üzrinize bir thisrt alayım lütfen gününüzü yetrince berbat ettim zaten bir özür bağabında.

_ normalde sizin gibi güzel bi hanfendiden böyle bir şey yapmasına izin vermem ama içiniz rahat edecekse tamam.

Ona karşıdan ******* markalı bir thisrt aldım .

_ Bakarmısınız adınız neydi çok afedersiniz sormayı unuttum.

_peri .dedim 

_ isterseniz yarın sizinle yürüyüşe çıkmak isterim yanlış anlamayın eğer sizde istersniz buralarda yeniyimde hem size bu güzel thisrt için teşekkür etmek bağabında.

İster istemez yüzümde bi gülümseme oluştu. Benim başkalarına söylediğim cümlelerin karşılık olarak gelmasi hep komiğime gitmiştir.

_Bilmem belki?

_Ozaman bu saatte nerde buluşalım hah üzerime içeceğin döküldüğü yerde .

_Tamam ozaman üzerine içeceği döktüğüm yerde aynı saatte.

SENİ SEVMEYE YEMİN ETMİŞİM GİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin