Overdose. [CHANSOO] [TAMAMLANDI]

Hazırlıklar

İlk öpüşmemizin ardından birbirimize olan hislerimizi tamamen açıklamıştık. İlk gibi olmuştu. İlk gibi hissettirmişti.

Güneş ışıkları odayı aydınlatıyordu.

Saat 07:12

Kafamı çevirdiğimde nefesimin kesilmesine engel olamadım. Nasıl bu kadar etkileyici oluyordu? Pencereden içeri giren ışık onun iyice parlamasına sebep oluyordu. Gece sıcaklamış olmalı, üzerinde kıyafet olmadan yatıyordu.
Kusursuzdu.
Vücudu, yüzü, saçları, hatları...
Yüzünü incelemeye başladım. Gözlerimle aynı anda parmaklarım da hareket ediyordu. Saçlarını sevdikten sonra elf kulaklarına dokundum. Hehehe. Sonra burnu. Çok güzeldi.
Ve öldürücü part.
Dudakları.
İstemsizce alt dudağımı ısırdım.

O anda aklıma efsane bir soru geldi.

Biz neyiz şimdi?
Sevgili olduk mu? Yoksa hala arkadaş mıyız?

"Chanyeol."

Ses yok.

A. Bilin bakalım kim uyandı.

Satansoo.

Kollarından kurtulup kucağına oturdum. Ağırlığımı tam vermedim ancak bi terslik olduğunu yine de fark etmişti.

"Kyung?"

Mırıldandı.

"Park Chanyeol. Eğer kalkmaz isen Satansoo'nun eline düşeceksin."

Hala ses yok.

H a h a.

Ellerimi başının iki tarafına koyup üzerine eğildim.
Fısıldayarak konuşmaya başladım.

"Chanyeoool. Chanyeolliee. Yodaaa."

Minik bir acı çekme sesi çıkardı.
H a h a h a.

Kulağına yaklaştım.

"U yan dın mı?"

Gözlerini bi anda açtı.

"N-NAPIYORSUN?????"

Gülümseyip dudaklarına günaydın öpücüğü hediye ettim. Her gün alamayacaktı. Değerini bilse iyi olurdu.

"O surat ne ya? Dehşete düşmüş gibi bakmasana."

Chanyeol kocaman gözleri ve yarım açık ağzıyla bana bakıyordu.

"B-benim kalkmam lazım."

"Eeevet ben de onu diyorum? Kalk hadi."

Elimi uzattım. Aniden elimi itekleyip mal bakışlarını bana çevirdi.

"Chanyeol, napıyorsun?"

"Kyungsoo Kai nerde???"

"Ne alaka ya? Ne bileyim dün ne olduğunu mu hatırlıyorum. YANİ HATIRLIYORUM AMA SADECE SONUNU."

Bi an paniklemiş olabilirim.

Kikirdedi. Sonra bir saniyeliğine acı çekiyormuş gibi bir surat ifadesi yaptı ve eski mal bakışlarına devam etti.