0.1

296 12 1
                                    

"Rihemm! 13 numaralı masaya siparişleri götürdükten sonra çıkabilirsin kızım."

Gül teyzenin seslenmesi ile hazırlanan siparişleri alıp
"Tamam." demekle yetindim.

13 numaralı masaya içecekleri bıraktıktan sonra soyunma odasına gittim. Önlüğümü astıktan sonra dolaptaki okul formam olan beyaz gömleği ve siyah pantolonu alıp üzerime geçirdim. Saçıma tarak vurup at kuyruğu şeklinde topladım. Kravatı iki yandan sarkacak şekilde bırakıp çantamı aldım ve okulun yolunu tuttum.

Okulun sokağına girdiğimde sol kaşımı havaya kaldırıp bahçede biriken kalabalığa baktım. Neler oluyor dememe kalmadan okulumuzun güya müdürü olacak ama bi boktan en son haberi olan adam, gözleri beni bulunca konuşmaya başladı.

"Gençler! Dün çıkan yangınla okulda büyük bir hasar oluştu. Bugünlük okul yok ama yarın herkesi farklı okullara aktaracağız. " Bütün öğrencilerin bakışı bana dönmüştü.

"Son haberim de bursluluk kazananlar açıklandı. Sınava giren öğrencileri odama bekliyorum."

" Senin başının altından çıktı dimi bu."

Kafamı çevirmeden sesin sahibini tanıdım. Bu seneden beri yanımda olan kişinin sesiydi bu. Ülgen...

Cevap vermek yerine dudaklarımın kenarlarını yukarı kıvırmıştım.

"Rihem! Senin sorunun ne? Ne diye okulu yakıyorsun ki? Okulla bir derdinin olduğunu düşünmüyorum."
dedi Ülgen.

Omuz silkip " Yapmaktan korkucağımı düşünenler vardı." dedim.

Ülgen şaşkın gözlerle bana bakıp "Herkes biliyor mu yani?" diye sorunca kafamı olumlu anlamda salladım.

"Hemde herkes."

Ülgen küçük bir kahkahanın ardından " Ne saçmalıyorsun?" diyerek önüme geçti.

"Şaçmalamıyorum Ülgen. Okuldaki tüm öğrenciler, çalışanlar, hocalar, hatta müdür dahil herkes biliyor."

Ağzı 'O' şeklini alan Ülgen' i omzundan ittirip yolumu açtım. Ben kalabalığa yaklaştıkça kalabalık ikiye ayrılıp bana yol oluşturuyordu. Bütün öğrencilerin gözünü üzerimde hissedebiliyordum.

Okul binasının içine girip müdürün odasına yöneldim. Kapıyı çalmadan içeri daldım.

"Rihem, okulun kurallarını ne zaman öğrene-"

" Çok konuşuyorsun hoca. Açıklada gideyim. Asâbımı bozma." diyerek lafını böldüm. Babamın mafya olmasından tırsıyordu müdür. Okulda normalde etek giymem gerekirken pantolon giyip, istediğim saatte giriş-çıkış yapabiliyorum. Babamın bi bu durumu işime geliyor.

"Pe-peki. Kazandın! Hemde tam burs kazandın Rihem! O yüzden okul dağılımlarını yaparken seni 'ALYAZ KOLEJİ' ne yazdırdık. Orası çok iyi bir eğitim yeri ve emin ol ki yararlanacaksın. Para ödemenede gerek yok. Burslu okuyacaksın."

"İyi." demekle yetinip odadan çıktım. Madem okul yok bende eve geçer annem ve kardeşim Belis ile ilgilenir sonra da işe geçerdim. Annem 7 sene önce felç kaldı. Kardeşim desen daha ufak. Babam...o zaten ayrı bir tip. Her gece içip içip bana sataşmasa onu belki sevebilirdim. Ama annem... onu o hale getiren kişi babam. Aslında o da değil, işleri neden oldu. Neden mafya ki? Normal bi işte çalışamıyormuydu sanki?

Mahalleye girdiğimde yanıma Güney geldi. Bizim çetenin sözü geçenlerinden olur kendisi.

"Okulu yakmışsın?"

"Aynen."

Kolunu omzuma atıp " Hiç şaşırmadım. İşte bu hareketlerine bayılıyorum."

dedi. Gözlerimi onun omzumda olan eline kilitledim. Mesajı anlamış olacak ki hemen elini çekip ensesine yerleştirdi.

Karanlığın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin