Karanlığın Kızı

-03-

Sınıfa girip göz gezdirdim. Aradığım şahısı bulamayınca kantine doğru yola çıktım. Tam kantinde göz gezdirirken kızların çığlık sesleri ile kafamı kantinin girişine çevirdim. İşte aradığım şahıs...

Gözleri direk beni bulmuştu. Bütün kızlar eline telefonlarını almış, çocuğun fotoğraflarını çekiyordu resmen. Bu kadar ilgi neden?

Yanındaki arkadaşları ile yanıma gelip önümde durdu.

" Beni mi arıyordun?"

dedi göz kırparak. Hemen yakasından tuttum. Boyu benden uzun olduğu için parmak uçlarımda yükselip kulağına fısıldadım.

"Kim olduğunu sanıyorsun bilmiyorum ama belaya bulaşmak istemiyorsan benden uzak dur. Sadece bunu söylemek istemiştim."

"Beni tehtit mi ediyorsun?" dedi sırıtarak.

Bende yapmacık bir gülümseme ile

"Nasıl istiyorsan öyle anla." dedim ve kantin çıkışına ilerledim. Kızlar bana nefret dolu gözlerle bakıyordu. Umursamayıp yoluma devam ettim. Görüş alanıma duvara yaslanmış 4 kız takıldı. Anlamadım sanki yapıcağınız şeyi... aptallar.

Tam önlerinden geçicekken sarı saçlı olan sağ ayağını takılıp düşmem için ayarlamıştı. Görmemiş gibi yaparak sağ ayağımı onu sağ ayağına taktım. O düşeceğimi sanıp sırıttığı anda bütün gücümle sağ ayağımı ileri çektim. Kız dengesini kaybedip yere kapaklandı. Ben ise yoluma devam edip sırıtmakla meşguldüm.

Bütün koridor kahkahalara boğulurken sınıfa girdim. Sırama oturduğum an ela gözlü, kahverengi saçlara sahip, tatlı bir kız yanıma geldi.

"Yaptığın şey cidden çok havalıydı. Nasıl bildin onun planını?"

İçtenlikle sormuştu bu soruyu. O yüzden cevap verdim.

" Zeki olduğumu söylerler. Anladım işte."

"Çok ilginçsin. Ben Azra"

diyip elini uzattığında eli ile bir süre bakıştım. Tam dudak büzüp elini çekiceği zaman elini tutup " Rihem." dedim. Gülümseyip

"Rihem ne demek?" diye sordu. Bu kadar konuşmak bile fazlaydı ama bu kız bana gerçekten samimi gelmişti. Okulun diğer sürtükleri gibi değildi.

"Yağmur yağdıktan sonraki toprak kokusu."

"Cidden çok güzel bi anlamı var. Yağmuru  çok severim."

"Sana bişey sormak istiyorum."

dediğimde parıldayan gözlerle "Tabi ki" dedi.

"Yanımda oturan çocuk kim? Neyin nesi?"

"O okulun sahibinin oğlu. Okulun kızlarının gözdesi ama bu güne kadar bi kızla bile çıkmadı. Serseri bi tip ama çok yakışıklı. Bi o kadar da zeki."

Dediklerini anlamışça kafa salladım.

"Peki, adı ne?" dediğimde

"Efken...Efken Alyaz." dedi.

Ef-efken! Efken mi dedi?

"Rihem (!) İyi misin? Rihemm."

Azra' ya bakıp

"Efken mi?" dedim. Normal birşeymiş gibi sadece kafa salladı. Hemen çantamı alıp ayaklandım. Azra arkamdan sesleniyordu ama umrumda değildi. Tam çıkışa varmıştım ki önüme bir kız geçti. Daha demin ki sarışın sürtüktü bu.

Sağ kolunu sol omuzuma uzattığında soğuk bakışlarımı önce kızın koluna, sonra ise kızın gözlerine sabitledim.
Mesajı almamış olacak ki kolunu çekmedi.