"Evet çocuklar bu yıl takıma yeni kişiler katıldı. Birazdan burada olurlar. Şimdi öncelikle takım kaptanını söyleyeceğim. Yoongi, bu yıl da kaptan sensin."Herkes, homurdanarak sesler çıkardı. Bu yıl da Yoongi'nin kaptan olmasi şaşırılmadık bir şeydi. Okula geldiğinden beri her yıl kaptan o oluyordu ve kaptanlığı birine kaptırmayı da düşünmüyordu.
Birkaç dakika sonra spor salonunun kapısı açılınca, basketbol oynamaya dalmış herkes maçı durdurup dikkatini oraya verdi. Yoongi ise umrunda olmadan maça devam etmişti. Fakat, kimsenin topu almaya çalışmamasına sinirlenip durdu ve kafasını kapıya çevirdi."Veletler."
Göz devirerek söylendi Yoongi. Koçları da çocukların önünde onlara öncülük ediyor, takımdakilerin yanına götürüyordu. Yaklaşık 5 kişi vardılar. 3'ü yedekleri doldursa, 2'si takıma girmeye hak kazanacaktı.
Koçun önderliğinde basketbol sahasında onları izleyen digerlerinin yanına vardılar. Yoongi, basketbol topunu koltuk altına almış onları izliyordu.
Koç boğazını temizledikten sonra konuşmaya başladı."Evet... şimdi kendinizi tanıtın çocuklar. Siz bir takım olacaksınız, takım dediğin birbirinin her hareketini ezberlemelidir. Birlik olmayı öğrenmelisiniz."
Yoongi başını sallayıp koçun dediklerini geçiştiriyordu adeta.
"Ben Kim Taehyung. Tanıştığıma memnun oldum."
Herkes gülümseyerek selam verirken Yoongi yine geçiştirmekle meşguldu. Onunla asıl tanışması basketbol antremanında olucaktı.
"Ihm ben de Park Jimin. Tanıştığıma memnun oldum çocuklar. Ve ah ben büyük ihtimalle yedeklerde olacağım sanırım."
Hepsi karşıdaki tatlı çocuğun bu haline küçük kahkahalarla karşılık vermişti. Yoongi de Jimin'i merak edip başını yerden kaldırdı ve ona baktı.
Cidden tatlı. diye geçirdi içinden. Gülümseyip geçti."Ben Kim Yeol."
Umursamaz ruhuna geri döndü Yoongi. Kolunun altındaki topu alıp sektirmeye başladı.
"Daehyun. Merhaba."
Sektirmeye devam etti.
"Jeon Jungkook, tanıştığıma memnun oldum çocuklar."
Sektirdiği top birden boşluğuna gelip yerde yuvarlandı. Eğilip topu takip etti ve geri doğrulduğunda Jungkook'un ayağının dibinde buldu kendini. Jungkook'un ayağının ucundaki topu alıp boğazını temizledi. Ciddi bakışlarıyla ayağa kalktı.
"Tamam çocuklar, sizden isteğim buradan biriyle biraz basketbol alıştırması yapmanız. Sonra aranızda bir seçme daha yapacağım. İyi şanslar."
Koç yenileri cevapsız sorularla bırakıp spor salonundan çıktı. Koç çıkar çıkmaz yeni gelenlerin hepsi takımdakilerden biriyle çalışmak için yanlarına gitti.
Yoongi ve Jungkook hala birbirlerine bakıyorlardı ki bunu Jimin böldü."Ihm... hyung?"
Yoongi, Jimin'e döndü.
"Seninle çalışabilir miyiz? Yani... beni çalıştırabilir misin?"
Jungkook gözlerini kısıp sinirli bir şekilde Jimin'e baktı. Yoongi'yi ona vermek istemiyordu. Yoongi'nin koluna girip kendine çekti.
"Hayır! Onu ben aldım. O beni çalıştıracak."
Yoongi öyle mi? diyen bakışlarıyla Jungkook'a baktığında Jungkook başını sallamakla yetindi. Yoongi omuz silkip Jimin'e döndü.
"Onu duydun, özür dilerim ufaklık."
Saçını dağıttı ve gülümsedi.
"Peki hyung, yine de teşekkür ederim."
Gülümseyip uzaklaştı onlardan. Diğerlerinin yanına doğru ilerledi. Yeni gelenlerin hepsi Yoongi ile çalışmak için can atıyordu ve Jungkook'un Yoongi'yi önceden almasına biraz bozulmuşlardı.
Hepsi Yoongi'nin bu Tanrı vergisi yeteneğinden faydalanmak istiyordu."Beni seçmekle hata yaptın velet."
Jungkook sırıttı.
"Bence kendine fazla güvenme Yoongi, son seçmeleri de geçip takıma girmek istiyorum. Yedeklerde kalamam bu yüzden bana yardım et... Tabi odaklanabilirsen. "
Jungkook sırıtmaya devam ederken Yoongi karşısındaki çocuğun yaptığı tüm planlardan habersizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i hate u × yoonkook
Fanfiction'senden nefret ediyorum min yoongi !' 'bende seni seviyorum jungkook.'