Güneş Salkım'dan;
Ben şok içinde çocuğa bakarken babam beni dürtükledi '' Kızım sende sıksana çocuğun elini.Bak ne kadar kibar '' deyince babama dönüp sen ciddi misin bakışı attıktan sonra elimi sıkacak gibi yapıp hızlıca pörtlek gözün eline vurdum. '' Çek be elini kolunu pörtlek göz '' deyip arkama döndüm. Kızlara baktığımda ikisinin de Çağdaş denen pörtlek gözün arkadaşlarına bakıyorlardı.
Kızların kolundan tuttuğum gibi dışarıya sürükledim.Dışarıya çıkarken '' Biz bara geçiyoruz gelen gelsin '' dedim. Kızlarla arabaya geldiğimizde Melisa '' Ay şu Çağdaş denen çocuğun arkasındaki siyah saçlı aşırı tatlıydı ve ayrıca çok sempatik bana göz kırptı.'' deyince ona resmen olmamış bu dercesine baktım. Ben Melisa'ya bakarken Gülşen'de lafa atlamayı ihmal etmedi. '' Yaa evet ama diğeri daha yakışıklıydı böyle sarı sarı saçları beni benden aldı resmen, ah bide o mavi gözleri denizden farksız dalıp kaybolasım geldi. Biz Melisa ile oynarken bana bi bakış attı öldüm sandım.'' diye bi nefeste anlatınca ona gerçekten iğrenirmişcesine baktım.
Tamam hoş çocuklardı fakat bu kadar yavşak olmamalılardı. Allah'tan kendi aramızda böyleyiz . '' Aslında pörtlek göz çok çekici ama babama istediğini vermeyeceğim. Sırf işi yüzünden çocukla beni sevgili yapamaya çalışıyor.'' Kızlar boşver dercesine kafalarını salladığında bara gelmiştik.
İçeri girdiğimizde kimse gelmemişti. Hemen bi köşeye oturup birer bira söyledik,Kore'de alışmıştık alkole, votka içmediğim sürece beni hiç bi içki etkilemiyordu. Biz biraları içerken ablamgil gelmişti. Ablamla Buğra abi üstlerini değiştirmiş , daha çok günlük şeylerle gelmişlerdi.
Ablamlar bize selam verip kendi masalarına geçmişlerdi. Bar iyice tanıdık yüzlerle dolmaya başlayınca Pörtlek göz ve ekibi bizim masamıza geliyorlardı. Kızlar kendi aralarında sohbete dalmışlar çocukları hiç görmüyorlardı. Bende sesimi çıkartmadım onların sohbetine dahil oldum. Yarım dakika sonra yanımda bir kıpırtı olunca hızlıca yanıma döndüm . Çağdaş garsona sipariş veriyordu , arkadaşları da kızların yanına oturmuş.
Ben ne olduğunu çözmeye çalışırken çocuklar bizim kızlarla konuşmaya çalışıyorlardı fakat kızlar onlardan ne kadar hoşlansalar bile istekli görünmemek için çocuklara sadece tebessüm ediyorlardı ve kendilerine sorulan sorulara cevap veriyorlardı. Ben onları izlemeye dalmışken garson gelip ''Biranızı yenilememi ister misiniz? '' diye sorunca kendime geldim ve garsona yenilemesini söyleyip teşekkür ettim.Bana kibar olana bende kibar oluyordum.
Yanımda Çağdaş'ın olmasını umursamayarak şu lanet topuklulardan kurtuldum.Çağdaş babamların yanında bana çok yakın davranmaya çalışmıştı ama şuan öyle değildi. Sadece arkadaşlarına bakıyordu arada onların anlattıkları şeylere gülüyordu. Onun dışında hiç konuşmuyordu. Çantamdan sigaramı çıkarıp yaktım,içime deri bir nefes çektim kafamı kaldırıp dumanı dışarıya verdiğimde Çağdaş kafasını bana çevirdi. Hafif tebessüm ettikten sonra önüne döndü. Ben sigaramı bitirdikten sonra kızlarla dans etmeye kalktık.
Dans ederken çok yorulmuştuk, köşemize geldiğimizde masanın üstünde bir sürü bardak vardı bende bir tane alıp kafama diktim.Tadı güzel gelince bir bardak daha derken altı bardak içtim. Başım hafiften dönmeye başladı,kendimi koltuğa attım sigara yakmak istedim ama bir türlü çakmakla sigarayı bir araya getiremedim. Biden elimden sigara ve çakmak yok oldu etrafımı ararken,karşıma baktığımda Çağdaş sigarayı yakmış içiyordu.
Sigara dudaklarında o kadar güzel duruyordu ki ona hayran hayran bakıyordum. O, biçimli dudaklarından sigarayı ayırdı bana doğru uzattı napıyo diye baktım bana soğuk bi sesle '' Ne bakıyorsun alsana sigaranı.'' dedi. Ne yani onun dudağına deymiş bir sigarayı mı içecektim. Gerçi neyi umursuyorsam ben herşeyden tiksinin veya utanan bi kız değildim. Sigaramı alıp dudaklarıma yerleştirdim, Çağdaş gülmüşmüydü bana mı öyle gelmişti. yok canım niye gülsün ki bana, ben yanlış gördüm kesin. Sigaramı bitirdim herkes dağılıyordu, ben de ayağa kalktım ama başım döndüğü için geri koltuğa düştüm.
Beni gören kızlar yanıma gelerek beni zorla kaldırdılar. Melisa sinirle '' Bu bardaklarda ne vardı?'' diye bağırınca beynimde şimşekler çaktı kesin votka vardı bardaklarda. Adının Alper olduğunu bildiğim Çağdaşın arkadaşı '' Sadece vişneli votka vardı.''dedi. Ben ortamdaki herşeyi duyabiliyordum fakat cevap veremiyordum sadece gülüyordum. ''Hangi akılsız alıp geldi bunları'' diye bağırdı Gülşen,bunlarda hep bağırıyor başıma ağrı girdi be.
Ve sonunda cool boy Çağdaş'ın sesi duyuldu ''Ben getirdim masaya ne oldu?'' havada soğukluk vardı sanki ''Güneş sadece votkaya dayanamaz yarım saate sızıyor, bir an önce eve götürelim.'' diye lafa atladı Melisa. Gözüm bir an kararmaya başladı ve sonra kendimi yumuşak bir şeyin üstünde uykuya dalarken buldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL KAFA
General FictionUyuz ve huysuz bir kızın sessiz ve aynı zamanda sinirli olan birinin gözlerinde kaybolacağını kim bilebilirdi ki. O elanın en güzel tonu olan gözlerde o kadar düşünce arasından kendisiyle ilgili birşeyler bulmaya çalışıyordu. Acaba bulabilecekmiydi.