0.8

106 16 33
                                    

Oruçlu kafayla yazdım bitiful kafayla dskafkdqwkfdkw
-----------------

Jungkook'un tribini çekemeyeceğin içi çantanı alıp çıktın. Bu arada yeni farkettiğin bir şey vardı. Kafenin yerini bilmiyordun. Taehyungu aramak ve aramamak arasında gidip gelirken telefonu çıkarıp araman bir olmuştu.
---
"Ahh hadi ama bu kafeyi nasıl bilemezsin."

"Gül sen gül. Sadece bu taraflara fazla gelmiyorum."

"Tabii hatta iş yerin burda değil demi."

"NEEE İŞ YERİMİN OLDUĞU YERDE Kİ KAFEDE NE İŞİMİZ VAR TAEHYUNG! KALK HEMEN GİDİYORUZ."

"Nikah masasına mı. Bu kadar aceleci olduğunu bilmiyordum eh hadi o zaman gidelim."

"Eve gidiyoruz Taeh!."

"Peki,peki."

Taehyung dalga geçmeye devam ediyordu. Devam etsin gülsün gülsün. Hemen arabanïn oraya geldiğinizde hâlâ Taehyung'un elini tutuyordun. Bi ara Taehyung durup sana bakıp dikdörtgen bir şekilde gülmüştü. (şurdan arkadaşıma gönderme yapıyım.)

"İstersen elimi sana vereyim ha?" dediği şeyle biraz dursan da sonra ne demek istediğini anlamıştın.

"Ha şey elim şey etmiş yoksa neden tutayım ki hıh." bahaneydi.

" Hey " anlamaz gözlerle Taehyunga bakïyordun. Efendim dermişcesine başını salladığında

"Utanınca daha güzel oluyorsun. Seni içime gömesim geliyor."

Hadi ama bu kadar romantik olmak zorunda mıydı?

Sen hiçbir şey yapmadan sadece gülüp geçtin. Ne diyebilirdin ki 'aa benim de seni yiyesim geliyor hadi birbirimizi yiyelim mi' diyecektin sanki.

Arabaya bindiğinizde çok sessizlik olmuş bunu sevmemiştin. Taehyungtan şarkı açmasını istedin. Belki bu daha iyi olabilir. Etraf sessizdi çünkü ve şarkı neşelendirebilirdi.

Yol gittikçe bitmiyordu. Eve değil başka yere gidiyorsunuz sanki mübarek. Sen iyice sıkılmaya başlamıştın.

"Taee~~başka şarkı açar mısın benim seveceğim tür olanlarındaan."

Taehyung yola o kadar odaklanmış ki dediğini 2-3 dakika sonra işitip açmıştı. Bu şarkıyı seviyordun. Ve şuan söylememek için kendini zor tutuyordun. Ama mırıldanabilirdin.

Şarkı bittiğinde Taehyung sana dönüp gülümsedi.

"Sesin güzelmiş."

Ne yani duymuşmuydu halbu ki o kadar kısık sesle söylemeye garet ediyordun. Of ne dicektin ki.

"Teşekkürler senin ki gibi olamasa daa." dedin. Da yı niye uzattım ki diye düşündün.

"Hey bir de nereye gidiyoruz evin yolu böyle değil."

"Ahh sana demeyi unutmuştum şirketten çağırdılar. Jungkookta beni aradı evin anahtarını almamışsın kapıda kalmaman için sende bizle şirkette durcaksın."

Ah düşünceli prensin.

"Huh? Tamam."

"Merak etme o kadar sıkıcı bir yer değil aksine eğlenceli."

"Peki."

-

Şirkete girdiğiniz de çalışanlar size dik dik bakıyordu. Ne yani hayatınızda hiç mi kız görmediniz bakışları atıyordun.

Merdivenlerin orda basamakları görmediğin için takılıp düştün.

"Çalışanları kesmeyi bırakta önüne bak." kıkırdadı.

CHANCE LOVE. (OC)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin