Asla Pes Etme
1.Bölüm
Lauren annesi Amy ile şöminelerini yaktıkları evde oturuyordu ve ikisi de şömine de yanan ateşe ve kıvılcımlara ve bunlardan çıkan seslere dalmış hayatlarını mahveden o kötü haberden sonra hayatlarının nasıl olacağını düşünüyorlardı o kabus olaydan sonra Lauren'in gözüne bir gram uyku girmemişti babasını çok küçük yaşta kaybetmişti onu avutabilecek tek kişi annesiydi yapayalnız kalmışlardı babasıyla geçirdiği o güzel günleri hatırladığında yüzünde hafif bir tebessüm oluşuyordu yaşadıkları kasaba'nın hafif kasvetli havası vardı babası öldüğünden beri böyle hissediyordu evlerine uğrayacak komşuları bile yoktu ama bunu pek umursamıyordu kulaklığını takıp yürüyüş yapmayı tercih ederdi annesi ise hiç bıkmadan usanmadan saatlerce onu izlerdi onu azda olsa mutlu ederdi kasabada cıvıl cıvıl öten kuşlar araba sesleri oynayan çocuklar adeta kasabayı renkli kılıyorlardı ama hayatının sonuna kadar bu evde kapalı kalamazdı arkadaşa ihtiyacı vardı aslında pek yalnız sayılmazdı ama yinede arkadaşa ihtiyacı vardı bugün hava güzel görünüyordu o yüzden bugün gününü dışarıda geçirmeye karar verdi annesini ikna etmek hiçte zor değildi annesinin yanağını öpüp dışarıya çıkmak için izin aldı tamda umduğu gibi izin verdi üzerine ince montunu giyip dışarıya adımını atar hava gerçektende çok güzeldi her zaman gitmediği çok ihtişamlı bir kafe biliyordu oraya gidecekti bakalım o kadarda ihtişamlımıydı görecekti kasabadan biraz uzakta kalıyordu büyük adımlarla gitmek isterdi ama sakince gitmeyi tercih ederdi kafe ye yaklaştığında derin bir nefes alarak kafe nin kapısını usulca açıverdi hemen cama en yakın masayı bulup oturdu bu kafe sıradan kafe değildi ayrıca pastalarıyla meşhurdu daha önce buradan bir şey yememişti ilk defa deneyecekti siparişini verdikten sonra beklemeye koyuldu hiç ummadığı bir anda kafe nin kapısı gümbürtüyle açıldı başını o tarafa çevirdiğinde hiç yakışıklı olmayan oldukça tatlı bir çocuğu gördü insan içeriye daha nazik girmeyi deneyebilirdi gerçi karşısındaki kişi hiçte kibar değildi burası kafeydi dingonun ahırı değildi öyle kafasına estiği gibi giremezdi gircekse adabıyla girebilirdi ancak eminimki böyle insanlarda hala vardı o yüzden ülkenin hali bu kadar kötüydü artık çocuğa nasıl uzun baktıysa çocukta ona aynı şekilde bakıyordu bakmaya biraz daha devam ederse suratı kıpkırmızı olacaktı bu işe bir son vermeliydi tam kalkmaya hazırlanırken çocuğun kendisine doğru yaklaştığını gördü acaba nasıl bir açıklama yapacaktı merak ediyordu çocuğa "ah çok tatlısın diyecek hali yoktu herhalde her neyse durumu toparlayacaktı bir şekilde önce söze kendisi başladı
'merhaba size bakmadım ben siz tamamen yanlış anladınız bunun için özür dilerim'
Ama çocuk cevap vermeyecek gibiydi sanırım duymamıştı tekrar konuşmaya hazırlanırken
'hiçte yanlış anlamadım uzun süre bana bakıyordun ne o beni oldukça çekicimi buldun üzgünüm ama tipim değilsin'
Lauren adeta şok geçiriyordu bu nasıl özgüvendi Allah aşkına herkes mi böyle davranıyordu insanlara hiç istifini bozmadan oldukça sakin bir tonda
'sen kendini ne sanıyorsun ki bu nasıl özgüven açıkçası hayretler içinde kaldım sen ne yap biliyor musun hastaneye görün bir beynine baksınlar umarım bir daha karşılaşmayız'
Hesabı ödedikten sonra daha fazla cevap vermeden buradan gitse iyi olacaktı yoksa bu çocuğu öldürecekti umuyordu ki bir daha karşılaşmak istemiyordu şuan tek istediği buydu annesi eminim ki çok merak etmiştir biraz hızlı olsa iyi edecekti annesinin yaptığı leziz yemekleri yemek içinde can atıyordu evde bir kişi eksikti yalnızca oda babasıydı keşke ölmeseydi tam yanı başında dursaydı babası evin adeta neşe kaynağıydı onun sayesinde mutlu olabiliyordu o kötü yaşananlar hafızasından silinmeyecekti babası neden öldü onu da bilmiyordu öğrenmek için bir şeyler yapması lazımdı aslında ancak öyle huzurlu olabilecekti ama ne kadar bilgiye ulaşabilirdi ki kafası karman çormandı nerden başlaması gerektiğini bilmiyordu işi çok zordu polise bile gidemezdi polis en fazla ne yapabilir ki zaten olayı hemen kapatırlardı burada işler böyle yürüyordu elden ne gelir başka ülkeye gitse eminim ki bu olay kolayca kapanmazdı öyle biran gelecek ki huzura kavuşabilecekti elinden ne geliyorsa yapmaya hazırdı annesine söylememeliydi annesi bu işe bulaşmasına kesinlikle izin vermezdi vakti geldiğinde söylerdi nasıl olsa tek başına olmazdı ama birini bulması lazımdı başına bela almak istemiyordu babası ya tek başına öldü yada kötü adamlar öldürdü eğer kötü adamlar öldürdüyse başına bela almaması lazımdı gencecik yaşında ölmek istemezdi belki evlenecekti çocuk yapacaktı şimdiden bela alırsa bunlara sahip olamazdı ki aşırı derecede güçlü olması gerekiyordu acaba dövüş kurslarına filan mı yazılsaydı sanırım bugün çok konuşacaktı neden biran önce eve gitmiyordu ki etrafına şöyle bir baktığında evine neredeyse yakın olduğunu fark etti bu kadar konuşursa tabi fark etmezdi herkes evine çekilmişti galiba etrafta fazla ses yoktu nerdeyse akşam olmak üzereydi burası akşam çok güzel oluyordu gerçi gökyüzündeki yıldızları rahatça izleyebilirdin yani saatlerce burada vakit geçirebilirsin buranın insanları çok sıcakkanlıdır herkes birbiriyle iyi anlaşırken söz konusu kendi evleri olunca misafir gelmesine imkan yoktu sevilmiyorlardı herhalde kötü insan değillerdi neticede akrabalarım desen onlar hiç gelmiyordu ama olsun ona rağmen yaşamaya devam ediyordu çünkü annesi var babası hayata olmasa bile ona sahip çıkabilecek annesi vardı annesinin her zaman mutlu olmasını istiyor biliyordu ki içten içe üzülüyordu belli etmemeye çalışıyor sadece hiç bir şey gözünden kaçmazdı o yüzden her şeyi kolayca anlayabilir sofrada her çeşitten yemekler diziliydi annesi her zamanki gibi döktürmüştü uzmanlık alanı yemeklerdi zaten bir tek kendisini bilmiyordu yemek yapmayı bu gidişle öğrenemezdi evlendiğinde kocası onu hemen terk ederi ideal tipini henüz belirleyemese de aşık olduğu ilk kişiyle evlenmek istiyordu her şeyden uzak mutlu bir yaşantısı olabilirdi annesini hep ziyaret ederdi bu düşleri kurmanın zamanımıydı bilmiyordu henüz 21 yaşındaydı biraz daha büyüdüğünde aşkını arayacaktı şuan değil her yemekten güzel yiyip karnını doyurduktan hemen sonra doğruca odaya çıktı uyumak için çok erkendi o yüzden film izlemeye karar verdi film tabisi de korkunç olacaktı romantik izlemezdi zaten bazı filmlerin saçma olma ihtimali vardı o tarz filmleri hep es geçmiştir sadece yanında patlamış mısır eksikti bide yanında kolası olsa hiç fena olmazdı annesi eğer uyuyorsa kendisi yapsa daha iyi olurdu hiç ses çıkarmadan odasından çıkar merdiven biraz gıcırdasa da annesini uyandırmaya yetmezdi çok zor uyurdu geç yattığı için kendi geç yattığında annesi tarafından bir güzel azar yerdi ona rağmen tekrar ederdi patlamış mısırları hazırlayıp tekrar odasına yöneldi filmi başlatacağı sırada odasının kapısı aniden açılınca annesini fark eder kızgın gibi baksa da şöyle bir cevap verip
'ay annecim ne yapıyorsun filmi izleyince yatacağım zaten'
Annesi onaylayan bakışlar atıp odadan çıkar Lauren işine kaldığı yerden devam etti bu film bitene kadar uyumak yoktu bugün kendine zaman ayırmıştı yarın onu bekliyordu kim bilir yeter ki onunla karşılaşmasın tek isteği bu çünkü film de bittiğine göre sanırım uyku vakti gelmişti zaten az daha dursaydı bilgisayar patlayabilirdi üzerini değiştirip sıcacık yatağına yerleşti ve kendini uykuya teslim etti güzel rüyalar görmeyi umuyordu
/'Yq1
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asla Pes Etme
RomanceHiç beklemediği bir zaman da başına gelen bir olay sonucunda intikamını almak için yollara düşen Laure'nin hikayesi Arkadaşlar hikayemi okuduktan sonra yorum ve değerlendirme yaparsanız sevinirim. Bunlara göre hikayeme yön vereceğim Şimdiden ilginiz...