PARADOKS

YÜKSEK DENEY

-- Eğer tanrı varsa, onu yok etmek gerekir. --

   Uzun yolculuktan sonra kirletilmiş Dünya'ya vardılar. Vriller'in hepsi yer yüzüne giderken bir tanesi Dünyanın yörüngesine girmiş binlerce yerleşim alanından en büyük olanına hareket ediyordu. Robert'ın Vril'i..

   Dünya o kadar kirlenmişti ki, varoş mahalleleri ve ağır deneylerin yapıldığı alanlar hariç herkes uzaya taşınmıştı. Hayvanlar için bir yaşam alanı, bitkiler için bir yaşam alanı, ve insanlar için bir yaşam alanı, tabii bu habitatta tüm canlılar vardı. Yıldız şeklinde devasa destek tekerlek lastiği gibi dış yerleşim alanını destekliyordu. Kendi atmosferi vardı, kendi yer çekimi vardı. Tamamen Dünyanın bir kopyasi gibiydi. Yerleşim alanı dışa dönüktü, içeri oyumlu metal devasa plakalarla destekleniyordu. Yaklaştıkça yerleşim alanları belli oluyordu...

  İndiklerinde yanlarında Harrington ve iki kişi daha büyük beyaz bir binaya yürüyorlardı. Etrafta kuş sesleri vardı, gökyüzü açık ve maviydi. Sabahları çok diakkatli bakarsanız Dünyadaki bulutları görebilirdiniz. Beyaz binanın tepesinde Amerika Birleşik Devletleri ortada olmak üzere İngiltere, Fransa, İsrail, Almanya, İsviçre ve Rusya bayrakları dalgalanıyordu, "Üzgünüm ama 3. Dünya Savaşı'nda bir sürü farklı ülke yok oldu." dedi Robert'ı bayrakları dikkatlice izlerken yakalayan Vril pilotu. Victoria sanki bunu biliyormuşçasına gülümsedi. Binadan içeri girdikleri anda güvenlik görevlileri Harrington'un üstüne atladılar ve infaz için binadan uzaklaştırdılar. O ara zavallı yaratık deli gibi çığlık atıyordu. Vril pilotu Victoria'ya lobideki karamel rengi deri koltukları eliyle gösterip gülümsedi. Victoria gidip oraya otururken Robert'ı alıp asansöre bindiler. Asansörde uzun bir yolculuk yoktu, pilot gidecekleri katın rakamını siyah led ekrana girdi ve o arada şunu dedi; "Üretim tesislerini duymuşsunuzdur." Robert çekingen bir şekilde "Evet, duydum." dedi. "Onların açılmasının sebebi sizsiniz." dedi ve sustu pilot. Bu söz Robert'ın beyninde yankılanmaya başladı. Asansörün kapısının açılması ölümcül sessizliği bozdu. Kırmızı halılı krem rengi bir koridora açılıyordu. Tasarımların neden bu kadar eski  kaldığını düşününce, antika merakı sonucunu buldu Robert. Onu alıp Bob897'nin odasına götürdüler, eski Beyaz Saray gibiydi. Odanın zemininde aynı kartal, aynı cam yapısı, aynı masa. Masada oturan kişi farklıydı. Ayağa kalkıp "Geldiğinize sevindim ama daha erken beklerdim sizi." dedi ve pilotun ayrılması için eliyle reverans yaptı, aynı hamleyi Robert'a oturması için yaptı. Robert sol deri koltuğa oturduğu zaman adam ismini söyledi; "Ben Rick356. Başkan vekili gibi bir şeyim." - aşırı rahat konuşuyordu - "Bob ne zaman altına sıçsa işleri ben götürürüm. Kapısında bir bekçiyim." - Robert hızlıca lafını kesti "Bob897 öldü." - Rick356 sakince devam etti "Demek ki bu sefer tam anlamıyla sıçtı." yerinden kalktı ve odada neredeyse hiç fark edilmeyen minik ahşap rengi bir dolabı açtı. İçinden kaliteli bir viski çıkarttı. "Bak bu son üretim bir Jack Daniels. Bunu bu yıllarda bulamazsın, kaliteli bir parçadır. Evrim bizim cinsel organlarımızı aldığından beri bunu içerek zevk alıyorum." bu rahat konuşmadan sonra başka bir dolaptan iki viski bardağı çıkarmak için şişeyi oturan Robert'a uzattı "İki dakika tutsana şunu." ve eline iki bardak alıp ayağıyla kapıyı kapattı. Çarpan dolabın sesi Robert'ın akıttığı kaliteli viskinin bardağa düşmeden önceki lıkırtılarına karıştı.

    "İnsanlar her gün yaratıcılarıyla viski içmiyor." dedi ve kahkaha attı Rick356, Robert da ona karşı tebessüm etti. "Söylesene Rick356" - Robert'ın lafını kesti Rick356 - "Bana Rick de." - "Pekala, söylesene Rick doğal kaynaklar tükenmeden nasıl bu zamana kadar geldiniz? Ayrıca hangi yıldayız?"

"İlk olarak 3000'e girdik galiba. İkinci olarak da senin sayende, normalde tükenmesi gerekirken sen bir şeyler yapmışsındır." Sonra gözlerini masadaki elektronik çerçeveye kitledi "Umarım yapmışsındır." bunu söylerken de karısının bulunduğu çerçeveyi yüz üstü kapattı. Doğal kaynaklar üzerinden yaptıkları konuşmalar 300 yılında neden hala ahşap tasarımlar kullandıklarıyla bitirildi.