"Nereye şimdi? Nereden çıktı bu Amerika?"
Bana biraz daha yaklaşıp parmaklarıyla saçlarımı taradı. Gardrobuma yaklaşıp bavuluma hangi tişörtümü koyacağımı belirliyordum.Raftan siyah tişörtümü alıp bavuluma yaklaştım.
"Anne!"
"Efendim Akasya?"
Bu sefer ona dönüp sarıldım.
"Sana öyle büyük başarılar getireceğim ki... Dünyanın en iyi fotoğrafçısı ben olacağım!"
"İstanbul'da olunmuyor mu fotoğrafçı?" Ellerini yumruk yapıp beline yerleştirdi, kaşlarını çattı.
"Ne yapayım? Ahu abla öyle istedi. Sadece 1 aycık."
" 1 aycık mı?" Elini alnına koydu. "Ay bana inme geliyor. Of Akasya of!"
"Canım annem. Ahu ablayla ev tuttuk. Hem ben Seda'ya bolca fotoğraf felan da atarım. Görüntülü de konuşuruz. Lütfen anne. Zaten gelince hemen toparlanıp başlayacağım işe. O kadar iznimi boşa mı biriktirdim?"
"Eşek sıpası! İyi, git. Ben de Stephany'i camdan atarsam üzülme ama!"
Stephany benim peluş unicornum. Ve ona aşırı değer veririm. Annemin bunu yapamayacağını biliyordum.
"Hadi ama anne?"
"Ya tamam diyorum. Ne halin varsa gör."
"Oley."
Sevinç danslarımı gören annemin garip bakışlarına maruz kaldım.
"Deli."
***
Seda'yla sıkı sıkı sarıldık. Annemle zaten sarılmıştık. Bana 2726275161 tane nasihat verdikten sonra yürümeye başladım. Ara sıra arkamı dönüp, onlara el salladım. Ahu abla benim fotoğraf hocamdı. Yani bana fotoğraf çekmeyi öğreten kişi. Benden para istemiyordu ama annem çok fazla ısrar edince aylık 100-150 lira alıyordu. Hala gelmemişti. Artık uçağım için son anaons yapılınca uçağa doğru yürümek zorunda kalmıştım. Yürürken telefon açtım. Neredeydi bu kadın ya?
"Alo Ahu abla nerdesin?"
Sesi koşuyormuş gibi nefes nefese geliyordu.
"Alo..(nefes sesleri) Ya Akasya kaçırıcam ben uçağı. Sen bin ben sonraki uçakla geleceğim tamam mı?"
"Tamam abla. Ben geçiyorum uçağa zaten şimdi kalkıcak."
"Tamam öptüm."
"Bay bay!"
Oflayarak uçağa doğru adımlarımı sıklaştırdım. Neredeyse koşarak uçağa vardığımda elimdeki kağıtta yazan numaraya göre koltuğumu arıyordum. Sonunda koltuğumu bulduğumda çantamı koltuğa atıp oturdum. Nasıl olsa Ahu abla gelmiyordu. Bu yanımdaki koltuğa da yayılabileceğim anlamına geliyordu. Kot ceketimi çıkarıp yan koltuğa koydum ve camdan dışarıyı seyretmeye başladım.
***
Uyandığımda henüz iniş yapmamıştık. Etrafımı incelerken bazılarının telefonla, tabletle oynadığını gördüm. Hemen yan sırada oturan bir adam vardı. Bacak bacak üstüne atmış bacaklarına koyduğu Macbook'una bakıyordu. Açıkçası yakışıklıydı da. Ufff bana ne ya? Allah sahibine bağışlasın. Ben de Macbook'umu almak için yanımdaki çantayı kucağıma aldım ve Macbook'umu aldım. Çantamı yana koydum ve Macbook'umdan dün çektiğim gün batımı fotoğraflarını incelemeye başladım. Birkaç kusur gördüğümde oralara doğru zoom yapmaya başladım. "Pf! Akasya ya! Görünüşe göre hiç fotoğrafçı olamayacaksın!Amaaan! Umudunu yitirme be!" Lanet olsun ki sesli düşünmüşüm. Of ya! Etrafıma kimse duydu mu diye bakmaya başladım. Yanımdaki adamın bana deliymişim gibi baktığını görünce 'açıklayabilirim! ' moduna girdim. "Şey... Aslında.. Afedersiniz." Adam bana isterik bir kahkaha attı. "Fotoğrafçı mısın?"
"Aslında meslek olarak yapmıyo-"
Sözümü kesmişti. Salak.
" Arkadaşımın düğün fotoğraflarını çek. 2.000 $'a."
"Bakın, aslında b-"
Ya bu nedir? Hayır yani hep böyle bölücekse beni konuşmayayım! Tepkimi belli etmek için kaşlarını çattım.
"Evet aslında sen fotoğrafçı değilsin yani meslek olarak falan, bak, aslında birkaç saatini alır. İkimiz de Wahington'a gidiyoruz. Lütfen!"
Aslında iyi fikir! Yani tamam adam gıcığın teki, sözümü bölüp duruyor ama her insanın bir kusuru vardır. Bununki de ego. Olsun.
"Tamam. İner inmez mi?"
"Evet. Ama istersen bir bavulunu felan bırak evine. Ben seninle gelirim. Sen de on dakika yerleştirip geri gelirsin."
"İyi tamam."
***
Uçuş bittiğinde adamla bavullarımızı aldık. Bavullarımızı alıp adının Emir olduğunu öğrendiğim adamın arabasına bindik. Yani tamam bence de tanımadığım birinin arabasına binmemeliyim. Ama Ahu ablayı arayıp sordum.
Alo?
Efendim canım?
Ya şey Ahu abla birisi bana iş teklif etti de iki bin dolar dedi!
Kız o ne? Ne işiymiş o? Yaaa! Yemin ederim kötü yola düştü bu kız vallahi! Annen-
Ya Ahu abla saçmalama! Düğün fotoğrafı çekicem. Adam zengin, holdingi felan var.
Hangi holding?
Kuzey Holding.
Immm. Evet! Ben onların marka çekimini yaptım. Emre miydi neydi.. Hah! Emir Bey! Kız ona güvenebilirsin çok sıcakkanlı birisi. Bana güven.
Tamam abla. Sen gelene kadar bitiririm bu işi.
Yalnız 9.000 türk lirası felan ediyor ha!
Aynen be! Ne para ama dimi?
Aynen.
Hadi görüşürüz Ahu abla!"Emir bey! Ahu Gedik diye birini tanıyor musunuz?"
"Ahu diye biri bizim markanın çekimini yaptı. Ah! Bilirsin işte binalar... Binalar... Binalar..."
"Aslında... Hayır bilmem."
Göz devirdi. Şehre geldiğimizde yolu tarif etmeye çalıştım.
"Hadi sen çık. Ben seni bekliyorum 10 dakikaya burada ol."
Başımı sallayıp eve doğru yürüdüm. Kapının önünde geldiğimde bavulumu bırakıp anahtarımı çıkardım. Kapıyı açıp benden önce bavulu içeriye soktum. Küçük bir ev gezmesinden sonra odama gidip dolabımın önüne geçtim.Akasya'nın kıyafeti☝
Giyindikten sonra çantamdan makyaj çantamı alıp aynanın karşısına geçtim. Bordo ruj favorim. Ve kahverengi far da. Makyajımı yapıp evden çıktım ve arabaya bindim.
"Şimdi... Arkadaşım Mustafa'nın bugün düğünü var. Ondan önce fotoğraf çekimi yapacağız biliyorsun. Ayrıca düğünde de yanımda olacaksın. Yani fotoğraf çekeceksin."
Afallaması çok komikti. İçimden rondom attım. Dışarıya da bir tebessüm.
"Tamam patron."
" Pekâlâ. Patron demen güzel."
Ofladım. Ego Emir. Salak.
Gaza basmasıyla koltukla bütünleşmem bir oldu. Ya bu nedir arkadaş bu ne hız yani? 300'le felan mı gidiyoruz. Kapının tutunma yeriyle de bütünleştikten sonra terleyen elimi üstüme sildim.
"Ya şey... Biraz yavaş mı gitsek? Ben biraz korktum da."
Amacım ona kaçla gittiğini fark ettirmekti. Ama planlarını yaparken onun egosunu katmamışım maalesef.
Güldü. Hayır da yani komik bir şey mi var. Gülmek de yakışıyormuş ama napalım? Ben hayatta böyle bir ego parçasıyla birlikte olmam. O dizilerdekiler gibi değilim ben bir kere!
"Ya Açelya sen ne komiksin! Saçmalama 90 ile gidiyorum."
"Ya bir kere benim adım Açelya değil Akasya!"
"Ah ne güzel isim!"
"Evet güzel isim!İlk bölüm için uzun oldu. Diğer bölüm de yakında gelir.
Sıradaki bölümün ismi; Düğün FotoğrafıSizce Akasya ile Emir olur mu?
Emir nasıl biri yani sempatik felan buluyor musunuz?Kitaba destek vermek için oy verip yorum yapmayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fotoğrafçı Kız
RomanceFotoğrafçılık yeteneğini geliştirmek üzere, bir aylığına Amerika'ya gidecek Akasya, daha yolculuk esnasında iş teklifleri alır. En yakın arkadaşı ve fotoğraf eğitmeni Ahu'yla eve çıkarlar ama ne yazık ki kötü tesadüf olarak adlandırdıkları Emir B...