***
Fotoğrafları çekeceğim yere gelmiştik. Emir'in arkadaşı Mustafa ve gelin Maria da biraz sonra gelmişti. Yani şimdi kıskanmak gibi olmasın da çok hoj bir gelindi cidden.Maria'nın Gelinliği☝☝
Ona 'imrendim' bakışı atıp konuya geçtim.
" Maria, sen ve Mustafa şöyle geçin."
"Tamam."
"Şimdi Mustafa sen eşinin belini tut."
Onlar pozisyonlarını aldıktan sonra bu fotoğrafların çok klişe olduğunu fark ettim. Şahsen ben böyle düğün fotoğrafı istemezdim. Yani ne bileyim sokak köşesindeki fotoğrafçıdan 50 liraya çekilmiş gibiydi. Off! Ben iki bin doları hak etmek istiyordum. Ve işte o anda 'BAM!'! Aklıma şahane bir fikir geldi. Maria bir alışveriş arabasına oturacaktı, Mustafa da onu sürecekti. Evet evet! Ya ne mükemmel fikirlerim var böyle eheheh(!)
"Ben diyorum ki sizin fotoğraflarınız klişe olmasın. Maria alışveriş arabasına otursun, Mustafa da sürsün. Nasıl?"
Maria hemen kabul etti.
"Yaaa! Aynen bence de."
"Mariaşkım tamam diyorsa bana uyar."
"Ya lütfen saçmalamayın Akasya hanım! Siz sadece işinizi yapın, kafanıza göre de karar vermeyin!"
Mal. Öküz. Gerizekalı. Salak. Manda. Ayı.
"Ya lütfen ama. Çok güzel olucak."
"Öf! Her deli de beni mi bulur ya!"
"Bir dakika bir dakika!"
Kaşlarımı çattım.
"Ben deli felan değilim.Bunu kimseye kanıtlamak zorunda da değilim."
"Hı hı tabi tabi(!)!"
"İş teklifi eden sizsiniz, ben kabul etmek zorunda değilim. İstediğim zaman boşverip, gidebilirim. O yüzden ben ne diyorsam o olucak veya gideceğim!"
"Ya of iyi tamam. Ne yapıyorsan yap."
"Oley!"
"Çocuk."
Ne yani suç mu? Ya sabır bu çocuk sabrımı zorluyor.
"Ya sen hayattan mı emekli oldun? Bu ne bezmişlik arkadaş!"
Bunu söylerken bir adım öne atmıştım.
"Benimle düzgün konuş! Ben senin patronunum!"
O da bana bir adım yaklaşmıştı. Lanet olsun bir adım daha yaklaşsam dibinde olacaktım.
"Sen benim patronum felan değilsin!"
Bu sefer bir adım daha atmamıştım. Çünkü elin adamıyla burun buruna gelmek istemiyordum. Hem ben böyle biriyle çıkma çabasında felan değilim! Ben böyle orta halli bir ailem olsun isterim. Öyle zenginlikler felan bana göre değil!
Gözlerimin içine bakıyordu. Kahverengi, donuk, güzel gözlerine bakıyordum ben de.
"Benden ücret alıyorsan patronunum! Ayrıca sen değil miydin bana patron diyen?"
Bu sefer bana bir adım atıp ayağını yere sertçe vurdu. Burun burunaydık. Mal.
Birkaç saniye geçmeden geri çekildim. Ben öyle romantizimlere katlanamam. Ya bir de sevgilim olsa neyse de... Hiçbir şeyim o benim. O yüzden bir erkekle burun buruna gelemem!
Emir'in Ağzından
Bu kız tam bir ego parçasıydı. Hayır yani bu ne hava? Böyle bir kezbandan hayır gelmez. Bir de fotoğrafçıymış! O zaman patronun olarak dediğimi yap! Kafasına göre saçma sapan fikirler uyduruyor. Ben de buna sessiz kalacak değilim!
"Benden ücret alıyorsan patronunum! Ayrıca sen değil miydin bana patron diyen?"
Ona doğru bir adım atıp ayağımı yere vurdum. Normal yani bana denk gelen kızlar olsa o yakınlıktayken öperdi. Ama kız hemen geri kaçtı. Bu ne ego ya? Ben Kuzey Holdingin yöneticisiyim. Sen kimsin yani?? Öp demiyorum ama öpmemesine de şaşırdım.
Bana 'lanet girsin, iğrençsin, senden nefret ediyorum' bakışı attı. Sonra hemen kamerasını tripodundan çıkardı. Kamera çantasını açıp kamerasını koydu. Sonra da tripodunu katlamaya başladı. Toparlanıyordu galiba. Ama ben ne yaptım ki? Off! Kezban tribi çekecek havamda değilim hiç. Ama ilk defa Mustafa benden bir şey istedi ve karşımdaki Maria'nın bakışlarına bakınca gözlerinin dolduğunu görebiliyordum. Ben bu işi halletmeliydim. Mustafa beni hiç kırmazdı. Her işim düştüğünde yardımcı olurdu bana. Bu yüzden bu seferlik şu kezbanın gitmesini engellemeliydim.
Çoktan toparlanmıştı, Maria'ya sarılıp ağlıyordu.
"Ya Akasya, ne olur gitmesen. Biz şimdi nereden bulalalım fotoğrafçı?"
"Haklısın Maria, ama bazıları haklı değil!" dedi bana bakarak.
"Akasya!" Tam gidiyorken kolundan tutup buraya dönderdim.
"Bırak kolumu Emir!" Her ne kadar Bey! diye itiraz etmek istesem de çenemi tuttum. Göz devirdim.
"Akasya, lütfen... Bak onlara..."
"Emir! Yapmayacaktın!"
Bana seslenen en şevkatli, sert ama duygulu ses olabilirdi bu. Elimi kolundan itti ve gitmeye başladı.Akasya'nın Ağzından;
Ego ya! Egonun vücut bulmuş haliydi. Kalbimi kırdı. Ya ne diyorum ben? Saçmalama Akasya! Git evine Ahu ablayı bekle.
Adımlarımı hızlandırırken Maria ve Mustafa bana sesleniyordu. Maria bana doğru koşmaya başlayınca durdum. Bilmiyordum. Bir iki saatlikti sadece. Evet evet. Dönmeliydim.
"Ya akas-"
Maria birden yere düşünce aniden arkamı döndüm. Kameralarımı yere atıp ona doğru koştum.
"Maria? İyi misin? Ayağa kalk hadi."
Maria yüzünü buruşturdu. İnanamıyorum ya. Hepsi benim yüzümden cidden. Kalkamıyordu herhalde.
"Mustafa! Gelinliğini kaldır."
Ben de hemen eğilip topuklu ayakkabılarını çıkardım. Maria inliyordu. Mustafa gelinliğin eteğini kaldırmıştı Maria'nın dizlerine kadar.
"Maria! Maria kalkabiliyor musun??"
"Ahhh! Hayır! Destek verin lutfen!"
Koşup Maria'ya destek verdim. Omzuma tutunup ayağa kalktı.
"Düğün! Düğün ne zaman?"
"4 saat var aşkım."
"Tamam. Benim bir şeyim yok. Felç felan değilim yani." Hepimiz güçlü bir kahkaha bastırdık.
"Akasya, çekimleri yapacak mısın?"
Maria'nın düşmesine sebebiyet verdikten sonra nasıl yapmayayım?
"Sen özür diledikten hemen sonra çekimlere başlayacağız Emir!"
Kesinlikle böyle ego parçalarının özür dilemekte çok zorlandığını biliyordum. Zaten o da önce yere baktı. O düşünürken ben de birkaç adım ileriye gidip yerdeki kameramı ve diğerlerini aldım.
Emir'in yanına geldiğimde eliyle kolumu sıvazladı. Ya kardeşim ne yapmaya çalışıyorsun yani? Ya bir git ya dibime girmiş manyak! Hemen kolumu çektim.
"Özür dilerim Akasya." Zorlanacağını düşünmüştüm ama...
"İyi. Emir git bir yerlerden pembe alışveriş arabası bul."
"Neağ!? Oha! Öyle bir şey mi var ya?"
"Amerika oğlum burası. Vardır işte yarım saatin var çabuk bul."
"İyi tamam. Ama sen de benimle geliyorsun."
"İyi tamam. Maria siz de gelseniz?"
Emir ile Maria birbirlerine bakıp sırıttı. Hemen gelip arabaya bindiler. BENDEN ÖNCE.
Nerede hatırlamıyorum ama çook zor bulduk. E tabi hemencecik de vermediler. Emir bey hava atmak amaçlı 200 dolar verince anında arabayı verdiler.
Market arabasını marketin otoparkına götürdük. (Açık otopark)
Maria zar zor oturdu ve sonunda sürüyor gibi yapmaya başladılar. Ben de önlerine çömelip birkaç fotoğraflarını çektim.
***
Emir beni eve bırakır bırakmaz ılık bir duşa girdim. Duştan çıkıp havluyla sarıldım ve pijamalarımı giydim. Gerçekten bugünlük bu kadar ego yeterdi. Ahu ablayı aradım.
Alo?
Efendim Akasya?
Ahu abla ne zaman geliyorsun?
Hava alanındayım hayatım. 2 saate uçağım kalkar. Yarın sabah orada olurum.
Tamam. Ben de market alışverişi yapacağım.
Tamam canım. Çok birşey alma.Evde vakumlayacağım ay pardon yiyeceğim hiç bir şey yoktu. Evin anahtarlarını ve telefonumu cebime atıp dışarı çıktım ve kapıyı çektim. Ne? Pijamayla markete gitmek suç mu? Hızlı adımlarla marketin önüne geldim ve kapıyı itip içeri girdim. Alışveriş arabası aldıktan sonra bir iki parça (!) birşeyler alıp attım. Yani sadece; 1 kutu süt, tuvalet kağıdı, krem peynir, nesquik, nutella, yağ, sandviç ekmeği,tost ekmeği, yumurta felan...
Ve en sevdiğim dondurma reyonuna gelince hemen 2 tane cornetto aldım. Biri Ahu ablaya,biri bana. Kafamı yandaki reyona çevirmemle Emir'in görmem bir oldu. Yanında arkadaşı olarak tahmin ettiğim bi adam vardı.Of ya! Allah'ım neden ben? Pusheen kedicikli pijamalarımla neden yakalanıyorum ya? Hemen kendimi gizlemek adına kapşonumu çektim ve hızla uzaklaştım. Nereye diye merak ediyorsanız; mutfak reyonuna. Bravo!
Emir'in Ağzından;
Joe'yla market alışverişi için evime en yakın olanı tercih etmiştim. Beraber içecek bir şeyler bakıyorduk. Elime Sprite'yi aldım ve diğer içeceklere de baktım. Kafamı yan reyona çevirmemle fotoğrafçı kızı görmem bir oldu. Ya bu ne ya? Puhahahhahahahahahh! Kedili pijamalarıyla gelmiş! O beni fark etmese de rezil olmuştu. Dondurucunun kapağını açtı ve iki tane cornetto alıp kapattı.
***
Upuzuuun bir bölüm oldu. Tam 1163 kelime.
Lütfen hoşunuza gittiyse oylamayı ve yorum bırakmayı unutmayın.
Bu bölümlük benden bu kadar *-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fotoğrafçı Kız
RomansaFotoğrafçılık yeteneğini geliştirmek üzere, bir aylığına Amerika'ya gidecek Akasya, daha yolculuk esnasında iş teklifleri alır. En yakın arkadaşı ve fotoğraf eğitmeni Ahu'yla eve çıkarlar ama ne yazık ki kötü tesadüf olarak adlandırdıkları Emir B...