3. Bölüm

53 7 2
                                    

Sinan Gümüş

Yağız çok güçlü ve akıllı bir çocuk. Ilk gördüğüm zamanı hatırlıyorum bir devlet hastanesinde küvezin içinde, minik vücudu ölümle savaşıyor du. Şimdi ise hayat ile tek başına belki de bu çocuk için mücadele hiç bir zaman bitmiyecek ama en azından yanında ben olacağım.

Nereye gittiğimizi anlamak için bir sağa bir sola bakınıyor belki de ona zarar vereceğimi düşünüp korkuyor gibi duruyor. Yetimhaneden çıktığımızdan beri hiç konuşmadık. Benimle konuşmaya çekiniyor olmalı yada her zaman böyle sessiz bir çocuktu ne olursa olsun er yada geç konuşacak ve anlaşacağız.

Sıkılmış olmalı ki sonun da bir iç çekip dönerek 
Sormam da bir sakınca yoksa siz nerede oturuyorsunuz acaba.

ve ilk konuşmamıza başlamıştık benim için bu çok önemli bir adım di hiç bekletmeden ufak bir tebessüm ile
Eve gitmiyoruz ufaklık, biraz daha beklemek zorundasın.

Dedim. Anlaşılan verdiğim yanıt onu pek memnun etmedi ve
- Peki nereye gidiyoruz efendim.

"Efendim!" yapma ama Yağız bu kadar resmi olmak benim için bile fazla
- Bak şimdiden anlaşalım, biliyorum hemen bana baba demiyecegini ama en azından 'sizi' yada 'efendimi' kullanma beni amcan olarak görebilirsin.

- Amca mı?

Bence güzel bir fikir ne de olsa ona ismini veren benim buda beni baba yarısı yapmaz mi?
Neden olmasın ki amca baba yarısı değil mi?

Tartışmak istemediği her halinden belli idi
Peki "Amca" nereye gidiyoruz?

Iste beklediğim soru
 -  Insan on yaşına bir kez girer öyle değil mi Yağız.

Az da olsa yüzün de bir gülümseme belirdi. Buda güzel bir şey
- Bir yanlışınız var Amaca ben on değil dokuz yaşına daha bugün girdim.

Anlaşılan yetimhane kayıtlarına doğum günü getirildiği gün olarak işlenmiş bunu ona anlatmak cidden zor olacak ama o gün bugün değil.
- Ee yaşlanıyoruz artık. Matematiğimiz eskisi kadar iyi değil.

Yüzünde beliren gülümseme her şeye bedel idi.

Bir saatlik yol sonrasında sonunda gelmiştik. Yağız'ın gözleri adeta büyülenmişti. Belki ilk defa Luna park a gelmişti.
Kafasını bir sağa bir sola çevirip oyuncaklara bakıyor du. Okadar heyecanlıydı ki oracıkta düşüp bayılacak diye korktum. Yanına eğilip kulağına
- Doğum günün kutlu olsun Yağız. Şimdi ilk hangi oyuncağı denemek istersin.

- Efendim yani şey Amca istediğim her şeye binebilirmiyim cidden.

- Bu gün senin günün sen nere istersen o yapılacak küçük bey. Evet hadi ilk binecegin aleti seç bakalım.

Yağız ın o hali bana enerji veriyor adeta etrafına gülücükler saçıyor du. Ilk olarak boks aletini kullanmak istemesi dikkatimi çekti ayrı bir ilgisi var gibi duruyor du. Ardından çarpışan arabalara bindik kırmızı arabaya binmek için çabalaması en sevdiği rengin kırmızı olduğunu anlamama yardım etti. Onu cidden daha yakından tanımak istiyordum, ne yemek yemeği sevdiğini, hangi tür müzik dinlediğini, hangi sporu sevdiğini her şeyi.  Onunla bir baba-ogul ilişkisi kurmaya çalışıyorum.

Günün sonunda Yağız hale enerjisini yitirmemiş benim ise ayakta duracak halim yoktu. Beraber bir balıkçı lokantasına gittik güzel ce karnımızı doyurduk.

Eve geldiğimiz de Yağız arabada uyuya kalmıştı. odasını önceden hazırlamış olmam cidden benim için avantaj olmuştu. Tam ışığı kapattım odadan çıkacak ken
- Amca!

Yağız uyanmıştı. Belki de hiç uyumamış numara yapmıştı
- Buyurun küçük bey.

- Neden ben?

Hmm işte çalışmadığım konudan soru geldi buyur.

- Yani yetimhanede o kadar çocuk varken neden beni evlat edinmek istediniz?

Sorduğu sorular karşısında afallamıştım galiba hikayesinin bir kısmını anlatmak doğru bir karar olur du.

- Çünkü aralarında en karizmatik olan sendin de ondan. Bunları başka zaman konuşuruz hadi biraz dinlen. Iyi geceler.

Daha çok küçük bugün olmaz. Yüzüm de küçük bir tebessüm ile odadan çıktım o kadar yalan bir gülümsemeydi ki ben bile inanmadım. Yağız er yada geç gerçek hikayesini öğrenecek ti geç olmasını tercih ediyorum ben.

Hiç beklenmedik bir anda kapı çaldı. Gecenin bir yarısı buda neyin nesi. Hızlıca aşağı indim ve kapıyı açtım. Karşımda kumral saçları omuzlarına düşen, mavi gözleri denizleri andıran bir kız daha önce gördüğümü saniyorum ama nereden çıkaramadım.
- Gecenin bir yarısında size nasıl yardımcı olabilirim hanımefendi.

- Ben Sinan Gümüş bey i arıyorum kendisi bu evde yaşıyor muş.

- Kendisi karşınızda duruyor nasıl yardımcı olabilirim size?

- Adresinizi yetimhaneden aldım. Ben Yağız ın Teyzesiyim.
.
.
.
.
.
.
.
.
Arkadaşlar bu bölüm biraz gecikti cuma günü maçlarım başlıyor onun için yoğun bir antrenman yapıyorum 4. Bölüm maçlardan sonra yazacağım kesin tarih verecek olursam 20 Haziran da yayınlıyacagım. Anlayışınız için şimdiden teşekkürler.

DövüşçüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin