Merhaba okuyucum şuan buradaysan hikayeme bir şans vermişsindir. Bunun için sana teşekkür ederim. Sadece senden istediğim yazdığım bu kitabı kötü yorumlarla süslememen. Çoklu kişilik bozukluğu hakkında çok büyük bir araştırma yapamadım çünkü o kadar açıklayıcı bir site bulamadım. Ve ben de kafamdakilerden yola çıkarak yaptım. Anlayışın için teşekkür ederim. Umarım seversin.
***
Önümdeki doktorun sinirden kıpkırmızı olan suratına bakarken zevk alıyordum. Beni bu hastaneye tıktıkları yetmiyormuş gibi birde deli önlüklerinden giydirmişlerdi. İşte yine buradaydık. Yıkık dökük duvarları, her an üstüne çökecekmiş gibi duran çatısıyla ve berbat kokusuyla harabeyi aratmayan bir yerde doktorla karşılıklı oturmuş beni tedavi etmesini bekliyorduk. Bir de yan tarafta her hastane de olduğu gibi siyah cam vardı. Diğer tarafında kimin bizi dinlediğini bilmiyordum.
"Kimsin." diyen doktorla bakışlarımı ona çevirdim. Cevap vermeyeceğimi ikimizde biliyorduk. Yada sadece ben biliyordum.
"Ben şuan kiminle konuşuyorum."
Gözlerimin içine o kadar umutlu bakıyordu ki arada kaldım.
"Bilmem hangisiyle konuşmak istersin. Bir yanım beni iyileştireceğini umarken, diğer yanım bıraksam seni öldürür. Başka bir yanım buradan çıkmak için sana yalvarırken diğer yanım senden köşe bucak kaçıyor. Ve bil bakalım ben hangisini tercih etmek istiyorum. " Gözlerimi doktordan ayırmadan sırıttım.
Ben deli değildim sadece kafamdaki sesleri kontrol edemiyordum, bir de ani ruh değişimlerim vardı. Buna delilik denmezdi değil mi?
"Neden seni tedavi etmeme izin vermiyorsun." Diye yakınan doktora döndüm. İşte bu bardağı taşıran son damlaydı.
"ÇÜNKÜ BEN DELİ DEĞİLİM. ANLAYIN ARTIK BUNU. " Birden kalktığım için arkamdaki sandalye devrilmişti ve umrumda değildi. Bir sağa bir sola giderken sayıklıyordum;
"Ben deli değilim. Ben deli değilim. Ben deli deği- "
Yan tarafta hareketlilikle bakışlarım oraya çevrildi. Doktor yüzünde tek mimik bile oynamadan üzerime doğru geliyordu. Ya beni o odaya geri götürürse bu düşüncemle gözlerim doldu. Oraya gitmek istemiyordum. Orası iyi bir yer değildi. Ağzımdan çıkmak isteyen hıçkırığa engel olmadım. Doktora baktığımda yüzündeki şaşkınlık ifadesini yok etmeye çalıştı. Ani değişimlerim hala onu şaşırtıyordu. Geri geri gidip sırtımı pürüzlü duvara yasladım, yere doğru sürtünerek indiğimde sırtımdaki sızıyı umursamadım. Dizlerimi karnıma doğru çekip başımı dizlerime yasladım. Doktor önüme gelip benim gibi yere çöktü.
"Odana gitmek ister misin?" Doktorun yatıştırıcı sesiyle rahat bir nefes alırken, sorduğu soruyla tekrar gerildim. Kafamı hızla sağa sola salladım. Oraya gitmek istemiyordum. Oraya gidince iyi falan olmuyordum aksine daha kötü tepki veriyordum. Doktor gözlerimdeki korkuyu görmüş olacak ki sakinleşmemi bekledi.
"Eve gitmek ister misin?"
Vazgeçmesinden korktuğum için başımı hızla evet anlamında salladım. Yüzümdeki gülümseme gözlerime de ulaşmış olacak ki bana bakarken doktorda gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERAPİ
Roman pour AdolescentsKafayı yemiş bir kız, Sakat bir çocuk , Karşılaştıkları yer hastanede TERAPİ odası. İkisi de farklı, İkisinde de sorun var, Peki sorunları aşıp aralarındaki çekimi ortaya çıkarabilecekler mi... Hep dediğim gibi, Her Evrende Devrim Yaratacak Bir Kı...