Bölüm 22:Do you wanna sleep with me Jimin-ah?

185 7 4
                                    

"Gi-gitme.."

Bunu öyle cılız bir şekilde söylemişti ki..Ne yapacağımı bilemedim ilk.Kalbimin teklediğini hissettim ses yonuyla.Tek kelimesiyle beni yıkabiliyordu.Bana ne yapıyorsun Jimin-ah?

"Gitmeyeceğim.Artık buradayım.K-korkmana..gerek kalmadı."

Kekelememe engel olamamıştım ama sakinleşmiş gibi gözüküyordu.Güven vermek için yanaklarını baş parmağımla okşadım.Artık eskisi kadar tombul değillerdi.Çok fazla kilo vermişti.Hepsi.. benim yüzümden diye düşündüm.Hepsi benim yüzümden.

Bir süre sorna uysalca başını salladı ve ellerini geri çekip küvetin içine koydu ve bende yaralarını temizlemye başladım.Yumuşak saçlarını da  şampuanla köpürtmeye başlaım.Keşke çilekli şampuan alsaydım,Jimin çilek kokusunu sever.Pişmanlıkla iç çektim bununla idare edecektik artık.İşim bitince onu kuruladım ve tekrar lavabonun üzerine oturup yaralarına pansuman yaptım.Ben bunu yaparken o da omzumu sıkmaya başladı.Bunu yaptığının farkında olduğunu sanmıyorum.Benden destek alıyordu.O kadar  olaya rağmen bana güveniyordu.Bu..güzel hissettirmişti..

Yaralarını da sarıp onu yatağa bıraktım hala pantalonuylaydı.Ve pantalon bacaklarına yapışmıştı.Tanrım..Jungkook bakma kıyafeti ver ve çık.Sakin olalım.E-evet sakinim.Ona bakmadan dolaba ilerledim ve birkaç kıyafet çıkardım.Umarım olurdu..Ona uzattım.Bakmıyordum.Nasıl bakabilirdim ki tanrım..Islak saçlı bi jimin vardı karşımda sıyah kahküllerinden su damlaları akıyordu ve ardındaki gözleri merakla bana bakarken ben ne yapabilirdim?Koşmadan nefes nefes kaldığımı hissediyorum.

"Sen üzerini d-değiştir,işin bitince beni çağırırsın."

Bunları diyip kapıya yöneldim ama sevdiğim ses beni durdurmuştu.

"J-jungkook,y-yardım eder  misin?T-tek başıma giyemem"

Arkamı döndüğümde kızarmış yüzünü eğmiş parmaklarına odaklanan bir jimin görmüştüm.Siktir..Kendime hakim olmalıyım evet.Yapabilirim ben aynen.Yanına yaklaşıp havlusunu çıkardım ve bakmamaya çalışarak*tamam çok azıcık ucundan bakmış olabilirim belki birazcık yani*T-shirtünü giydirdim.Resmen soğuk terler döküyordum.Alta geçince yurkundum.Jimin daha da kızarıyordu.Pantalonunu çıkardım,sonra baksırını.Gülmemek için alt dudağımı ısırdım.Sanırım minik jimin cidden hiç büyümemişti.Aman tanrım çok tatlı her yeri minicik.Utançla tizleşmiş sesi duyduğumda başımı hafifçe kaldırıp gözlerimizi buluşturdum*

"Neye bakıyorsun ya?"

"Çok tatlı ona bakıyorum.Sanırım Jimin'nin boyu uzamadı hm?Her anlamda diyorum."

Göz kırparak sözlerimi sonlandırdığımda bana senin ölümün bugün olacak dercesine kaşlarını hafifçe çatmış şekilde bakıyordu.Korkutucudan daha çok şirin gözüküyor.Isırmak istiyorum cidden.Kıkırdayıp baksırını ve gri ama anları beyaz çizgili olan eşofman altını giydirdim.İplerini bağllayınca olmuştu.Beli cidden çok ince.Kilo aldırmalıyım.Bunu aklımın bir koşesine yazıp elinden tutup onu yavaşça ayağa kaldırdım.Çok yorgun olmalı diye düşündüm.Omuzlarımla dirseğim arasında bir yere gevşekçe tutunuyoru.Gördüğüm görüntüyle dayanamayıp yanaklarına sulu bir öpücük bıraktım.

Şuan onu yememek için zor tutuyorum.Üzerine verdiğim t-shirt ona bol gelmiş ve sıkı baldırlarına kadar geliyordu.Siktir..Orayı kesmemeliydim.Altına verdiğim gri ama beyaz çizgili eşorfman altı ise yerlere kadar sürünüyordu bu haline kıkırdadım.

"Çok büyük geldi bunlar,sen ne zaman bu kadar uzadın?Benden kısaydın sen bu kadar uzayacağını tahmin etmemiştim."

Çemkirircesine konuştuktan sonra kıkırdadı.Bunu özlemişim.Aslında onunla ilgili olan herşeyi özlemiştim.Kıkırdarken gülümsediğinde dudaklarının kenarında oluşan kırışıklığa küçüjk bir öpücük bıraktım.

"Benimle uyumak ister misin Jimin-ah?"

Die Little Boy (Jikook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin