Hafif bir ruzgar esiyor.
Ellerimi balkon korkuluklarinin soguk yuzeyinden cekip asagi sarkitiyorum ,ruzgarin parmaklarimi tatli oksayisi ve burnuma getirdigi deniz kokusuyla ic çekiyorum.Guzel bir aksam bu aksam.
Belki ömrümün bir cok aksaminda oldugu gibi.
Ne yazık ki -yasamayı bilmeyişimden mi yada yaşadığıma sukursuzlugumden mi bilmiyorum- kacirdigim o aksamlar.Sanki bir hengameye doğmuşum da yasamak aklıma gelmemiş gibi.
Nefes aliyormusum da farkında değilmişim gibi.
Onca ay onca sene yüzlerce aksam geçirmiş şu
başkasına kısa bana uzun gelen ömrüme bakıyorum ve gordugum sey koskocaman bir hic.Yasamisim ben.
Ayak izlerim var topragin
ustunde.
Toprak altinda yatan milyonlarca insanin almak icin yalvaracagi nefesleri aliyorum hala.Kalbim herseye inat atiyor.
Benimde ellerim karincalaniyor.
Yasiyorum ben bak.
Gozlerim bakiyor, ellerim ruzgari kucakliyor ...
Yasiyorum.
Deniz kokusunu cekiyorum cigerlerime.
Tokamdan cikmis birkac sac teli boynumu kasindiriyor.
Hissediyorum tum bunlari.Ama neden sanki hic yasamamis gibi yasiyorum hayati.
Evren beni kendine kazimak istedikce arkasindan siliyorum ayak izlerimi.Bakiyorum ama goremiyorum.
Neden?
Ben neden bir kirinti bulamiyorum mutlu olmaya sebep.
Bu kadar mi ölmüsum de yasiyorum diyen bir mezar tasina dönmusum...