TANIŞMA

40 4 3
                                    

 

Multide Mert var:-)

Sabah annemin güzel sesi yerine alarmın lanet sesiyle uyandım. Evet annemin sesi yerine. Çünkü annemi bir sene önceki depremde kaybettim. Sadece annemi değil babamı, kardeşimi, kuzenlerimi, halalerımı, teyzelerimi bütün sevdiklerimi. Buna rağmen ayakta durabildim. Depremden bana kalan ise bir halam bir eniştem ve üç erkek kuzenim oldu. Tabii kardeşimden değerli Evrem yafrımu unutamam.(Mervem'e selamm) Onlar bana destek oldu. Hatta halam üzülmeyeyim diye bana kocaman telefon aldıı(keşkeee). Evet bir sene sonunda onları az da olsa unutabildim eski yaşamıma geri dönebildim. Artık biraz da olsa huzurluyum. Kalkıp üzerimi giyindim. Siyah dar pantalon, siyah bol bir tişört ve beyaz ayakkabılar. Saçımı da düzleştirip sıkı bir atkuyruğu. Evet yeni bir güne hazırım. Telefonumu alıp odadan çıktım. Mutfağa indiğimde herkes başlamış yemeğe. "Günaydın gençlik" diye bağırdım şen bir şekilde. Abilerim "günaydın" derken, halam "üzerime alınmıyorum" deyip beni herzamanki gibi güldürdü. Yanına gidip yanağına küçük bir öpücük kondurdum. "Sana da günaydın halamm". Halam da "günaydın"dedikten sonra hep beraber kahvaltımızı yaptık. Evden dördümüz birlikte çıktık. Abilerim işe Orçun ve ben okula gidiyoruz. Okula geldiğimde Evrem çoktan gelmiş beni bekliyor yanına gidip"günaydın yafrım" dedim. O da "günaydın" dedikten sonra oturup öğretmeni beklemeye başladık. Ders matematik, yaşasın en sevdiğim. Hoca geldiğinde herkes sustu. Derse başladığımızda hoca yine manyakça bişeyler anlatıyo. Ben yine telefonla oynuyorum tabiii. "Cok sıkıldım ya" Evrem "yat uyu o zaman aşkem" Ben de Evrem'i dinleyip yattım sıraya. Birinin beni dürtmesiyle uyandım. Baktım Evrem kafamı tekrar sıraya koyup homurdanmaya başladım "lan hem uyu diyon hem uyandırıyon hain gardaş" Evrem bu halime gülse de durmadan dürtüyo. "Ne istiyon Evrem" Evrem beni dürtmeyi bırakıp"kızım üğlen oldu karnım zil çalıyo hadi kantine gidelim." Zor da olsa kafamı kaldırıp Evremle kantine indik. Masamız herzamanki gibi boştu. Demiş miydim okulun en pisikobatıyım. Oturup yemeklerimizi yedik. Evrem "Aşkem bugün diğer dersler boş geçecekmiş okulu ekelim mi?" Benim gözlerim parladı bir an. "Tabi kızım ekelim gitsin patene gidelim olur mu?" Evrem "harika uzun zamandır binmiyorduk. Anlaşıp okuldan tüydük. Önce Orkun abimin dükkanına gidip patenleri aldık sonra sahile inip sürmeye başladık. Telefonum çaldı.
    Arayan;ONURCIMCUM
Telefonu açıp "efendim abii" dedim Abim "Melis aradığım bir kitap var dükkanda kalmamış bir tek senin rafında var alabilir miyim" abimin kitap dükkanı var ve dükkanda bana özel kitap rafları var okuduğum kitapları oraya koyuyorum. Abime "tabii al abi" dedikten sonra sürmeye devam ettim. Çok yoruldum biraz oturmak için boş bir bank aradım ama yok şansımı sikiyim. Bir bank var ama orada da bir çocuk(çocuk dediğime bakmayın ultra meteorrr) oturuyo. Yaklaşıp "oturabilir miyim?" dedim en sevecen sesimle. Çocuk"tabii oturabilirsin" deyince oturdum yanına. Telefonla oynamaya başladığım sırada önüme küçük bir çocuk düştü. Kalkıp yanına gittim hemen. Kız yeni binmeye başlamışa benziyor "sana binmeyi öğretebilirim" deyiverdim bi anda. Kız kocaman gülümseyip "gerçekten mi " dedi. Hadi gel de kıyabil bakalım. Kalkıp kızın elini tuttum. Biraz itekledikten sonra bıraktım işte biniyor. Kız bana teşwkkür ettikten sonra patanleri çıkartıp Evrem'i aradım. Hemen geldi. Artık eve gitmeliydik. Eve geldim kısa bir duş akşam yemeği ve bira tv izledikten sonra yatağıma yattım. Vatsap grubuna baktım bakmaz olaydım. 2487 mesaj nedir abi ya. Anladığım kadarıyla birileri dayak yemiş. Hepsini okumadan bir mesaj attım. "Her şeyi kısaca özetleyin" saniyeler sonra mesaj geldi. Mesaj Evrem'den. "5-6 kişi Mert'i dövmüşler." Evet evet mesajda aynen böyle yazıyodu. Mesajı birkaç kere daha okuduktan sonra yazdım.
BEN; Mert danıdıklar mı?
MERT; Hayır Melisim tanıdık değiller.
BARAN; Neden seni dövdüler Mert? Neden biz değil de sen?
MERT; Bilmiyorum abi hiçbir şey.
BEN; Ulan hangi beyni sikik sana vurmaya cesaret eder? Yarın okuldan sonra o çocukları bulacağız herkes Onur abimin dükkanına gelsin çıkışta.
GRUPTAKİ HERKES; Tamam
(gruptakiler ortaokul arkadaşlarım. Evrem Mert Baran Emirhan Berat Suat Salih Buse ve ben) Biraz düşündükten sonra yattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sabah telefonumun sesi ile uyandım. Gözlerimi açmadan telefonu açtım. Anında Evrem'in sesini duydum. "Kızım üçüncü ders bitti nerdesin?" Anında çığlık atıp bütün odaları dolaştım herkes uyuyo salona geçip bağırmaya başladım."Yaaa kimse uyanmamış uyanın işe okula geç kaldık. Abilerim hala hadii." Herkes kalkınca halam kafama terlik attı."Kız bütün mahhalleyi ayağa kaldırdın sus." Ben"sultanım zaten öğlen olmuş bu saatte kim uyuyacak." Halam kafasını kaşıdıktan sonra "haklısın galiba" dedi. Ben de gülümseyip hemen odama çıktım. Üstümü giyinip telefonumu elime aldım. Tam çıkacakken halam "kızz al şu barayı okulda kahvaltı yaparsın" deyip elime bir yirmilik tutuşturdu. Ben de koşa koşa gidiyorduk kii birine çarptım. Telefonumun camı anında tuzla buz oldu. Allahtan koruyucu cam vardı. Telefonumu alıp çocuğa döndum. Mahcup bir ifadeyle bana bakıyordu. "Siktin lan telefonumu önüne baksana" deyince çocuk önce affallasa da sonra hemen toparladı. "Lan sen bana çarptın ne diyosun?" dedi. Ben de "o zaman özür dilerim" dedim soğuk bir sesle. Ben tam arkamı döndüm gidecekken kolumdan tutup çevirdi beni. Sonra"asıl ben özür dilerim sana ben çarptım" deyince iyice sinirlendim. "Lan az önce sen çarptın diyodun şimdi ne değişti salak bide geçmiş karşıma özür diliyosun siktir git" deyip bişey demesine fırsat vermeden yanından ayrıldım. Okula gidesim yoktu. Evrem'i arayıp gitmeyeceğimi söyledim. Sahile indim deniz aşırı derecede rahatlatıyor beni. Sonra bir banka oturdum omzuma bir el dokundu. Hemen dönüp baktım. İki tane serseri. Biri söze başlayıp"arkadaşın güzel parçaymış yüzü ne durumda" bunlar bunlar Mert'i döven adamın köpekleri. Hemen ayağa kalaktım adamlara dönüp"ne zamandır canım bir kavga istiyor ellerim kaşınıyor. Saat 5'te vereceğim adrese gel. Köpeklerini de getirebilirsin. Tabii patronun gelmezse olmaz." dedim. Adamın yüzünde muzip bir sırıtış olluştu. Sonra konuşmaya başladı "kaybedersen benimle yatacak mısın?" adamın dediğiyle şoka girerken(buradan sonra bime girecem:-) ) biraz düşündüm bizi dövemeyeceklerini bildiğim için (çünkü hepimiz yakın dövüş dersi alıyoruz) kabul ettim. Adam biraz şaşırsa da uzatmadan gitti. Sonra bizim çocuklara msj attım.
BEN; Öğleden sonrayı ekiyoruz.
MERT; Neden?
EVREM; Hadi yine dövüşeceğiz de.
BEN; Kızım dün akşam ne konuştuk.
MERT; Hadi adamlar beni buldu de.
BEN; Evet Mertim iki adam gelip takıştı ben de kavga etmek istediğimi söyledim. Sonra kaybedersen benimle yatacak mısın dedi.
MERT; Kabul etmedin değil mi? Adamların hepsi bizden büyük.
BEN; Abartma Mert hepimiz dövüş dersi alıyoruz. Büyük dediğin adamlar 19 yaş falan gösteriyo.
BARAN; Tamam okulu ekiyoruz. Gelince konuşuruz.
Yine imdadıma Baran yetişti. Herkes gelince biraz konuştuk. Sonra herkes biraz dinlensin diye yeşillik bir yere gidip yattık. Yine birinin dürtmesiyle uyandım. Mert. "Ne dürtüyon lan" Mert kıskıs gülüyor. "Lan siktir git siktirme beynini." Mert bir an terddüt etse de benim ona kıyamayacağımı bildiği için kılıfını yarmadı. Saate baktığım da ssat 4 olmuş. Sıçrayıp kalktım ve bağırmaya başladım. "Laaan saat kaç olmuş hala yatıyonuz kalkın laaan." Herkes kalkıp hazırlanmaya başladı. Yarım saat sonra adama verdiğim adrese gelmiştik. Onlar da çoktan gelmişler. Bir de ne göreyim sabah çarpıştığım çocuk. Gözleri beni bulunca şaşırsa da belli etmemeye çalıştı. Sonra yaklaşıp konuşmaya başladı"ne istiyorsunuz" ben "köpeklerin anlatmadı herkelde buraya kavga etmeye geldik" adam bir adım daha yaklaştı. Artık neredeyse burun burunaydık. "Kavga etmek istemenin sebebini soruyorum" dedi. Sabahki halinden eser yoktu. Ben altta kalır mıyım hemen "köpeklerin adamımı dövmüş neden?" dedim sonra bir an afalladı. Adamına dönüp "neden yaptınız" dedi. Sonra adamı umursamaz bir tavırla "canım istedi" dedi. Ben de çocuklara dönüp " ben demeden hareket etmeyin sakın" dedim. Hepsi kafa sallayınca adama bir yumruk attım. Salak hemen yere düştü ve ben "ahhh canım sıkıldı da kusura bakma" dedim alaycı bir sesle. Adam yerde kıvrılırken tam bir yumruk daha atacam çarpıştığım çocuk tuttu beni. Allahım bu ne güzellik özene bözene mi yarattın? Hemen kendime geldim. "Ne var" diye çemkirdim çocuğa. O da "tamam onun adına ben özür dilerim konuşarak halledebiliriz" dedi. Ben de 'essah mı deyon' der gibi bir bakış attım. Sonra "tamam konuşalım" dedim. Sonra yere oturduk "adamlarını gönderebilirsin" dedi. Ben de "Hmm tamam" dedim ve bir işaret verdim. Akşam konuşuruz diye bağırdım arkalarından. Yumruk attığım adam "olmaz" diyince bütün herkes geri geldi. Sonra konuşmaya devam etti. "Dövüşü kaybedersen benimle yatacaktın." alaylı bir sesle"hala kazanabileceğini mi düşünüyorsun?"diye sordum. "Belli olmaz" dedi. Yanımda oturan çocuğa baktım onaylayınca ayağa kalktım. Çocuklar da arkamdan gelirken onları durdurdum. "Kaybedersem seninle yatarım ama kazanırsam bir gün boyunca Mert'in kölesi olacaksın ne isterse yapacaksın tamam mı"adam hiç terddüt etmeden kabul etti. Önce birkaç yumruk atmasına izin verdim bizim çocuklar gülüyorlardı. Sabah çarpıştığımız çocuk anlamaz şekilde bizim çocuklara bakıyordu. Sonra bağırarak "Dur ve izle sıra bende" dediğim an adamı altıma alıp yumruklamaya başladım. Adam acı içinde inliyordu altımda. Hala adını bilmediğim çocuk ise şaşkın şaşkın beni izliyordu ve adamları da tabikii.
Biraz daha yumrukladıktan sonra kulağına "tamam mı devam mı" dedim adam acı içinde inleyerek "tamam" dedi. Ben de alaycı bir şekilde gülümseyerek Mert'e döndüm "al Mert tepe tepe kullan" dedim. Bizim grup komple gülüyodu. Sonra gidin işareti yaptım. Herkes dağılınca çarpıştığımız çocuk da adamlarını yolladı. Sonra alaycı bir ifadeyle konuşmaya başladı"sen neymişsin bee." ben de sadece güldüm. Sessizliği bozan yine o olmuştu. "Adım Yağız 19 yaşındayım iki sene sınıfta kaldım. Lise üç okuyorum. Özel kolejde." sıra bana gelmişti. Ben de konuşmaya başladım "Adım Malis. 17 yaşındayım sınıfta hiç kalmadım lise üç okuyorum ve devlet okulu." onu taklit ettiğim için gülmeye başlamıştım. O da gülüyordu. Biraz yaklaştı ve biraz daha. Ben hemen geri çekildim. O da anlayışla geri çekildi. Telefonum çalmaya başladığında hemen açtım kim olduğuna bakmadan ve şu kelimeleri duydum:"Eğer gerçekten Evrem'i istiyosan verdiğim adrese gelmelisin yoksa kız ölür. Seçim senin" ses bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkaramadım hemen ayağa kalkıp konuşmaya başladım "lan sen kimsin orospu çocuğu Evrem'den ne istiyosun. Eğer ona bişet olursa seni altıma alır sike sike öldürürüm lan Evrem'e zarar gelirse seni mahfederim anladın mı beni. Senden başlar bütün sülaleni sikerim lann." dedim sinirle. Yağız da ayağa kalkmış çoktan yanıma gelmişti. Telefondaki adam tekrar konuşmaya başladı "eğer gelmezsen kız ölür. Bir saatin var." Dediği an telefon yüzüme kapandı. Yağız'a dönüp "kusura bakma Yağız ama gitmem gerek istediğin zaman beni arayabilirsin." Tam yanından gidecekken kolumdan yakalayıp konuşmaya başladı. "Ben de seninle geliyorum. İtiraz istemiyorum." dedi. Ben de bunu istiyodum tebessüm edip gülümsedim. Beni bu çocuğa bağlayan bişeyler var ama hayırlısı. Hemen Yağız'ın arabasına binip adamın attığı adrese gittik. Şu adamı bir elime geçireyim sike sike öldüreceğim ibneyi. Mekana geldiğimizde adamlar etrafımızı sardı. Yağıza baktığımda yüzünde gergin bir ifade vardı biraz yaklaşıp "gevşe biraz çok gerginsin Yağız" dedim. Tebessüm ederek gülümsedi. Ben de gülümsedim. Deponun kapısı açıldı içeriden bir adam çıktı ve ben o anda şoka girdim. Allah'ım bu bu bu bu nasıl olur. Gördüğüm kişi o olamaz. Gözümü tekrar kapayıp açtım ve aynı kişi.
Bu o .......

Biraz kısa oldu ama affedin. Yorum ve oy atmayı unutmayın. Sizi seviyorum.
Bu arada ben 14 yaşındayım hatalarımı siz düzeltin. Yeni bölümü en kısa zamanda atmaya çalışacağım.
Sizce Melis'in gördüğü kişi kim olabilir. Hikaye sizce nasıl gelişecek.

BENİM OLUR MUSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin