1.BÖLÜM

12 3 0
                                    

"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?" 

Adını bilmediğim adam "Alt tarafı arabana çarptım güzelim, ne bu sinir ha?"  Bak ya şu adama hem arabama çarpıyor hem de onunmuşum gibi sahiplenici kelimeler kullanıyor. Bu size romantik gelebilir fakat benim için tam da mal gibi hissettiriyor. "Siz kendinizi ne sanıyorsunuz be? mal mıyım ben? hem nereden sizin oluyorum? Siz hala konuşacak yüzü nereden buluyorsunuz?" 

"Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Benle konuşmana dikkat et yoksa olanlara karışmam." Suçluyken nasıl bu kadar rahat olabildiğini anlayamıyordum. "Asıl siz benim kim olduğumu biliyor musunuz? Oradan üzerimde ki üniformayı görmüyor musunuz?" Pis bir alayla beni baştan aşağı süzdü ve dalga geçer gibi "Görmez olur muyum güzelim? senin gibi güzel bir kızı görmezsem bana da yazıklar olsun."  Adam da ki rahatlığa bakar mısınız ya? hayır bir insan suçlu olduğu halde neden suçsuzmuş gibi üste çıkmaya çalışır biri anlatsın lütfen. Sen dur ama ben şimdi seni kelepçeleyim de gör bakalım. "Özür dileseydiniz olayı hiç bu kadar uzatmazdım ama' deyip pantolonumun arka yerinden kelepçeleri çıkartıp' bunu siz istediniz." Şimdi bileklerinizi hemen uzatmazsanız zor kullanmak zorunda kalacağım. Bunu ikimiz de istemeyiz değil mi?"  "Bir dakika bir dakika sen tiyatrocu falan değilsin, gerçekten polissin öyle mi?" Hah ne sanıyordu bu adam? Oyuncu olup onunla dalga geçtiğimi falan mı? "Evet evet tiyatorucuyum ben ve sizde oyuncu olduğunuz için gelip arkadan bana çarptınız öyle değil mi? Aaa hani kameralar nerede? Rol bitti ama hala kesmedi yönetmen acaba neden kesmedi? Yönetmen ya da oyun mu yok yoksa?" İki saattir sırıtan adamın yüzü, bambaşka bir boyuta geçmişti resmen. Hani biraz önce karşımda alaycı bir tavırla gülen adam vardı ya şimdi onu ben alaya aldığım için bana kötü kötü bakıyordu. Bu bakışların beni korkutacağını mı sanıyordu? Ben böyle bakışlardan korkacak olsam polis olmazdım ama gelin bunu karşımda olan 'beyefendi'ye anlatın.  "Beni alaya almayı kes! Seni gerçekten oyuncu sandım ve bu yüzden alaycı bir şekilde konuştum." Allah aşkına oyuncu olsam ne fark ederdi? Bir insanın karşısında bu şekilde konuşmak fazlasıyla yanlıştı ama karşımda bulunan adını bile bilmediğim halde en az 10 dakikadır konuştuğum adam bunu bilmiyordu. Görgü kuralı diye bir şeyi daha önce duymuş muydu acaba? ya da karşımızda olan küçük bir çocuk olsa dahi saygı çerçevesinde böyle konuşmanın yanlış olduğunu bilmiyor muydu? Ne kadar kaba, kendini bilmez saygısız bir adamdı! belkide fazla ön yargı ile yaklaşıyordum ama benim yerimde olsanız sizde size karşı böyle davranan biri için aynısını düşünürdünüz.  "Konuşma şeklimin ve tavrımın yanlış olduğunuzu biliyorum. Sen bir an öyle arabadan sinirle çıkıp bana hesap sorunca daha fazla sinirlendirmek istedim ve başarıya ulaştım ama sizi gerçekten oyuncu sanmıştım. Daha önce hiç bu kadar güzel bir polisle karşılaşmadım. Seni sinirlendirmek istedim çünkü kaşlarını çattığın da çok güzel görünüyordun. Bu yaptığımdan dolayı seni biraz daha sinirlendirdikten sonra özür dileyecek ve arabanın tamirini yaptırmayı üstlenecektim. Arabana bile isteye çarpmadım. Hızlı geliyordum ve bunun farkına arabana çarptığım da vardım. Özür dilerim, arabanla ben ilgileneceğim. Sen arabandan eşyalarını al lütfen ve bana numaranı verir misin? Araban tamir edildikten sonra alman için seni aramam gerekecek. Bu arada ben Furkan Bulut Acar. Acar Fashion Design Company'in Ceo'suyum.*" Furkan Bulut böyle söyleyince utandığımı hissettim. Güzelliğim konusunda abarttığını düşünüyordum.  

"Memnun oldum bende Melina Alsancak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Memnun oldum bende Melina Alsancak. Mehmet  Alsancak'ın kızıyım."

"Alsancak İnşaat'ın sahibi olan Mehmet Alsancak'mı ama nasıl olur? Ben Mehmet Amca'nın yanına sık sık giderim Alina Teyze'yle annem çok yakın arkadaştırlar. Nasıl oldu da seni daha önce görmedim?" Babamla aramız önceden ne kadar yakınsa şimdi o kadar uzaktı. Çünkü yaptığım mesleği sevse bile yapmamı istemiyordu. Başıma bir şey gelmesinden korkuyor olabilirdi ama burada çalışan tek kişi ben değildim bir çok kişi bu meslek yüzünden değil babam gibi Türk vatandaşları yüzünden can vermişti ama aklına onlar hiç gelmeden sadece kendi kızını düşünerek bencillik ediyordu. Polislik için tercihlerimi yaptıktan bir ay sonra ailemle yaşadığım eve kağıt gelmişti. Bu kağıdı gören babam en başta bayağı sinirlenip beni evlatlıktan reddetmeyi kafasına koyduysa bile sonradan gelip benden özür dilemişti. Furkan Bulut'un ailesini de çok iyi tanıyordum. hatta annesi Güneş Teyze benim şahsi evime gelip konuşur beni kendi öz kızından ayırmazdı. Furkan Bulut'un kardeşi de öyle ki çok yakın hatta yakın olduğum tek arkadaşımdı ama bu sene Sena Nur İzmir'de olan şirketlerinin başına geçmek için oraya taşınmıştı. Şuan bende fazlası ile şaşkındım çünkü evlerine çok sık gidip geldiğim halde onu daha önce hiç görmemiştim. "Şuan bende fazlası ile şaşkınım çünkü evinize sık sık ziyarete geldiğim halde sizi daha önce hiç görmedim." Yüz ifadesi sürekli değişiyordu. Duygularını dışına yansıtan içinde tutmayan biri olduğu belliydi. Biraz önce gözlerini ve ağzını açmış bakarken şimdiyse yüzüme gülen gözler ile bakıyordu. Ağzını açtı "rahat olabilirsin Melina. Benimle üçüncü kişi ağzından konuşma lütfen ve bundan sonra sıkca karşılaşacağımıza emin olabilirsin. Sadece tek ismimi kullansan da yeterli. Numaranı hala vermedin?" Son söylediğini bir şeyi söyler gibi değil de sorar gibi söylemişti. "Arabam için gerek yok. Kendim halledebilirim bulut. Yine de teşekkür ederim. Sabah yaşanan olayı hiç yaşanmadı var sayıyorum. Özrünü de kabul ettim. Şimdi işe yeterince geç kaldığım düşünülürse gitmem iyi olur. Görüşürüz bulut." "İnat etme de gel seni bırakayım. Hem söylediğin gibi geç kaldın ve arabanı ben bu hale getirdim. Bu yüzden sorumluluğu bende." "Gerçekten gerek yok." Sinirlenmişti. Bunu çatılan kaşları ve koyulaşan gözleri ile gayet iyi anlıyordum. "Lafımı neden ikiletiyorsun ki? Hatamı telafi etmek istiyorum ve yapacağım da sende arabadan eşyalarını al ve gelen şoförün arabasına bin seni bekliyorum. İkimizİn de arabası kullanılacak durumda değildi. Benim arka onunda ön kaportası felçti. Daha fazla inadın yersiz olduğunu düşünüp çantamdan eşyalarımı aldım ve arka koltuğa bindim. Hemen yanımda bulut oturuyordu. Bunca yıldır tanıdığım ama tanımadığım biriyle birlikte ilk yolculuğumu yapacağım için heyecanlıydım. Sonra birden kafama dank etti ki işe geç kalmıştım. Kahretsin komiser olacak o evren salağı beni yine azarlayacaktı kesin. "Bulut şoför lütfen hızlı gitsin yoksa baş komiserden fena azar işiteceğim." Bulut'un kaşları sözlerim üzerine çatıldı. "Kimse kimseyi azarlayamaz ben konuşurum. Yaşlı huysuz herifin tekidir kesin." Tam aksine evren komiserliğe yeni atanmış yirmili yaşlarının ortasında dışarıda arkadaşım içeride gıcık komiserim olan gayet yakışıklı bir beydi. ama bu bilgiyi Furkan'a vermedim. Gidince zaten görecekti. O zaman haydi karakola. 

*:acar moda tasarım şirketinin başkanı, yöneticisi

olaylar yeni yeni başlıyor haydi bakalım.<3

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 10, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KALP HIRSIZI YAKALANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin