19 Haziran 2015

887 39 6
                                    

Gün bitmeden konuşma yapmadan olmaz özellikle ben gibi biri için.
Bugün, 19 Haziran 2017. 2 yıl... Dile kolay iki yıl... Her şey, tamamen her şey, isminin anlamı gibi yaratıcı ve yetenekli bir adamın  Manu adlı bir cafeye gidip sırf bir kadından kurtulmak için yalnızca işini yapan güzel, kızıl saçlı, kendi haline, duvar gibi düpedüz bir kızı kolundan tutup dışarı çıkartıp öpmesiyle başladı. Bir küçük prensesin kraliçe oluşunun hikayesi bu, bir  buz prensinin buz dağlarının kırılma hikayesi bu, bu bizim hikayemiz acısını da tatlısını da hatta ekşisini de birlikte yaşadığımız hikaye.
"Sen misin ilacım..?"
Kimi zaman bir iftiraya maruz kaldı küçük prenses ama yılmadı, gururunu hiçe saymadı, geçti prensin karşısına direndi neden mi prense açıklama gereği duydu kendini? Neden biliyor musunuz çünkü o küçük prenses artık buz prense aşık olmuştu. Ayakkabısının tabanının altında tek bir çizik olmadığına inanıyordu çünkü prensese göre prens, kusursuzdu.
     Bir gün geldi "annesi babası başında olmayan, evde annesiyle soğan doğraması gereken insanlar gelip burada çalışıyor." muamelesine maruz kalmışken ellerinden tutup "ben varım" dedi prens, prensese...  Gel zaman git zaman aşık oldular birbirlerine. Bir ormanda Sezen Aksu çaldı ve "hep alev aldı buralar"...
      Yoruldular tabii ama onların hikayesinde asla yılmak, usanmak, mahvolmak, un ufak kalmak yoktu çünkü onlar hayal ürünü bir masalın değil en derininden bir hikayede mevcutlardı...
"Bak esiyor rüzgar, rüzgar dediğim de sensin"
Korkuları prens ve prensesin, para için ölen insanlardı. Bu kötü yürekli, para için ölecek insanlar... Entrikacı insanlar, kardeş dediği insandan ihanete uğramaktı korkuları. Nikah masasına ilerlerken etrafa gülümseyen bir gelin hayal eder insan ama onlar hiç normal olmadı ki bizim için çünkü bu hikaye, Meriç Acemi'nin kalemindendi...
    Uzak kaldılar da zamanında kalpleri ama hep bağlıydı. Roma'dan İstanbul'a uzanan bir kırmızı kurdele vardı. Onlar hep birlikteydi.
    Bir elektriklerin kesilip bir şarkının fon müziği olması ve prensesin kendini prensin kucağında bulmasıyla yeniden çalındı o terennüm kulağımıza. Artık prens, prenses için savaşıyordu... Neler atlattılar, nelere maruz kaldılar ama hayır! Hep ama hep birlikteydiler. Kimi zaman bir kalem oldu birbirlerini hatırlatan kimi zaman bir elma kimi zaman bir haki gömlek, çilek oldu.
     Şimdi o küçük prenses, kraliçe ve şimdi o buzlar buzu prens, kral ve o kral ve kraliçenin sadece bir Emine adlı prensesi ve doğacak prensleri Koray yok. Onları seven onca insan onların çocukları...
     Siz kalplerde ölesiye kalmaya, her daim gözlerimizde nüksetmeye, sevincimizi de acımızı da paylaşacak kucak olmaya müstahaksınız...
     Uzun lafın kısası, 19 Haziran 2015 bir başlangıçtı ama 20 Ocak 2017'ye, "ricorda stanotte perche e linizio di tutto" demeye varım/ız. Mucizemizsiniz, mucizemiz kalacaksınız.

Her Mafya Renklidir -DefÖmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin