Dünyadan, Homestad II adlı gezenege 255 mürettebat 5000 yolcu ile yola çıkan Avolan adlı uzay gemisinden yaşananlar “Uzay Yolcuları” filminin fonunu oluşturuyor.
Yolculuk süresi 120 yıl olarak hesap edilmiş, uzaygemimiz “Avolan” yarım ışık yılı hızında, otomatik pilot konumunda yolculuğunu sürdürürken, meteor bulutundan geçerken bir terslik yaşanır ve yolcuları uyku halinde tutan kabinlerden biri açılır. Makina mühendisi Jim (Chris Pratt) kendini yapayalnız büyük bir uzay gemisinde bulur. Bulabildiği tek hareket eden birim, barda görev alan Arthur (Michael Sheen) adındaki barmen androididir. Yolculuğun başından itibaren sadece 30 yıl geçmiştir. Kalan 90 yıl için yalnız olma düşüncesi karşısında, 5000 yolcudan birini daha uyandırabileceğini düşünmeye başlar.
Yaptığı araştırmalar sonucu, New York’dan yazar güzel Aurora’yı bulur ve onu da uyandırır. Bu aşamadan sonra film, bilimkurgu filminden romantik filme dönüşmeye başlar. Yalnız Aurora’ya arıza nedeniyle kabininin açıldığı yalanı ve uzaygemisinde devam eden sorunlar, arızalar, çözülmesi gereken açmazlar olarak seyirciyi filme bağlamaya çalışan kancalar olarak ortaya çıkar.
Film 110 Milyon USD maliyetle, bu yüksek maliyete uygun teknik kalitede bir film olarak görülebilir. Görsel efekt kalitesi oldukça yüksek, filmin ait olduğu türlere uygun lezzeti film boyunca hissettiğinizi söyleyebiliriz. Ancak filmin bir aşamadan sonra başlayan senaryo mantık hataları, katlanarak devam ettiğinden bir türlü akıcı, heyecanlı, soluksuz izlenebilecek bir filme dönüşemediğini görüyorsunuz.
Filmin kurulduğu temel, insanlar artık Dünya’dan ayrılmaya yeni dünyalar bulmaya gidiyor, bu yapılan yolculuklar sırasında ne gibi aksaklıklar yaşanabilir? Sorusundan oluşturulan temel, çok başarılı bir filmin giriş cümlesi, ancak giriş cümlesinin devamında karşımıza çıkan hikaye yapısı bizi inandırmaktan çok, filmin uzayda geçen aşk filmi düzeyine indirilmesine neden oluyor ve bu film için yapılan çok büyük bir haksızlık, bunca emek, çaba, neredeyse kusursuz teknik kalite bir anda filmden çok görsel şölen haline dönüşen anlatacak güçlü hikayesi olmayan bir yapım düzeyine indiriyor.
Filme giderken “Arrival”, “Interstellar”,”Gravity” düzeyinde bir uzay ve uzaylıları anlatan bir bilmkurgu filmi göreceğinizi düşünüyorsanız, “Uzay Yolcuları” bu beklentinizi karşılayamaz. Ancak, başarılı teknik kalitede bilimkurgu filmi, gerekçelerine ve nasıl oluştuğu sorununa takılmadan romantizm hissetmek, Chris Pratt ile Jennifer Lawrence’I izlemek isterseniz film tam size göre…
