8.bölüm

840 51 4
                                    

Bugün haftanın üçüncü günüydü.İçimden sadece iki gün kaldı diye kendimi avuturken sete gelmiştim bile.Dün akşam olan olayı bütün gece yatakta sürünerek düşünmüştüm.Henüz ilk öpücüğüm neyseki hala bana aitti.ve ilkimin o sürtük meraklısı çalıdan olmasını istemezdim.Bu düşünceyle iyice gerilirken içeriye girdim ve yanımda yine Kate'i buldum.Onunla biraz sohbetten sonra soyunma odasına ilerledim.kanepenin üstünde bir çift topuklu ayakkabı ,deri bir şort ve yarım tişört duruyordu.Gördüklerime gözlerimi devirerek üstüme geçirmeye başladım.Yanımda Lucy olsa giydiklerime bayılırdı. aklıma gelen bu düşünceyle yüzüm özlem dolu bir ifade aldı.Hemen telefonuma ilerleyip numaraya girdim "Abla neden hiç aramıyorsun seni çok özledim" "sana da merhaba Lulu ve işte aradım " "artık eskisi gibi hiç konuşamıyoruz seni çokkk özledim" "bende tatlım ama biliyorsun bu işe girmemi isteyen sizdiniz ve ablan artık boş vakit bulamıyor" onunla ve teyzemle biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapadım.Elime bugünün senaryosunu alıp gözden geçirdim birkaç dövüş sahnesi ve yakınlaşma vardı. Bu yazılarla suratım düşerken bembeyaz olan tenimin daha da bembeyaz olduğunu hissettim.Dün geceki olaydan sonra Chris'in yüzüne bile bakamicakken bir de bu yakınlaşma sahnesi çıkmıştı.yapabileceğim birşey olmadığı için odadan çıkıp sahnenin olacağı yere doğru ilerlemeye başladım.

~~~~~~

"Sizden istediğim birbirinize samimi davranmanız ve suratınızdaki bu ifadeden kurtulmanız.Çocuklar noldu size ? Chris sen bir kızı öpmeden önce düşünmezdin bile şimdiki fark ne?Atlantayı öpmeye mi korkuyosun? kendinize gelin ve rolu en iyi şekilde yapın". yaklaşık yarım saattir öpüşme sahnesini yapamıyorduk.Olabildiğince ilk öpücüğümü uzatmaya çalışıyordum.Sanırım çalı da anlamıştı bu gergin halimdenilk öpücüğüm olduğunu.İçimi bir hüzün dalgası sardı.ilk öpücüğümün böyle olacağını hiçbir zaman tahmin edemezdim.Hayatımdan olabildiğince erkekleri uzak tutmayı şimdiye kadar başarmıştım.Ama bu film olayı yüzünden sınırlarımı gerçekten zorlamıştım bile.Şu ana kadar değer verdiğim iki kişiyi kaybetmiştim ve birine daha bağlanırsam ve aynı şey olursa asla eskisi gibi olamazdım.Aklıma annem ve babamla olan anılar dolarken hareket bile edemedim fakat birinin beni sarsmasıyla kendime geldim "Atlanta neyin var?" Gözlerimi karşımdaki yeşil gözlere çevirdim hala soğukkanlılığımı korurken ona cevap vermek yerine Jack'e dönerek "lütfen Jack bugünlük bu kadar yetse kendimi iyi hissetmiyorum?" "pekala Atlanta anlıyorum biraz hızlı ilerledik zaten hatta geri kalan iki gün dinlen ve pazartesi hazır bir şekilde gel" içimden sevinç çığlıkları atarken "çok teşekkür ederim " diyerek yeşil gözlere bakmadan koşar adımlarla soyunma odama ilerledim aynı şekilde hızlıca giyindikten sonra setten ayrıldım.

~~~~~~~

Evde ikinci günümde de kanepede uzanıyordum.Yarın haftasonuydu ve her zamanki gibi yüzme planımı yapacaktım.Boş boş televizyona bakarken gözüm saate kaydı,gecenin biri.Gerinerek ayağa kalkıp televizyonu kapadım.Tam odama geldiğim sırada kapım çaldı.Gözlerim şaşkınlıkla büyürken bu saatte kimin gelmiş olabileceğini düşündüm.İçimi panik duygusu sararken koşar adımlarla kapıya ilerledim Kapıyı açtığımda karşımda yüzü gözü morluk içinde bir çalı buldum. ilk önce kıkırdayıp sonra da "iyi dövülmüşsün çalı" deyiverdim.Bu dediğimle kasları gerilirken "cidden mi Kızıl karşında kanla kaplı birini bulunca ilk tepkin bu mu olur?" "hayır çalı bu tepki sana özel" bu dediğimle dudağının kenarı kıvrılırken beni itip içeri girdi.Bu sahneyi daha kaç kere yaşayacaktım? bir kere olsun onu içeri çağırmamıştım hep kendi giriyordu.Ondan olabildiğince uzak durmaya çalıştıkça her seferinde onu kapımda buluyordum.Sesli bir of çektikten sonra kapıyı kapayıp içeri ilerledim koltuğa oturmuş ve patlayan dudağına aldırmadan gözlerini kapamıştı.Onu böyle görünce bir an yüreğim burkuldu ve banyoya ilerlemeye başladım.Evde ilk yardım çantası olmadığı için biraz peçete ve krem alıp salona ilerledim.Hala aynı pozisyonda olduğunu görünce yanına ilerleyip diz çökerek ona doğru eğildim.Yeşil gözlerini dikmiş bana bakıyordu.Aramızda çok az mesafe vardı ve bunu düşünmemeye çalışıyordum ama yüzüm aksini söylüyordu.Saçlarımı önüme atarak yüzünü temizlemeye başladım.Sessizce beni izliyordu.Sıra dudağına geldiğinde peçeteyi batırmamla inledi.Ben de sessizliği dağıtmak amaçlı "kim dövdü seni?" diye sordum."bir de karşı tarafı gör sen" bu dediğiyle istemsizce kıkırdarken bakışları dudaklarıma kaydı.Aramızdaki mesafe beni iyice gererken o hala dudaklarıma bakıyordu.Düşünmemeye çalışıp dudağına pansuman yapmaya devam ettim. Bir anda ne olduğunu bile anlamadan dudakları benimkilerle buluştu ve yavaşça öpmeye başladı.Donmuştum ve karşılık veremiyordum.Biraz daha öptükten sonra geri çekilip bakışlarını bana dikti "ilk öpücüğün benim Kızıl" bu dediğiyle gözlerim irileşirken bir yandan da "sen nasıl...?" diye sordum.Yanaklarımın kıpkırmızı olduğunu anlayabiliyordum ve daha kızarmaya devam edersem benimle dalga geçecekti "uzaktan olsa bile anlardım kızıl çok belli ediyorsun ayrıca ilk öpücüğünün sette olmasını istemediğini de tahmin edebiliyorum.Acaba ne kadar daha kızaracaksın merak ediyorum.Neyse uykum var ve günlerdir uykusuzum"diyerek beni arkasında bırakarak koridora doğru ilerlemeye başladı.Ben de kendime geldiğimde odama girmiş hatta tişörtü çıkarıp yatağa uzanmış olduğunu gördüm.Burnumdan sinirle nefes alırken kenara çekilip "yanıma gel kızıl yemem seni" . Ben hala ayakta dururken "orası benim yatağım ve senin yatmana izin vermedim"dedim.Ani bir hareketle kolumdan kavrayıp yatağa çekerken uykulu halime lanet ettim.Beni bir ahtapot gibi sarmalamasına izin verip gözlerimi yumdum.Sıcak uykunun kollarına çekilmeden önce duyduğum şeyler "ilk ve son öpücüğün de benim olacak başkasını öpmeyi aklından geçirme"oldu

Oy verin ve düşüncelerinizi mutlaka yazınnn

KızılHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin