Merhaba babacım,ben kızın Asya uzun zamandır konuşmadık senle seni çok özledim iyi ki varsın.Mutlu yıl....
''Asya kızım napıyorsun burada saatlerdir?''
''anne ya babama doğum günü mesajı gönderiyorum offf şimdi tekrar çekmek zorunda kalıcam.''
''Bence göndermek istemezsin ''
''Niye ki bir şey mi biliyorsun anne sen?
beni sanki geçiştirir gibi
''yooo ne bileyim kızım babanı gördüğüm mü var?'' dedi.
annem ve babam ayrı olduklarından birbirlerinin işlerine karışmazlar. Ve annem az önce bana video yu gönderme imalı bi cümle kurdu bu onun bişi bildiğine işarettir ama ,yok ya yine kesin bi şekilde kavga etmişlerdir ne olcak?
Babamla uzun zamandır görüşemiyoruz.O yurt dışında çalışıyor ve buraya yani İzmire'de ancak ayda 1 kez falan gelebiliyor.Onu o kadar çok özlüyorum ki annemle babam ayrıldıktan sonra babamı aslında bildiğimden çok daha fazla sevdiğimi anladım.Keşke yine beraber olsalar düşüncesi beni aylarca yedi bitirdi.Tek istediğim onları özlememekti ki bu fazlasıyla oluyor.Duygulandığım sesime vurmasın diye bir kaç dakika bekleyip ondan sonra babamın doğum günü için çekeceğim video ya devam ettim.Sonra da ona bu video yu ve aldığım saatle ikimizin resmi bulunan bilekliği babama gönderdim.Aslında onu bu özel günün de öpmek sarılmak isterdim bu video daki güzel sözlerin hepsini onun yüzüne sölemek isterdim ama bu hiç bir zaman gerçek olmadı. ilk başlarda beni bu düşünce mafederdi.Ama artık keşke diyip geçebileceğim türden bir düşünce oldu benim için.Hayatta çok şanssız bir insan olduğumu düşünüyorum çünkü daha 7 yaşındayken babam ve annem ayrıldı ve benim o zamanlarım ikisine birden en çok ihtiyacım olduğu zamanlarımdı.Ve şuan 16 yaşımdayım ve ben bu geçen 9 yıldan beri hale onlara olan ihtiyaç isteğimi karşılayamadım. bu şekilde düşünürken gözlerimden birkaç damla yaş aktı ve aynı zamanda da telefonum birden çalmaya başladı ben ilk önce babam aradı sandım ama video nun İtalyaya Bu kadar hızlı gidemeyeceğini aranan kısmında '' Canımın içi Alaram'' yazısını görünce anladım ve demek ki hale babam video yu görmemiş diye düşünerek telefon kapanmak üzere iken hemen açıp
'' alo? Efendim Alara '' dedim
''Hazırlandınmı Asya'' diye bi cevap aldım meraklı bi şekilde
''niyeki ? Biyere mi gidiyorum'' diye sordum.
'' Evet hep beraber okulun düzenlediği partiye gidiyoruz ya '' dedi.
lanet olsun ben nasıl unuttum bunu offf 2 saat kaldı partiye babama video göndericem diye çıkmış tamamen aklımdan yaa of neyse bunu Alaraya belli edersem kırk yıl söylenir durur artık. Diye ben bunları düşünürken ona cevap vermediğim için akıllı arkadaşım hemen
'' Unuttun dimi Asya kızım bunu nasıl unutursun'' diye başlangıç fırçamı yedim ve sonra ona cevap verdim
'' 2 saat benim için yeter beni lafa tutma hemen hazırlanıcam diyip '' ikinci bir fırça yemekten korkarak kapattım telefonu ama 2 saat te hazırlanmak konusunda kendimi kandırdığımı bi türlü idrak edemeden her zaman ki gibi geç kalmamak için hızlı hızlı hazırlandım . Aynı zamanda hemen Melis 'i arayıp onunla buluşacağımız saatten yarım saat geç buluşmamız gerektiğini söyledim ve tabi ondanda azar işittim. Bizim parti planımız bundan bir ay önce parti haberi bize verildiğinde biz üçümüz ( Alara Melis ve ben) planımızı çoktan kurmuştuk Alara nın partide görevli olduğundan parti akşam sekizde başlarken o yurttan öğlen vakti üç gibi çıkması lazımdı ve o yüzden de biz de Melis'le sözleşip 7 gibi yola çıkarız dedik.Bu arada benim kardeşim yok ama kardeş kelimesinin aynı anneden ibaret olmadığını bana Alara ve Melis öğretti.Onların aileleri normalde istanbul'da yaşıyorlar fakat okulları burda olduğundan yurtta kalıyorlar.Hazırlığım bitti diyip tam evden çıkıyordum ki annem beni durdurdu ve
'' tamamen hazırmısın dedi'' bende şaşkınlığımın farkında olmadan
'' evet anne hazırım'' dedim tam çıkacakken annem yine
'' ozaman tek küpe takmak moda'' deyip gülmeye başladı
hemen kulağımı yokladım ve'' şaşkoloz Asya küpenin tekini nasıl unutursun offf ''
anneminde gülme sesine karşı
'' anne komik değil'' deyip utanmış bi şekilde odama çıkıp küpemi yerine taktım ve hızlı adımlarla taksiye binip yurda doğru yol almaya başladım.Kapının önünde yurdun aracı ve Melisa bana somurtmuş bir şekilde bakıyordu.Yine meraklı bir halde
''neoldu Pelinle mi kavga ettin bişeymi dedi'' dedim ama o suratında ki somurtmanın benden kaynaklandığından habersizdim .O kendini bilmezler Pelin ve Nil bizle uğraşmadan yapamazlar herkese karşı sülük gibidirler özellikle karşı cinse ve ayrıca maddi durumları iyi olduklarından kendilerini dağın zirvesinde görüyorlar ama bilmiyorlar ki bi karıncanın yuvası bile olamazlar diye söylenirken Melis:
'' hayır onunla kavga etsem müdürün odasında olurduk ve o şahsın yüzü pek bakılacak durumda olmazdı '' deyip yüzünde hafif bir gülümseme oldu ve bana dönerek
'' senin yüzünden oldu başımın tatlı belası'' deyip saçıyla oynadı
''benim yüzümden mi ne oldu '' dedim ve bizim üçlü grubumuzdaki en süslü arkadaşımız olan Melis hiç şaşırılmicak bir davranışta bulunarak
'' Ben tam beşte kuaföre gittim yedide yola çıkacağız diye ama sen yedi buçuk da gidelim diyince saçım yarım saat fazla kaldı ve söndü '' dedi
ve öyle deyince kendimi gülmekten alamadım. Saçına baktım birde saçı bittiğinde iki saat önce kuaförde çekinip instagrama koyduğu resme baktım arada hiçbir fark görmeyince gülmem daha çok arttı ve onun morali daha çok bozulmasın diye yanaklarına öpücük kondurup telefonumla fotoğrafını çekip gösterdiğimde ise
'' aaa bozulmamış diyerek bir oh çekti'' Ve hızlıca arabaya bindik ne tesadüf ki arkamızda zengin bebesi ve onun kuyruğu namı diğer Pelin ve Nil vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYAN YILDIZ 💘😄
Teen FictionBir kızın annesi ve babası ayrıldıktan sonra aşk korkusu ve kayan yıldız sonrası dileğinin gerçek olması ile en çok korktuğunun başına gelmesi ( oylarınızı bekliyorum ve yorum bırakırsanız düşünceleriniz kıymetli yanlışlarımı doğrularımı görebilirim